Büyük yıkılışların, değişikliklerin ve hatta yok oluşların yaşandığı 19. yüzyıl ile 20 yüzyılın ilk yarısında, Müslümanların ve İslam dünyasının dinî, sosyal ve siyâsî meseleleriyle ilgili orijinal görüşleriyle asrımıza ışık tutan Bediüzzaman Said Nursî, çağdaş bir İslam düşünürü olarak her zaman Müslümanları ümitli olmaya çağırmıştır.
İslam dünyasının, özellikle de uzun süre İslam’ın bayraktarlığını yapan Osmanlı Devleti’nin en sıkıntılı en bunalımlı günlerinde dahi geleceğin İslam’ın olacağını söylemiştir.
Bu çalışmada Bediüzzaman Said Nursi'nin “Rüyada Bir Hitabe” adlı değerlendirmesi tarihî altyapı ve gerçekleriyle ortaya konulacak. Bu sayede de onun, Osmanlı Devleti ve Müslümanların hasta adam, yok oldu, tarihten siliniyor denildiği bir zamanda ümit verici görüşleri ortaya konacak.
Şöyle diyor Bediüzzaman:
“1335 senesi Eylül’ünde, dehrin hadisatının verdiği yeis ile şiddetle muzdarip idim. Şu kesif zulmet içinde bir nûr arıyordum. Manen rüya olan yakazada bulamadım. Hakikaten yakaza olan rüyayı sâdıkada bir ziya gördüm.”
Önce Bediüzzaman’ın rüyayı gördüğü sırada “dehrin hadisâtı”na (zamanın olaylarına) bir göz atmak gerekir:..
Dr. Yasin Yılmaz'ın 'Rüyada Bir Hitabe'ye Tarihi Açıdan Bir Bakış başlıklı yazısı için TIKLAYINIZ