Risale-i Nur'un tercümesi ve çok ‘dilli’lik

Caner KUTLU

Risale-i Nur, doğrudan doğruya Kur’an'ı muhatap almış ve böylelikle net ve direkt bir yaklaşımı yakalamıştır. (Sahabe mesleği.)

Bu da, dilinin çok katmanlı olmasını gerektirmiştir.

Yeni 'din dili' bir dünya dili olmalıdır ki aynı zamanda yeni bir medeniyetin de dili olabilsin.

Bu sebeple Risale-i Nur'un dili çok boyutlu ve çok odaklı, dolayısıyla çok ‘bakış açılı’ bir dildir.

Bu dil, bireyin kendiyle olan serüveninden çok hakikatin bireyle olan ilişkisinden yansıyacaktır.

Mektubat-i Rabbani'den gelen 'tevhidi kıble et' uyarısının “Kur’an'ın kendisinden başka kıble olamaz” sonucuna bağlanması ile Risale dili ortaya çıkmıştır.

Dolayısıyla Risale-i Nur, Said Nursi'nin kişisel yaşamını, aşklarını, acılarını ya da birikimlerini, tecrübelerini anlatan bir ‘son ürün’ değildir. Risale-i Nur, müellifinin dahi hakikatle bireysel ilişkisini ortaya çıkaran bir eğitim silsilesidir.

Örneğin; Haşir Risalesini yüzlerce kere okumasına rağmen yeniden okuma ihtiyacını müellifine veren, bu çok boyutlu anlamadır.

Evet, hakikat binlerce iç içe geçmiş aynalardan yansır. Her bir ayna, hakikatin dilinin bir yerdeki kelimeleri vasıta ederek diğer anlamlarla bağlantı kurabilmesini sağlamalıdır.

Böylelikle, bireyin durduğu zaman veya mekân hakikatin dilinin bir yeni bakış açısını oluşturacaktır.

Bediüzzaman:“mesleğimiz tarîkat değil hakikattir” derken çok dilli, çok duruşlu, çok zamanlı ve çok mekânlı bu yaklaşımı ortaya koyuyor.

Risale dilinin çoklu yapısı ile (popüler dil budur) herkes ve her kesim yeni bir yerde durarak, eseri yeniden okuyabilir.

Dünya dillerine çevrilmiş onlarca farklı risaleler bu 'çok uluslu' dilin ayrı konumlarının ortaya çıkmasını da sağlayacaktır.

Bir büyük medeniyetin taşıyıcısı ve yeni 'din dili' olarak, Risale-i Nur'un her kültürdeki yansıması yeni kelimeleriyle yeniden ortaya çıkacaktır.

Risale-i Nur'un, bireyin hakikatle her ilişki basamağında yeni bir eseri dahi böylelikle kurulacaktır.

Diğer taraftan, büyük iman ilişkisinin bir anlamda matematik dilini oluşturan Risalelerin 'anadili'nin herhangi bir orijinal ayağı  geri çekildiğinde ise, bütün kaybolabilecek ve ilişkiler ağındaki bu boşluk bir ‘saçmaya’ dönüşüp yok olacak ve hakikatle olan büyük ilişkiyi bir ispata dönüştüremeden tüketebilecektir.

Risale-i Nur'un evrensel bir bütünlüğü sağlaması sayesindedir ki, yeniden yazılması bir bütün olarak (Risale dışında) yeni bir iddiayı ortaya çıkarmak olacaktır.

Bunun için Risalelerin tercümesi ile bir çığır açmak mümkünken yeniden yazılımı ile bir tüketime alet olmak kaçınılmaz olacaktır.

Dünya sathına yayılmış fedakârlar, Risale dilini bir medeniyet dili olarak farklı kültürlere taşımalı ve fakat yeniden yazmayı düşünmemelidirler.

Yorum Yap
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
Yorumlar (3)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.