Risale-i Nur'u piyasa diline aksettireceğiz

Yeni Sanayici ve İşadamları Derneği (YENİSİAD) Genel Başkanı Said Özadalı Filipinler ziyaretini Risale Haber’e anlattı

 

Röportaj: Nurettin Huyut-RisaleHaber

 

Yeni Sanayici ve İşadamları Derneği (YENİSİAD) Genel Başkanı Said Özadalı Filipinler ziyaretini Risale Haber’e anlattı.

 

BÖLGEYE İLK DEFA TÜRKİYE'DEN BİR HEYET GİDİYOR

 

Kısa bir zaman önce Filipinler'e gidip geldiniz. Orada neler yaşadınız, neler yaptınız?

 

Filipinler'de ne yaptığımızdan ziyade bu Filipinlerdeki organizasyonu kim yaptı, nasıl gerçekleşti ona biraz açıklık getirmek lazım. YENİSİAD 2003 yılında kuruldu. Ve ilk defa yurtdışına böyle bir organizasyon gerçekleştirildi. 8 günlük bir geziydi. Seyahat, hizmet, ticaret üçgeninde ilk defa yurtdışına gerçekleştirdiğimiz bir organizasyondur. Yaklaşık 30 kişi katıldı, bunlar derneğimizin üyelerinden müteşekkildir.

 

Yarı resmi gibi bir seyahat oldu. Gerek Filipinler'deki hizmetle ilgili gezimizde, gerekse ticari anlamdaki görüşmelerimizde Filipin hükümeti ve bizim oradaki Türkiye büyükelçimiz, üst düzey protokolle bizi karşıladılar. Ağırladılar ve misafir ettiler. Sağolsunlar, burada sizin vasıtanızla da onlara teşekkür ediyorum.

 

Özellikle gittiğimiz bölge Müslümanların ağırlıkta olduğu bir bölge. Mindanao bölgesine gittik. Bir gün Hafızlar Cemiyetine katıldık. Hafızlar Cemiyetinden sonra Basilan adası valisinin misafiri olduk. Çeşitli görüşmelerimiz, ticaretlerimiz oldu.

 

Filipinlerde'de Çare Derneği, bize iştirak etti. Filipin-Türk Dostluk Derneğinin de katılmasıyla heyetimiz tamamlanmış oldu. Basilan adasından sonra Zamboanga belediye başkanının misafiri olduk. Akşam YENİSİAD'ın onuruna bir yemek verdi. İkinci gün oranın valisi, yine belediye başkanı ve ticaret odasını ziyaret ettik. Ziyaretimiz basında da geniş yer aldı. Hulasa, Büyükelçimizin de iki gün bizden ayrılmayarak, bizimle beraber olduğu, büyük bir organizasyondu bu.

 

Gittiğimiz her yerde büyük bir hoşamedi ile karşılandık. Yani şunu diyebilirim, her gittiğimiz vilayette bandoyla karşılandık. Üst düzey protokol uygulandı. Koruma had safhadaydı. O bölgeye ilk defa Türkiye'den bir heyet gidiyor. Ve ilk defa büyükelçimiz böyle bir heyetle birlikte oluyor.

 

SİZ HANGİ CESARETLE BURAYA GELİYORSUNUZ?

 

Sizi bu kadar güzel karşılamalarının nedeni ilk defa bir heyetin gitmesi midir? Yoksa başka nedenleri de var mı?

 

Şöyle; Tabi siz bir Sivil Toplum Kuruluşusunuz. Uluslararası iş gören işadamları derneğisiniz. Mesela orada 3 ayrı ulusal televizyon kanalı benimle röportaj yaptı.  

 

Gerek Zamboanga'da, gerek Cagayan De Oro'da üç tane ayrı röportaj yaptım. Ve bu Ana haberlerde yayınlandı. Mesela bir tanesinde muhabir şunu sordu; “Dünya medyası Filipinler'i terörün odağı, terörün merkezi kabul edip, böyle menfi propaganda yaptığı halde siz korkmadan buraya geldiniz ve yatırımlar peşinde koşuyorsunuz. Bu memleketin maddi ve manevi kalkınmasında destek olacağınızı söylüyorsunuz. Konuşmalarınızdan ben öyle anlıyorum. Siz hangi cesaretle bunu yapıyorsunuz?”

 

Ben de cevaben dedim ki:

“Maalesef o dünya medyası Amerika'nın elinde. Ve Amerika'nın elinde olan bu medya, sahtekar bir medyadır. Biz Filipinliler’i terörist değil aksine, dünyanın en yumuşak, en tatlı, en mülayim, en müspet insanları olarak biliyoruz. Eğer, dünya medyasını elinde bulunduran Amerika, dediğinde samimi olsaydı, bugün Amerika'da Filipin asıllı 3.5 milyon doktor ve hemşire var, onları barındırmazdı. Kendi hastalarını sizlere emanet etmiş. Ondan sonra da kalkıp böyle bir propaganda yapması onun çifte standart uyguladığını gösterir. Yani, haksız yere buranın terör odağı olduğunu iddia eden sahtekar bir medya var karşımızda. Türkiye olarak, sınırları ortadan kaldırdık. Biz Manilla'yı İstanbul'un komşusu, bitişiği olarak kabul ettik. Biz size kalbimizi, gönlümüzü, sevgimizi, herşeyimizi açtık. Toprağımızı açtık. Siz de bunu yaptınız.”

