Ruşen Çakır: Bir solcu olarak Said Nursi'yi takdir etmenin neresi yanlış?

Gazeteci Ruşen Çakır, Said Nursi hakkında olumlu sözler söylediği için özellikle solculardan gelen tepkilere cevap verdi

Medyascope Youtube kanalında "Said Nursi'yi sevmek suç mu?" başlıklı bir açıklama yapan Çakır, farklı fikirlerin birbirinin tanımasının önemine dikkat çekti.

Çakır'ın sözleri şöyle:

SAİD NURSİ TÜRKİYE CUMHURİYET TARİHİNİN EN ÖNEMLİ İSİMLERİNDEN BİRİSİ

Benim görüşüm çok açık. Ben Said Nursi'nin Türkiye Cumhuriyet tarihinin en önemli isimlerinden birisi olduğuna inanıyorum ve siyasi olarak ya da inanç olarak hiçbir alakam olmamasına rağmen onun mücadeleci kişiliğini ve hayatının gerçekten çok ilginç, takdire şayan olduğunu düşünüyorum. Said Nursi'ye karşı bir sempatim var ama Nurcu falan değilim.

Said Nursi konusunu 1985'te gazeteciliğe başladığım andan itibaren gördüm. Yayınlar vardı Nurcu yayınlar onlara ulaştım, nurcularla konuştum. Çok sayıda kitap okudum, dergi takip ettim, hayatını okudum. 1990'da yayınladığım Ayet ve Slogan kitabımda hem Said Nursi'nin hayatına hem de Nurculuğun değişik kollarına geniş yer ayırdım.

FETHULLAHÇILARA NEONURCU DENDİ

Yeni Asya grubu ki ana gövde olarak bilinirdi ama zamanla çok ciddi yara aldı çok ayrılanlar oldu esas olarak da Fethullahçılar tabii bir dönem Nurculuğu bir şekilde tekeline aldılar. Her ne kadar Fethullah Gülen Said Nursi'yi çok fazla öne çıkartmasa da... Yeni Nurcu hareket diye tanımlandı hatta neonurcu dendi.

HİÇBİR ZAMAN BİR SİLAHLI HAREKETE GİRİŞMEDİ

Said Nursi'nin hayatını uzun uzun anlatacak değilim Bitlis'te doğan bir Kürt. Küçük yaştan itibaren dini ilimler üzerinde çalışmış. Kürt kimliğini gizlememiş ve özellikle ilk yıllarında Osmanlı döneminde çok daha fazla eylem insanı olarak ortaya çıkmış. Siyasi konularda görüş dile getirmiş. Hapse girmiş, sürgün yaşamış ama mücadelesini bırakmamış. Daha sonra cumhuriyet tarihinde cumhuriyet yönetimiyle de anlaşamamış. Onu protesto etmiş fakat hiçbir zaman bir silahlı harekete falan girişmemiş.

Etrafında bir halka oluşturuyor. Bunu da nasıl yapıyor, nur risaleleri dediği Kur'an'ın yorumlanması olarak özetleyebileceğimiz metinler kaleme alıyor ve bunlar elden ele çoğaltılarak dolaştırılıyor. Bu da bir gelenek zaten yazma geleneği. Risaleleri yazma geleneği. Burada tabii tek parti döneminden sonra çok parti döneminde daha rahatlıyor ama tek parti döneminde esas olarak cezaevleri ve sürgünler söz konusu. İslam'ı günün şartlarına göre yeniden yorumlama iddiası var. Kimileri bunu çok başarılı buluyor kimileri çok zayıf buluyor.

Tarikatlara karşı mesafe var. Diyor ki "Din, tarikat değil imanın yeniden ihdas yeniden inşasıdır." Özellikle modern fen bilimleriyle beraber insanların dinden uzaklaştığını düşünerek bu konulara el atmaya çalışıyor. Risalelerde de bu var. Büyük ölçüde bir yanıyla yani İslam'ı yeniden yorumlamak ama bir diğer yanıyla Cumhuriyet tarihinde o modern zamanın yeni bir İslami yapılanmasını oluşturuyor. Kendisi merkezde ama kendisi kadar yazıp ettikleri merkezde ve kısmen gizli ya da yarı gizli bir şekilde Nurculuk tüm Türkiye'de örgütleniyor. Daha sonra 1960'ta öldüğünde mezarını gizliyorlar hala bu tartışma sürer.

BİR SOLCU OLARAK SAİD NURSİ'Yİ TAKDİR ETMENİN NERESİ YANLIŞ?

Türkiye Cumhuriyeti'nde değişik dönemlerde değişik fikirlerden insanlar devletle sorun yaşamışlar. İslami hareket içerisinde de var böyle birileri ama bence bunların en başarılısı, en dikkat çekicisi Said Nursi'dir. Daha sonra onun çok parti döneminde Demokrat Parti ile uzlaşmış olduğunu da bir yere yazmakta yarar var.

Bir solcu olarak Said Nursi'yi takdir etmenin neresi yanlış? Siz şimdi solcu olunca sadece solcuları mı takdir edeceksiniz? Ya da diyelim ki Deniz Gezmiş'i seven bir takım dindarlara "Hayır sen sevemezsin" mi diyeceksiniz?

