'Üniversite tercihi önemli değil'

Tercih yapacak öğrencilere, hangi bölümde okuyacaklarına değil, yetkinliklerini nasıl geliştirebileceklerine odaklanmaları gerektiği tavsiyesinde bulunan Prof. Dr. Erhan Erkut, öğrencilerin üniversitelerden daha hızlı gelişmeleri gerektiğini söyledi.

Üniversite adaylarının yıllar süren emekleri sonucunda oluşan puanları geçtiğimiz günlerde açıklandı. Adayların, üniversiteye yerleştirilmeleri ile son bulacak olan 2015 ÖSYS maratonunun tercih dönemi ise hem ailelerde hem de öğrencilerdeki heyecan kat sayısını arttırıyor. MEF Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve İktisadi İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Erhan Erkut, tercih yapacak öğrencilere hangi bölümde okuyacaklarına değil, yetkinliklerini nasıl geliştirebileceklerine odaklanmaları gerektiği tavsiyesinde bulundu. Öğrencilerin, üniversitelerden daha hızlı gelişmeleri gerektiğini ifade eden Erkut, üniversitelerin 21. yüzyıla hazır olmadıklarını söyledi. “Üniversite tercihi biraz da bu nedenle önemli değil” diyen Prof. Dr. Erhan Erkut, “Öğrenci hangi bölümü okuyacağına değil, hızla gelişen dünyada öz yönlendirme, bilgiye ulaşma ve kendi kendine öğrenme gibi yetkinliklerini nasıl geliştirebileceğine odaklanmalı. Sürekli bir enformasyon fırtınası altında yaşıyoruz. Öğrencinin bu dünyada bocalamaması için kendini üniversiteden daha fazla geliştirmesi gerekiyor. Çünkü üniversiteler 19. yüzyılda yani 150 yıl öncesinde kaldılar. Üniversite tercihi biraz da bu nedenle önemli değil. Dolayısıyla öğrenciye çok fazla iş düşüyor. Kafasını sürekli, ‘hangi konferansa gideyim, hangi kitabı okuyayım, hangi hocaya yaklaşayım, hangi şirketi kurayım, hangi şirkette çalışayım ve nerede staj yapayım’ gibi sorularla meşgul tutmalı. Zaten üniversitelerin hiçbiri 21. yüzyıla hazır değil” ifadelerini kullandı.

“ÜNİVERSİTELERDE DEVRİM OLACAK”

Üniversitelerde önümüzdeki süreçte ciddi bir devrimin yaşanacağını belirten Erhan Erkut, bu gelişmelerin yükseköğretimin yanısıra lise ve ortaokul eğitimini de kökten değiştireceğini söyledi. Bu süreçte öğretmenlerin mentörlük yapacaklarını ve bire bir eğitime yöneleceklerini söyleyen Erkut, “Üniversitelere ciddi bir devrimin geleceğini düşünüyorum. Bilgi teknolojilerindeki gelişmeler, yükseköğrenimin yanısıra lise ve ortaokul eğitimini de kökten değiştirecek. Neden en iyi öğreticinin bir insan olduğunu varsayıyoruz? 30 sene sonra bugünkü gibi eğitim verileceğine inanmıyorum. Arkasında suni zeka olan bir bilgisayar programından öğrenmeyi bugün bile bir öğretmenden öğrenmeye 5 defa tercih ederim. Çünkü o benim nasıl öğrendiğimi anlayıp benim hızıma göre kendini ayarlayacak. Konferans verir gibi sunum yapan öğretmen modeli çağı geçti. Öğretmenlerin rolü her zaman çok önemli olacak ama daha çok mentörlük ve bire bir eğitim yapacaklar. Üniversiteler bunu fark ettikten sonra büyük bir dönüşüm yaşayacak. Çünkü artık işin içine özel sektör girdi. 4 trilyon dolarlık bir ekonomisi olan eğitimin bundan sonra rahat bırakılmayacağına eminim” dedi.

“ÖĞRENCİLER RAHAT OLSUN”

Yatay geçiş uygulamasının bölüm değiştirmeyi kolaylaştırdığını ve bu durumun öğrencileri rahatlatması gerektiğini ifade eden Erhan Erkut, “Öğrenciler, kendi kendine öğrenme, sunum yapma, grup çalışması, dil ve teknoloji kullanımı gibi konulardaki yetkinliklerini nasıl geliştirebileceklerine kafa yorsunlar. Ne okudukları çok da önemli değil. Ayrıca yatay geçiş uygulaması başladığından beri bölümler arasında çok kolay geçiş yapılabiliyor. İstenmeyen bir bölümde takılıp kalmak eskisi kadar büyük bir sorun değil. Bu nedenle öğrencilerin biraz daha rahat olmaları ve kalplerinin sesini dinleyerek karar vermeleri gerekir” dedi.

Öğrencinin, her şeyi üniversiteden beklemeden inisiyatif alabilmesinin önemine de vurgu yapan Erhan Erkut, şu tavsiyelerde bulundu: “Adayların, tercih etmeyi düşündüğü okulları mutlaka ziyaret etmesi, öğretim üyeleriyle konuşması, mezunlardan fikir edinmesi, Facebook, Ekşi Sözlük ve e-mail gibi ortamlardan da bilgi alması gerekir. Sınıflara ve laboratuvarlara girerek 4 sene geçirecekleri ortamı deneyimlemeliler. İngilizce’nin yanında Rusça, Çince veya Arapça gibi bir dil daha öğrenmeliler. Ayrıca bilgi ve teknoloji okuryazarlığı da son derece önemli. Mutlaka bir programlama dili bilmeleri gerekiyor. Kütüphaneleri aşındırmalılar. Öğrenci kulüpleri ve sivil toplum kuruluşlarında da yer alarak kendini geliştirmeliler.”

İHA

İlk yorum yazan siz olun
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.

Eğitim Haberleri