Şanlıurfa’da 1960’lı yıllardan itibaren öğretmenlik yapan ve kentin ilk kadın öğretmenleri arasında yer alan Edibe Kahya Aydın, Bediüzzaman Said Nursi'nin Urfa'ya gelişini, vefatını gazetelerden öğrendiğini söyledi.
Yerel gazete Gap Gündemi'nden Mehmet Sarmış'a konuşan Aydın'ın ilgili sözleri şöyle:
Said-i Nursi'nin Urfa'ya gelişi ve vefatıyla ilgili haberleri de gazeteden mi aldınız?
Evet, gazeteler yazdı. Said-i Nursi'nin "Beni Urfa'ya götürün, ben orada ölmek istiyorum." dediğini büyük harflerle gazete yazmıştı, ben oradan okudum. Yine birkaç gün sonra "Said-i Nursi Dün Urfa'da Öldü" diye yine büyük puntolarla yazılmış gazete başlığını hatırlıyorum. Ondan sonra Dergâh'ta mahşeri bir kalabalık… Cenazesini Ulu Cami'den alıp oraya götürdüler. Çocuğum ya, birileriyle beraber gitmiş olmalıyım. Tabutunun eller üzerinde götürüldüğünü hatırlıyorum. Götürüp Dergâh'ın ön tarafına gömdüler. Artık millet her gün mezarının başında toplanıyor, namaz kılıyor, dua ediyor. Mezar toprağından "teberik" (teberrük, bereket umarak) niyetine alıp götürüyor… O yılın yazında bir sabah erkenden askerler gelip mezarını kırmış, na'şını götürmüşler. Gittim, mezarın parçalanmış halini de gördüm. Herkes gidiyordu.
Gazeteden okuyunca tek başınıza mı gittiniz?
Gazeteden de okudum ama zaten herkesin dilindeydi. Tek başıma olmaması lazım. Çünkü küçüktüm, ama kiminle gittiğimi hatırlamıyorum. Annemle beraber olması lazım. Gazete haberi de gözümün önünde. Çocukluk anıları kolay kolay unutulmuyor.