Kemal Benek'in röportajı:
İslami grupları yakından izleyen Gazeteci-Yazar Ruşen Çakır'ın Said Nursi değerlendirmesi
İslami gruplar konusunda uzman biri olarak, Said Nursi’nin düşünce ve metodunda ne gibi farklar görüyorsunuz?
Önce şunu belirtmeme izin verin; Said Nursi sadece İslami kimliğiyle değil tüm yönleriyle ele alınması gereken, sadece İslami camia içinde değil tüm Türkiye kapsamında değerlendirilmesi gereken bir şahsiyettir. Bu bakımdan onun Cumhuriyet tarihinin en önemli, diyelim ki on ismi arasında yer alabileceğini düşünürüm. Said Nursi’nin İslamcılığının bir teorik, bir pratik boyutu var. Açık söyleyeyim, Risalelerin tümünü okumuş değilim. Zaten Said Nursi’nin teorik yönünden ziyade pratiği beni hep daha fazla ilgilendirmiştir. Onun dava adamı kimliği, liderlik vasıfları, örgütçülüğü, direnişçiliği birleşince ortaya çok özgün, bütünlüklü bir profil çıkıyor.
Bu farkın daha iyi anlaşılması için neler yapılabilir?
Sağlığında hep onu gizli kapaklı işler çeviren biri gibi göstermeye çalışmışlar ama benim anladığım kadarıyla Said Nursi ve Nurcular şaşırtıcı ölçüde yasal sınırlar içinde kalmaya çalışan ve son dönemde iyice öne çıkan bir kavramla konuşacak olursak, şeffaflığa önem veren bir hareketmiş. Bugün Nurcular her şeyden önce o şeffaflığı yeniden sağlamak zorundalar. İkincisi “sivil toplum” kavramı çerçevesinde yeniden yapılanmanın yolları aranabilir.
İslamın terörle birlikte anılmaya çalışıldığı ortamda İslamın korkulmayacak bir barış dini olduğunu ortaya koyma bakımından Said Nursi metodunun ne gibi bir önemi olabilir?
Korkarım bu terör olgusu Said Nursi’nin de, Nurcuların da, hatta tüm İslamcıların toplamının da boyunu çoktan aştı. Durum “İslam’da terör yoktur” denerek bitmeyecek ölçüde vahim. İslam’ın barış dini olduğu yolunda bir iddianız varsa, önce yakın, ardından geniş çevrenizde barış tesis edebilmelisiniz. Bugün Kürt sorununda Nurcuların ve hatta tüm İslamcıların devre dışı kalmış olmaları bu işin birkaç klişeyle hallolmadığını gösteriyor.
Türkiye’de bir irtica tehlikesi var mı? Bu korkunun temelinde yatan sebep sizce nedir?
Bu soru artık iyice bıktırıcı olmaya başladı. Türkiye’nin temel sorunları insan hakları, özgürlükler, demokrasi eksikliği ve yoksulluk ile yolsuzluktur. Bu sorunlar, birilerinin “mürteci” diye suçladığı AKP’lilerin iktidarında büyük ölçüde sürüyorsa işin temelinde sistemi yattığını anlıyoruz. Birileri sistemi elletmemek için böyle yapay krizler üretip duruyorlar.
Türkiye’nin diğer bir çok Müslüman ülkede görülen radikal İslamcılığa büyük oranda bulaşmamasında Said Nursi’nin payı nedir?
Kuşkusuz Nurculuğun radikalizmin gücünün kırılmasında ya da daha fazla gelişmemesinde etkisi olmuştur.