Said Nursi ve Steve Jobs arasında kurulan ilginç benzerlik

Bediüzzaman Said Nursi ile daha 21 yaşında iken dünyayı kişisel bilgisayarla tanıştıran Apple firmasının kurucusu Steve Jobs arasında yakın bir...

Risale Haber-Haber Merkezi

Prof. Dr. Yunus Çengel, Said Nursi ile Apple firmasının kurucusu Steve Jobs arasında yakın bir benzerlik olduğunu söyledi.

Yenilikçiliğe vurgu yapan Prof. Çengel'in, ulegder'deki yazısından ilgili kısmı şöyle:

Bilim ve teknolojide merak ve sorgulamanın tahrikiyle sürekli gelişim esastır. Isaac Newton’un 1687’de yayınladığı meşhur hareket kanunları bilim ve sanayi devrimlerinin lokomotifliğini yaptı ve determinizmin felsefî altyapısını oluşturdu. Ancak 20. asrın başlarında Newton’un efsanevi kanunlarının da atomaltı boyutlarda ve de çok yüksek hızlarda geçersiz olduğu ortaya çıktı. Atomaltı dünyada parçacıkların bir anda çok yerde olmasının gözlenmesi ve zaman ve mekân kavramlarının çökmesi, fizikte tüm taşları yerinden oynattı. Ortaya konan Kuantum teorisi ve dayandığı belirsizlik prensibi, fizik anlayışımızın temelinden değişmesine sebep oldu.

BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ VE STEVE JOBS ARASINDAKİ BENZERLİKLER

Yenilikçilik anlamında Bediüzzaman Said Nursi ile daha 21 yaşında iken dünyayı kişisel bilgisayarla tanıştıran Apple firmasının kurucusu Steve Jobs arasında yakın bir paralellik vardır. 1970’li yıllarda bilgisayarlar ancak programlama dilini çok iyi bilen uzmanlar tarafından kullanılabilirdi ve sıradan bir vatandaşın bilgisayar kullanarak teknolojiyi hayatına katması söz konusu değildi. Ancak Steve Jobs’ın ikonlara dayanan yaklaşımı sonucu bugün 7’den 70’e herkes kişisel bilgisayar kullanabilmekte ve eskiden ancak uzman programcıların yapabildiği karmaşık işleri bir çırpıda yapabilmektedir. Yani Steve Jobs sayesinde teknoloji herkes için ‘erişilebilir’ bir hale geldi. 

Benzer şekilde, Bediüzzaman eskiden hakikatine 15 yılda ulaşılabilen iman ilimlerinin 15 haftada tahsil edilebileceği ve bir yılda ciddi bir âlim olunabileceği güvenli bir metot geliştirmiş ve zamanımız aceleci insanının kısa zamanda eski âlimlerin iman ve izan seviyesine erişebileceği bir yol açmıştır.

HAYAT BOYU ÖĞRENME RİSALE-İ NUR İLE 1930'LARDA BAŞLADI

Keza, kendi kendine öğrenme ve hayat boyu öğrenme son zamanlarda tüm dünyada öne çıkan ve Bologna Süreci kapsamında yaygınlaşan değerler arasındadır. Çok manidardır ki modern dünyanın ancak 1990’larda önemini kavrayıp hayata geçirmeye başladığı kendi kendine öğrenme ve bunu hayat boyu sürdürme yaklaşımını, Risale-i Nur bireysel ve birlikte mütalaa yoluyla 1930’larda başlatmış ve 7’den 70’e herkesi talebe yaparak kişisel gelişim esaslı enformel din eğitiminde yeni bir ekol oluşturmuştur. Bunu da kişisel hak ve hürriyetler zemininde bireylerin hür iradelerine saygı içinde yapmıştır. Böylece dini de hürleştirmiş, dinin kişi veya kurumlar tarafından inhisar altına alınmasına engel olmuştur.

