Sana!

Misafir Kalem

Serin rüzgârların estiği bir günde yazıyorum sana… Biliyor musun her zaman böyle olmuyor. Sen bunu nadir zamanlardan biri bil. Akşamlar artık eskisi kadar keyif vermiyor. Bir yudum alıp kahvemden oturmak yok artık seninle. Artık anılar var sadece yaşayan, bizler çoktan yürüyen ölülere dönmüşüz bile…

Senin anlattığın hikâyeler gerçekten çok eskide kalmış. Her şey sahte şimdi. Kimisini Çin’de yapıyorlar, kimisi de doğuştan yalan. Denize attığın taşlarını biraz zor bulursun sahillerinde güneşlendiğin şehrin. Oralarda artık sahte. Hayatlar var… Gülüşleri sentetik insanların, yapmacık tavırlarına imrenenler var.

Bize örf adet diye anlattıklarınızı, alıp kâğıttan uçaklar yapıp uçurtmuşlar. Onlar uçarken bir damla yağmur yağar, hevesler kalır kursaklarda. Bahar geldi bilir misin? “Şimdi buralar yeşile büründü” diyeceğimi sanırsan yanılırsın. Buralarda artık çölde kalmış yürekler var. Çiçeklerim vardı bahçemde, birisi geldi gözyaşlarıyla sulamak istedi. İzin verdim. Gözyaşları ile suladı onları. Çiçeklerim soldu, o suladı, çiçeklerim kurudu. Bilmemişim ki gözyaşları tuzludur. Sudur, fakat her su şifa değilmiş.

Ayağı yalın çocuklar vardı sokaklarında şehrimin. Fakir ama mutlu. İnsanlar şimdi daha zengin. Öyle ya para onları adam etmiş. Hepsinin burnu bir karıştan fazla artık. Bir benim ki kaldı galiba ufacık. Komşularımızı hatırlar mısın? Ne muhabbetler dönerdi akşamları… Hangi muhabbet? Hangi komşu? Hatırlamıyorsun değil mi? Şimdi kimsecikler söylemiyor eski türküleri, nakaratları akıllarda bir garip deyimler var nefeslerde…

Eskiden yediğinde tadına doyamadığın domatesler müzeye kaldırıldı. Şimdi ki hıyarların tuzu bile yanında geliyor. Garip bir iş ya hu! Aklım bir türlü ermiyor. Karpuzu kesiyorsun kabak çıkıyor, adam diye konuşuyorsun kaypak çıkıyor. Gel de akıl erdir bu işe…

Önce bir iki üçtü… Şimdi one, two, three oldu. Benim aslım nereliydi? Eskiden selamun aleyküm, sabahı şeriflerimiz vardı. Bakıyorum da daha geçen gün, selam oldu. Hi, oldu. hello kovaladı hepsini.
Yazık demeye dilim varmıyor. Yazığa bile yazık oldu. Sadece suratlar değil, tavırlar bile makyajlandı. Kim insan, kim şebek ne mümkün bilmek. Hayal bile haram oldu. Kabahatı doğru, edepsizi terbiye diye yutturanlara kanma! Sen Müslüman mahallesinde salyangoz satanlara aldanma!
Vesselam…

Abdülkadir Arpaguş

Yorum Yap
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
Yorumlar (5)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.