Risale-i Nur'u anlamak için nasıl bir teknik izlenmeli?

Cemil TOKPINAR

Risale-i Nur'u anlamak için nasıl bir teknik izlenmeli?

Risale-i Nur’u okuma ve anlama teknikleri-13

Az da olsa devamlı okuyun!

Kim bilir bu kural fazla önemli gelmeyecek sizin için... Oysa Risale-i Nur’u okumak ve anlamak hususunda belki de en önemli kuralların başında bu gelir: Az da olsa devamlı okumak ve hiçbir kazanımı küçümsememek...
Günde bir sayfa okuyan bir talebe, yılda 365 sayfa, 10 yılda 3 bin 650 sayfa, 50 yılda 18 bin sayfa okumuş olur.

18 bin sayfanın ne ifade ettiğini biliyor musunuz? Külliyatı üç-dört kez aktarmak demektir. Oysa yıllardır okumayı ihmal eden nice kimse, bu kadarını bile okuyamamıştır.
Nefsinize ve çevrenize sorun ve nasıl bir hazineden yeterince istifade edemediğimizi görün. Kaldı ki biz, günde bir sayfanın hesabını yaptık.  Yani beş dakikalık bir zaman ayırma gayretinin getirisini hesapladık.  Eğer günde iki sayfa okursanız, başarı da ikiye katlanacak.  Eğer günde 20 sayfa okursanız, 50 yılda külliyatı tam 60 kez okumuş olacaksınız.  Acaba kaç kişi vardır bunu başarabilen?
Az da olsa devamlı okumanın gücünü görebiliyor musunuz?

Bir işte başarılı olmada devamlılığın büyük ehemmiyeti yüzündendir ki, Peygamber Efendimiz (a.s.m.), “Allah’a en sevimli gelen amel, az da olsa devamlı olandır” buyurmuştur.  Çünkü, her gün teheccüt namazı kılan kişinin ibadeti, ara sıra günde yüz rekât namaz kılan kişinin ibadetinden hem kalite, hem de sayı olarak daha fazladır.  “Taşı delen, suyun gücü değil, damlaların devamlılığıdır” sözü de sürekliliğin önemini ifade ediyor.

Bir satırlık okumayı bile küçümsemeyin

İman derslerini okumak hayırlı bir amel olduğuna göre, bu tefekkürün en hayırlısı, az da olsa devamlı olandır.  Bu sırrı anlarsanız, az bir amelle nasıl büyük bir mesafe aldığınıza şaşırırsınız. 
Risale-i Nur’u okumak ve anlamak konusunda yaptığınız tüm faaliyetleri devamlı yapın.  İman dersini mütalâa ediyorsanız, devamlı gidin, ihmal etmeyin.  Her hafta derse giden, 10 yılda 1500 sayfalık belli başlı yerleri anlayarak müzakere etmiş olur.  Eğer haftada iki kez bu faaliyeti yapıyorsa, istifadesi de iki kattır.  Çeşitli vesilelerle okuduklarınızı, dinlediklerinizi topladığınızda karşınıza çok büyük bir rakam çıkar. 

Ayrıca Risale-i Nur’u okurken ve anlamaya çalışırken, bir satırlık okumayı bile küçümsemeyin. Sözgelişi; belki bir paragraflık olan namazdan sonraki dersleri, günlük okumanızı, haftalık, aylık derslerinizi hiç ihmal etmeyin. Okumak için uygun zamanı ve uygun mekânı aramayın; ölüm, uygun zaman ve mekân aramıyor çünkü! Yolda, teneffüste, arabada, kuyrukta beklerken bile okumaya, dinlemeye önem verin. 

Başarının sırrı, az da olsa devamlı yapmak

Artık kitaplar iyice küçüldü.  Cep kitaplarını taşımak çok kolay... Hatta büyük eserler bile küçük boylarda basıldığı için taşımak çok basit. Askerde iken, bir arkadaşımız, küçük boy Asâ-yı Mûsâ’yı cebinde taşırdı.
Zaten Risale-i Nur’un belli başlı bölümleri cep ebadındaki küçük setlerde yer alıyor.  Bunları yanımızda taşımak, fırsat buldukça birkaç sayfa bile okumak önemlidir.  Çünkü bu alışkanlık sizi daima diri ve şuurlu tutar.  Sürekli aklınızda okuma ve anlama hedefi yer eder. 
Tarihte büyük eserlere imza atmış insanların başarılarındaki sır, az da olsa her gün okumaları ve yazmalarıdır. Bazen eski edebiyatçıların hayatını okurken, verdikleri eserlerin sayısına hayran olurdum.  Oysa ortada fazla şaşırtıcı bir durum yok.  Her gün bir sayfa yazan bir insan, yılda bir kitap üretir.  Elli yılda 50 kitap neden şaşırtıcı olsun?
Kaldı ki, hiçbir yazar günde bir sayfayla yetinmez.  Günde üç veya 10 sayfa üreten yazarlar vardır.  On sayfa yazan, ömründe 500 kitap üretebilir.  Tabiî, kaliteyi düşünen daha az yazar.  Ama sonuçta bir eser bile ortaya koymak önemlidir.  Hepsinin sırrı, az da olsa yazmaktır.
Bu kurala dikkat etmeyen nice kabiliyet, bir anda parlar ve kısa zamanda söner; çünkü devam etmemiş, soluğu tükenmiştir. 

Sürekliliğin yerini hiçbir şey tutmaz

Yaklaşık 25 yıldır risaleleri okuyor ve dinliyorum.  Yazık ki, çok yoğun bir şekilde üzerinde çalışamadım.  Yani günde 100–200 sayfa okumaya zaman ayıramadım.  Fakat az da olsa sürekli okumayı ve dinlemeyi, iman derslerine gitmeyi hiç ihmal etmedim.  Sonuçta bakıyorum da, öğrendiğim birçok konuyu, o ayırdığım kısa zamanlarda öğrenmişim. 
Elbette müzakereli dersler ve okuma programlarında iken daha fazla yoğunlaştık.  Ama sürekliliğin yerini hiçbir şey tutmuyor.  Lisedeyken giriştiğimiz ilk okuma gayretine, bir arkadaş grubuyla, günde iki sayfa olarak başlamıştık.  Her gün birbirimizi kontrol ediyorduk.  Okumayana sayfa başına bir lira ödeme cezası veriyorduk.  O iki sayfa öyle bereketli oldu ki, devamlılığın avantajıyla birlikte zaman zaman sözleştiğimizin 10–20 katını okuyorduk.  Neticede peş peşe büyük kitaplar bitiyordu. 
Ama bir haftada külliyatı aktaran bir genç, devamlılığı ihmal ederek, daha sonra hiç okumadı.  Ne zaman uyanacak bilmiyorum. 

İster risaleleri okumaya yeni başlayın, ister eskiden beri okusanız bile yeni bir başlangıç yapmak isteyin; sürekli okumak kuralını ihmal etmeyin.  Ulaştığınız kazanç, sizi de şaşırtacaktır.

Yorum Yap
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
Yorumlar (2)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.