KUR'AN HAKİKATLERİNE DİREK ULAŞAN NURANİ BİR KÖPRÜ

Çok şey gibi artık din de bireyselleşmiş ve birey merkezli olmuştur. Risale-i Nur, Kur’an hakikatlerini muhakeme ve temsiller yoluyla gözle görünür hale getirirken, görünen ve görünmeyen âlemler arasında sağlam köprüler kurup görünen âlem-i şehadeti görünmeyen âlem-i gaybın ekranlarına çevirir. Fenleri imana merdiven yapar. Risale-i Nur, materyalizm kıskacına yakalanmış, aklı ve kalbi karışık ve zamanı dar çağımız insanı için Kur’an hakikatlerine direk ulaşan nurani bir köprü oluşturmuştur.

BEDİÜZZAMAN VE ARŞİMET

Bediüzzaman’ın dinde öz ile kabuk ayrımı, antik çağ bilim insanı Arşimet’i anımsatmaktadır. Altın mücevher, karışımındaki gümüş ve bakır oranına bağlı olarak sarı, beyaz, kırmızı veya yeşil görülebilir. Arşimet, Kral Hiero’nun tacının saf altın olup olmadığını bulmaya çalışırken suyun kaldırma kuvvetini ifade eden Arşimet Prensibini keşfetti ve tacın hileli yapıldığını ispat etti. Bediüzzaman da akıl ve mantığa dayalı muhkem prensipler ortaya koyup onları mihenk olarak kullanarak, som altın gibi olan İslam’ın özünü, zamanla içine karışmış bakır mahiyetindeki zaman ve mekânın dahlinden kaynaklanan posalardan ayıkladı. Tüm meseleleri bir mizan içinde yerli yerine oturttu.  Yeni durumları değerlendirmek için de temel esasları net olarak vazetti.

İSLAMİYET TAASSUP DEĞİLDİR VE CEHALETLE BAĞDAŞMAZ

Geçmişe bakıldığı zaman, teslimiyetçiliği ve akıldan istifayı ön plana çıkaran ve sorgulamayı adeta din dışı gören anlayışlar olmuştur. Hatta cehalet ve taassubun dindarlıkla özdeşleştirildiği zamanlar da yaşanmıştır. Günümüzde bile mutaassıplık çok yerde dindarlık ölçüsü olarak görülmektedir. Ama İslamiyet taassup değildir ve cehaletle bağdaşmaz. Keza, müspet bilim dünyasında da çok defa ‘bilim’ kılıfı altında taassup ve önyargı takdim edilmiştir ve hala da edilmektedir – her şeyin bir tesadüfler zinciri sonunda kendi kendine meydana geldiğinin bilimsel bir realite olduğu önyargısı gibi. Ama bilim taassup değildir. Akıl ve sorgulayıcı bilimsel yaklaşım zemininde bu tür yanlışlar zamanla fark edilir ve düzeltilir.

DOĞRU BİR DİN, DOĞRU AKIL VE DOĞRU BİLİM İLE ÇELİŞMEZ

Semavi dinlerin kaynağı akıl değil vahiydir. Ancak doğru bir din, doğru akıl ve doğru bilim ile çelişmez. Çünkü her üçünün de kaynağı birdir ve birde tezat olamaz. Ve hiçbir dinî hüküm genel aklı mahkûm edemez; hiçbir dinî metin aklı saf dışı bırakacak şekilde izah edilemez. Bediüzzaman’ın ifadesi ile “Bir hadise, eğer imkân-ı aklî [akla uygunluk] dairesinde olmazsa reddedilir.” Akıl erdirememek veya aklın aciz kalması ayrıdır, akla aykırı olmak veya kabulünde aklî engeller olması ayrıdır. Bir şeyin hikmetinin görülmemesi veya bilinmemesi başkadır, hikmete veya genel maslahata açıkça aykırı olması başkadır. O yüzden, bilim ve teknolojide olduğu gibi, dinde de muhakeme kapısı ve eleştirel bakış açısı sonuna kadar açık olmalıdır. Bediüzzaman’ın Mart 1909’da Dinî Ceride’de dediği gibi, ‘İnsanlar hür oldular, ama yine abdullahtırlar. Her şey hür oldu; şeriat da hürdür, meşrutiyet de.’

 

Yorum Yap
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
Yorumlar (7)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.

Bediüzzaman Haberleri