Sistem ve şahs-ı manevi (3)

Nuran ŞAHİN

Sistem ve şahs-ı manevi birlikteliğini ve ilişkilerini Birinci Söz’ün birinci sırrında kâinat, küre-i arz siması ve insanın mahiyet-i camiası’nın simasıyla “Bismillahirrahmanirrahim” ferşi arşa bağlar; insanî (î- şahs-ı manevi)arşa çıkmaya bir yol olur.

İnsanın halife-i arz oluşu ve namazla külli kulluğu, sistem ve şahs-ı maneviyi temsil etmesi hakikatini ortaya çıkartmaktadır. “Nasıl ki insan şu âlem-i kebirin bir misal-i musağğarıdır ve Fâtiha-i Şerife şu Kur’ân-ı Azîmüşşânın bir timsal-i münevveridir. Namazdahi, bütün ibâdâtın envaını şamil bir fihriste-i nuraniyedir Ve bütün esnâfımahlûkatın elvân-ı ibadetlerine işaret eden bir harita-i kudsiyedir.”(sözler 45)

Özellikle ahir zamanda yaşamamız ve Dokuzuncu Söz’de namaz vakitlerindeki inkılapları ve akşam namazının önemi anlatılmaktadır. Evamir-i Tekviye’nin  tablosunda; insanlık aleminde yani arzda ve insan eylem/fiilinde görünüşü (nurdersi.com)

 

KAİNAT

ARZ(İNSANLIK ALEMİ)

İNSAN

TEZYİN

LATİF,NAZİF

VAZİFE

MİZAN

DAİMA

BİR SAADET

NİZAM

CİDDİ

BİR HAKİKAT

TASVİR

AZİZ,LEZİZ

BİR HİZMET

İNTİZAM

HOŞ VE GÜZEL

BİR UBUDİYET

İMTİYAZ

BAKİYANE

BİR SOHBET

 

Ayrıca “Evamir-i Tekviniye” kavramını Risale-i Nur Külliyatın’da tarama sonucunda; Evamir-i Tekviniyealemi şehadette; tezyin, mizan, nizam, tasvir, intizam, imtiyaz şeklinde görünen tecelliler, kitabı kainatın tercüman-ı ayat-ı olan Muhammed (SAV) ‘de tezahür etmektedir.

Kainatın ruhu, Mahiyet-i Muhammedî’ye; kainatın cesedi, Hakikat-i Muhammedî’ye her ikisinin cem’i Şahsiyet-i Muhammediye dir.
“Şu gördüğün büyük âleme büyük bir kitab nazarıyla bakılırsa, Nur-u Muhammedî (A.S.M.) o kitabın kâtibinin kaleminin mürekkebidir. Eğer o âlem-i kebir, bir şecere tahayyül edilirse, Nur-u Muhammedî hem çekirdeği, hem semeresi olur. Eğer dünya mücessem bir zîhayat farzedilirse, o nur onun ruhu olur. Eğer büyük bir insan tasavvur edilirse, o nur onun aklı olur. Eğer pek güzel şaşaalı bir cennet bahçesi tahayyül edilirse, Nur-u Muhammedî onun andelibi olur. Eğer pek büyük bir saray farzedilirse, Nur-u Muhammedî o Sultan-ı Ezelîn makarr-ı saltanat ve haşmeti ve tecelli yat-ı Cemal iyesiyle âsâr-ı san ‘atınıhâvi olan o yüksek saraya nâzır ve münadi ve teşrifatçı olur.” (Ms: 107)

“Hilkat şeceresinin semeresi insandır. Malûmdur ki, semere bütün eczanın en ekmeli ve kökten en uzağı olduğu için bütün eczanın hâsiyetlerini, meziyetlerini hâvidir. Ve keza hilkat-i âlemin ille-i gaiye hükmünde olan çekirdeği yine insandır.
Sonra, o şecerenin semeresi olan insandan bir tanesini şecere-i İslâmiyete çekirdek ittihaz etmiştir. Demek o çekirdek, âlem-i İslâmiyetin hem bânisidir, hem esasıdır, hem güneşidir.”  (Ms: 108)

Alemi şehadetler Evamir-i Tekviye’ nin bir yansıması ve Evamir-i Teviye’nin  insanef’ali’nin karşılıkları olması itibarıyla Hz. Muhammed (sav) Efendimizin ef’ali, ahvali, etvarı insanlığa örnek model olmuştur. İnsanlık kitabı kainatın tercümanı ayât-ı olan Hz. Muhammed (sav) Efendimize uyarsa Evamir-i Tekviye’ye, Adetullah’a uymuş Peygamber Efendimize ümmet, Rabbimize hakiki kul olma şerefini kazanmış olacağız.

EvamiriTekviye, Adetullah/ Rububiyet/Külli kanununlar, şeriat-i fıtrıye …Allah’üTeala’nın esma, sıfat ve şuunatından ilmi ezelisinde yani kader-i ezelisinde bulunmaktadır.  Hz. Muhammed (asm) Efendimizin sünnet-i seniyeye ile bu kanunlara uymasıdır. Çünkü  “Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim.” (Muvatta, Hüsnü’l-Hulk, 8; Ahmed b. Hanbel, 2/381) Sünnet-i Seniyye; kainatınAdetullah’ı, Evamir-i Tekviniyedir.

Cenab-ı Allah ile kul arasındaki iman bağıyla tam frekansını yakalamak, şehâdetaleminde yapılan davranışın tam karşılığının alemi gayb’da tam görüntüsünün oluşması Sünneti Seniyyeye ne kadar uyduğumuza bağlıdır. Hem  sırrı ihlasın kazanılması hem yapılan ibadetlerin kabul edilmesi hem Allah’ı razı etme sırları  hem  namazın miracı hem kainatın tesbihatları, hem Allah’üEhadİsm-i Azam’ını  hem …. Hem… hem…. İnsan aleminden kainat alemleri açılıyor.

Eğer Sünnet-i Seniyyeye uyulmasa ne olur? Sorunun cevabı Ahir zaman olan dünya âlemindeki karışıklıklar, sıkıntılar, buhranlar, terör ve zulümleri görebiliriz. Çünkü davranışların ifrat, tefrit ve vasat mertebeleri bulunmaktadır. Küçük âlem/daire olan insandan büyük âlem/daire olan kainâtta bu mertebelerin şahs-ı manevileri bulunmaktadır. İfrat mertebesi sisteminin şahsı şeytan, tefrit mertebesi sisteminin şahsı nefistir. Vasat mertebenin sırat-ı müstakimin temsilcisi İslamiyet ,Kuran ve Hz. Peygamberimizin ef’ali, ahvali, etvarıdır.

Sistem ve Şahs-ı Manevi ile Allah –Kâinat-İnsan buluşması gerçekleşiyor.

İlk yorum yazan siz olun
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.