Bu anlamda dünya çapındaki en büyük örnek Che Guevera'dır. Dünyada bir idol haline geldi özellikle gençler için hala günümüzde de yansıması var ama bir zamanlar çok daha fazlaydı. Onu seven herkesin onun fikirlerine inandığı, onun yoluna inandığını söylemek mümkün değil fakat onun mücadelesine insanlar saygı duyar. Ben de Said Nursi konusunda böyle düşünüyorum. Bunu açık açık söyledim ve bu yıllardır peşimi bırakmaz.

BENİM ASLINDA SOLCU OLMADIĞIMI NURCU OLDUĞUMU GÖSTERMEYE ÇALIŞTILAR

Şimdi birileri özellikle kendilerini solda tanımlayan birileri bana zaman zaman bunu yaptılar. Özellikle sosyal medya olayı çıktıktan sonra fazlasıyla yaptılar. Benim Said Nursi üzerine söylediğim bazı sözleri sürekli dolaşıma soktular ve benim aslında solcu olmadığımı nurcu olduğumu göstermeye çalıştılar. Ben de her seferinde dedim ki "ya ben hala aynı görüşteyim." Şöyle bir şey de yaptılar tabii bunu çıkartarak benim utanacağımı ya da tevil etmeye çalışacağımı sandılar. Hatta bir keresinde dedim ki "hala aynı görüşteyim ve elhamdülillah solcuyum." Evet hala bunu söylüyorum hala aynı görüşteyim ve elhamdülillah solcuyum. Ama bu benim Said Nursi'yi beğenmem ya da takdir etmem, sevmem nurcu olduğum, İslamcı olduğum falan anlamına gelmez.

BUNLAR ARTIK ÇOKTAN AŞMAMIZ GEREKEN HUSUSLAR

Tıpkı Ahmet Kaya dinleyen herkesin solcu olmadığı gibi ya da Yılmaz Güney seven ya da Nazım Hikmet okuyan... Düşünün Devlet Bahçeli de okuyor Nazım Hikmet'i. Bir ara Alpaslan Türkeş de okumuştu. Ama Nazım Hikmet her şeyden önce bir komünisttir bunu biliriz ama herkesin takdir ettiği bir şairdir. Siz tamamen farklı görüşte olan birtakım edebiyatçıları da sevebilirsiniz ya da bunu futbola taşıyalım yani burada aslında bir tür fanatizm yapılmak isteniyor. Sen solcusun soldan insan seveceksin ya da sen Galatasaraylısın
Fenerbahçeli hiçbir futbolcuyu ya da Beşiktaşlı hiçbir futbolcuyu takdir etmeyeceksin, görmezden geleceksin hatta en ufak bir açığına arayacaksın filan.

Bunlar artık çoktan aşmamız gereken hususlar benim toplumun her kesiminden, siyasetin her alanından çok sayıda tanıdığım var, arkadaşım, dostum var. Burada önemli olan kurduğunuz ilişkinin onun içerisinde olup olmaması yoksa sizin siyasi olarak sadece siyaseten kendiniz gibi düşünen insanlarla arkadaşlık yapmanız kadar sıkıcı bir dünya olamaz.

Bir de ben kutuplarüstü bir Türkiye'yi arzulayan birisiyim ve solun en büyük sorunlarından birisinin kendisi gibi olmayanlara karşı oluşturduğu mesafe olduğunu düşünenlerden birisiyim. Özellikle gazeteciliğe başladığımdan itibaren mesafelerin azalmasını istedim. Konuşmak demek birlikte hareket etmek demek değil. İşbirliği yapmak demek değil. İşbirliği de olabilir anlaşılan konularda ama herkesin bir şekilde birbirini tanımasında, bilmesinde yarar var. Bir tarafın iyi yönlerini bilmesinde onlardan belki de etkilenmesinde onların bazılarını sahiplenmesinde de bir sakınca yok ama önemli olan sizin kendi doğrularınızdır.

SAİD NURSİ GİBİ HAYATI DOLU DOLU YAŞAMIŞ BİRİNİN HAYATI NETFLİX DİZİSİ OLABİLİR

Bu bağlamda tekrar tekrar söylüyorum kimse kusura bakmasın Gomaşin de yapmıştım (programın ismi) bu konuyu nurculuk konusunu tekrar söylüyorum. Benim Nurcu arkadaşlarım da var nakşibendi arkadaşlarım da var değişik yerlerden değişik kesimlerden arkadaşlarım da var.

Said Nursi gibi hayatı dolu dolu yaşamış söylemiştim bir daha söylüyorum hani yeni tabirle hayatı pekala Netflix dizisi olabilecek bir insandan bahsediyoruz. Siz bunu gerici, yobaz, şudur budur diye bir kenara attığınızı sandığınız anda kaybedersiniz. Birazcık okuyun, araştırın, bakın derim.

Yorum Yap
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
Yorumlar (6)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.

Bediüzzaman Haberleri