 

FİLİPİN VE OSMANLI GEÇMİŞTE BİRBİRİNE ÇOK YAKIN OLMUŞ

 

Biz iki dost, tarihten gelen bağlarımızla yapıyoruz bunu. Çünkü Filipinler eskiden 1800'lü yılların sonu, 1900’lerin başında Hilafete bağlı bir ülke idi. Japonlar, Amerikalılar orayı işgal ettiği zaman, Onlar Sultan Abdülhamit Han Hazretlerine müracaat ediyorlar. Amerikan gemilerini, Amerikan ordularını esir aldıkları bir sırada. Amerika, “Bizim gemilerimizi bırakın, mallarımızı geri verin” diye Filipinli Müslümanlara müracaat ettiği zaman onlar reddediyorlar. “Halife ne derse, biz onu yaparız” diyorlar. Ve şu anda Türkiye'deki Osmanlı arşivlerinde Sultan Abdülhamit'e gelen bu mektup, Sultan'ın Amerikalılara verdiği cevap, hepsi var. 

 

Ve Sultan Abdülhamit Amerikalılara şunu söylüyor, “Siz ne zamandan beri gördünüz ki, barış olmadan bir savaşta elde edilen ganimetler ve esirler iade edilmiştir? Onlar size verilmeyecektir. Derhal Filipin topraklarını terk edin, aksi takdirde beni karşınızda görürsünüz” Ve Amerika orada ayrılıyor.

 

Bu nedenle Filipinlerle Osmanlı'nın geçmişten, tarihten gelen bir güzelliği var. Eskiden Filipinler'de yüzde 65’e yakın insan Müslümanmış. Ve Sultan Abdülhamit Hazretleri Mindanao bölgesine 1905 yılında, bir cami gönderiyor. Oradan bir heyet halifeyi ziyarete geliyor. Halife onlara, “Bizden isteğiniz, bir ricanız var mı?” diye soruyor. Diyorlar ki, “Bizim bölgede bir camimiz yok. Bize cami... Allah rahmet etsin Sultan Abdülhamit Hazretleri, “Siz gidin, ben size bir cami göndereceğim” diyor. Onlar da geri dönüyorlar. Hakikaten burada ahşaptan, kendisi de bizzat çalışarak, -malumunuz Abdülhamit Han marangoz idi- bir güzel cami yapıyor, bölmeler halinde gemiye yüklüyor. Bir marangoz heyetiyle Filipinler'e gönderiyor. Gidiyorlar, oraya camiyi kuruyorlar. Bir Cuma namazında namaz kılıp, açılışını yapıp, geri dönüyorlar. Dolayısıyla Filipin ve Osmanlı geçmişte bu kadar yakın olmuş birbirine.

 

RİSALE-İ NUR'DAKİ GÜZELLİKLERİ, PİYASANIN DİLİNE AKSETTİRECEK İŞADAMLARIYIZ

 

Yaklaşık bir yüz sene ihmalden sonra, 2003 yılında Nur talebesi kardeşlerimiz buraya gidince, eski mefahirimiz olan bu güzellikleri, yeniden keşfetmişler. Bu sebeplerden ötürü gittiğimiz her yerde bizi Türkiye İşadamları Derneği olarak baştacı yaptılar.

 

İkincisi Nur talebesiyiz. Biz Risale-i Nur'daki güzellikleri, piyasanın diline aksettirecek işadamlarıyız. Malumunuz, Uzak Doğu'ya eskidende işadamları vasıtasıyla İslamiyet gitmiş. Yemenli tüccarlar vasıtasıyla İslamiyet ulaşmış oralara. Bu sıfatlarımızla bizi karşılayıp, baştacı yaptılar. 

 

Orada bir tam gün, Filipinli İşadamlarıyla bir çalışma yaptık. Heyetimizde bulunan işadamları ve Filipinli işadamlarıyla, iş konularında, ithalat ve ihracat konularında çeşitli görüşmeler, ciddi bağlantılar da yapıldı.

 

BİZ SİZİ AYNEN ANADOLU ÇOCUĞU OLARAK GÖRÜYORUZ

 

Bundan sonraki hedefler nelerdir? Neler yapacaksınız?

 

Enerji konusunda, tekstil konusunda, inşaat konusunda işbirliği olacak. Mesela bizim heyette bulunan doktor Hakan Yalman, aynı zamanda bir enerji firmasının temsilcisi sıfatıyla da bulunuyordu. Orada ciddi bir bağlantı kurdu. Büyükelçimiz de bu meseleye çok ciddi sahip çıktı.

