Öğrencilik yıllarında Bediüzzaman'la görüşen Suad Alkan, Bediüzzaman Said Nursi'nin Isparta Tugay Komutanlığı kışlasına cami temel atma törenine katılışını anlatıyor:
"Tugay Camiinin temel atma merasiminde"
"1959 senesinde Isparta İmam-Hatip Okulu üçüncü sınıf talebesiydim. Sıcak bir kuşluk. Şehrin ana caddelerinde askerî cemseler... Merkezî yerlerde, 'Askeri mıntıkada cami yapılacak, bu vesileyle birlik içinde mevlid kıraat edilecek; arzu edenler cemselere binip merasimi iştirak edebilir' diye bir şayia yayıldı. Hususan İmam-Hatip Okulu öğrencilerini mektebin önündeki İstasyon Caddesinden cemselere doldurup kışlaya götürdüler.
"Ben de gittim. Geniş bir sahada aralıklı direklere hoparlör bağlanmış, temelin yanında da kürsü kurulmuş. Komutanlar, neferler, talebeler ve halk muhtelif şekilde yer yer sohbet etmekte. Silindir şapkalılar, beyaz şeritli talebe kasketleri, yüksek rütbeli subaylar dikkati çekiyor. Neferden ziyade subay var. Merasim saati bekleniyor. Aralarında sohbet eden gruplar birbirine ikişer üçer mesafede... Herkes ayakta. Hazırlığın sonu...
"Ansızın bir fısıltı yayılıyor kulaktan kulağa:
"Bediüzzaman Said Nursî geliyormuş!'
"Bir tuhaf oluyorum. Korkulan, kovalanan, herkesle görüşmekten menedilen, bilhassa subayların aleyhindeymiş intibaları yayılmak istenen bir zat böyle bir cemiyete nasıl geliyor? Sistemli bir düşünceye ve mantığa bağlı bulunmayan kafamda müthiş bir soru...
"Başımı fısıltının geldiği yana çevirdiğimde bir de ne göreyim; o kalabalık upuzun muntazam bir koridor şeklini almasın mı? Hayret ve hayranlığımı yenemiyorum.
"Kalabalığın dibinde bir kolunda Bayram, diğer kolunda Zübeyir Ağabeyler tutmuş olarak sarığıyla, siyah cübbesiyle, yün çorabı ve lâstik ayakkabısıyla, Üstad Bediüzzaman geliyor! Ve ne acaiptir ki, önünden geçtiği her komutan elini kasketine götürerek Üstad'ı selâmlıyor. Bediüzzaman onlara gülümsemelerin en nezihiyle ve elini başına götürerek hafif hafif sallayarak mukabelede bulunuyor. Ben daha sonra ondan başkasına bakmadım. Temelin yanına vardıklarında yüksek rütbeli bir komutan, 'Hocam, buyurun ilk konuşmayı siz yapın ve ilk harcı siz koyun' dedi. O zaman dünya içime sığıyordu, ama ben dünyaya sığmıyordum. Böyle hissetim.
"Üstad Bediüzzaman Hazretleri komutanın bu teklifine karşı teşekkür etti. İlk harcı koydu, fakat ihtiyarlığı ve hastalığı sebebiyle konuşamayacağını belirtti. Bunun üzerine bir hatip çıktı kürsüye konuştu. Mevlid okundu. Merasim uzadı. Misafirler ağırlandı." (Son Şahitler)
Isparta Tugay Camii'nin temel atma töreninde ilk harcı koyarken (Talebesi Zübeyir Gündüzalp ile birlikte)
(Isparta Tugay Camii'nin temel atma töreninde protokolde yer alan davetlilerle birlikte)