 

Pakistan'a gönderilen enerji gemisi gibi, büyük ihtimalle yakında Filipinler'e enerji işi ihraç edeceğiz. Daha sonra Denizlili kardeşlerimiz kumaş bağlantıları yaptılar. Ve birkaç gün sonra Filipinler'den bir heyet geliyor buraya. Onlarla beraber buradaki işadamları ve YENİSİAD üyelerimizle birlikte bazı toplantılar yapacağız. Özetle çok güzel bir bağlantılar oldu diyebilirim. Bu bağlantılar elbette devam edecek.

 

Burada bir hususu daha anlatmak istiyorum. Filipinlerdeki toplantıda ben YENİSİAD Başkanı sıfatıyla bir konuşma yaptım. Onlara şunu söyledim. “Bize Filipinliler soruyorlar diyorlar ki neden geldiniz? Cevaben dedim, biz Filipinlilerle İstanbul türkülerini söylemeye geldik. Ve sizi de İstanbul'a Filipin türkülerini söylemeye davet ediyoruz. Aradaki protokolü, resmiyeti, lütfen kaldırınız. Biz size baktığımız zaman, bizde renk körlüğü var. Biz sizi aynen Anadolu çocuğu olarak görüyoruz.” Bu şekilde duygusal bir konuşma oldu.

 

Daha sonra toplantının dilek ve temenniler bölümünde, YENİSİAD Ekonomi ve Sosyal İşlerden Sorumlu Başkan Yardımcısı Süleyman Delikanlı, sağolsun sahneye çıktı ve mikrofonu eline alarak dedi ki, “Gerek Türk işadamlarımıza, gerekse Filipinli işadamlarına müsaadeniz olursa bir İstanbul türküsü söylemek istiyorum. Sayın başkanımın temennisinin yerde kalmasını istemiyorum.” Çok güzel bir Anadolu türküsü söyledi. Arkasından “Geceler” adlı bir Türk sanat musikisi icra etti. Hakikaten de başarılıymış bu konuda. Sağolsun manzara tamamlandı. Büyükelçimiz çok mutlu oldu tabi. O ana kadar daha resmi davranıyordu. O andan itibaren O da resmiyeti, protokolü ortadan kaldırdı. 

 

Ertesi gün Filipinler Başkan yardımcısı, -malumunuz orada başkanlık sistemi var, Amerikan sistemi gibi- bizi çiftliğine davet etti. Bir öğle yemeği verdi heyetimize.

 

BİZİM DERSHANEMİZDE, PAPAZLAR BİZE DERS YAPTI

 

Hizmet noktasında neler yaptınız?

 

Hizmetlerimizle ilgili olarak, medreseleri toplu olarak ziyaret ettik. Kardeşlerle dersler yaptık. Hıristiyan ileri gelenleriyle önemli görüşmelerimiz oldu. Müslüman-Hıristiyan diyaloglarımız oldu. Papazlar bizim derslerimize geldiler. Bizim dershanemizde, papazlar bize ders yaptı.

 

“Hizmet, ticaret ve seyahat.” Bu üçünü beraber yaptık. Seyahat ettik, hakikaten çok farklı bölgelerde geziler yaptık. Yürüyüşler, çeşitli sporlar yaptık. Ticaret diyoruz, ticari görüşmelerimiz oldu. Hizmet diyoruz, bütün medreseleri gezdik. Mesela Maravi şehrinde, Maravi Devlet Üniversitesinde, Risale-i Nurlardan oranın dört yerel diline çevrilmiş risalelerin tanıtım programına katıldık. Orada da yine bir konuşma yaptım. Tevafuk orada Suudi Arabistan’da tahsil görmüş, bir okul arkadaşımla karşılaştım. Oranın valisiymiş.

 

Çok güzel televizyon çekimleri yapıldı.  Düşünün Risale-i Nurlar bir Devlet Üniversitesinde YÖK Başkanının nezaretinde tercüme edilmiş ve tanıtımı yapılıyor.  Singapur'dan katılan bir heyet vardı ve Filipinler Ulemasının hemen hemen hepsi katılmıştı. Daha sonra biz oradan Başkent Manilla'ya geçtik. Diyanet İşleri Başkanı'nı evinde ziyaret ettik. Çok memnun oldu. Risale-i Nur'lardan haberi var. “Mutlaka Anadolu Müslümanlarının bize sahip çıkması” gerektiğini, bunun elzem olduğunu söyledi. Hülasa seyahat, ticaret, hizmet üçgeninde çok başarılı, çok güzel bir ziyaret gerçekleştirdik.

 

Daha başka ülkelere de bu şekilde ziyaretler yapmayı planlıyor musunuz?

 

İnşallah Ekim ayının ilk haftasında Fas'a gideceğiz. Orada ciddi bir çıkarma yapacağız. Dernek üyeleri ve dostlarımız, muhibbanlarımızla birlikte inşallah. Kuzey Afrika'ya gideceğiz. Orayla ilgili çalışmaları başlattık. Ticaret odasıyla, derneklerle görüşmelerimiz devam ediyor.

 

www.RisaleHaber.com

Röportaj Haberleri