Risale-i Nur'u, ancak Risale-i Nur’un Akademisyenleri şerh ve izah edebi

Nurettin HUYUT

Şerh ve izah,  bir diğer ifade ile haşiye yazmak: Bilenlerce mümkündür. 

Risale-i Nur derin ve ilmi bir eserdir.
Risale-i Nur’un kendine has bir lehçesi vardır. Farklı bir lehçede yazılmıştır.
Risale-i Nur’u anlamak için bu lehçeyi bilmek gerekir. Diğer bir ifade ile yeni bir dil öğrenmek kadar önemli ve zahmetlidir.

O nedenle onun da ihtisas ehli olacaktır. Ayrıca, bunun bir de uygun ortamı olmalıdır. Kısacası, Mütehassıs kişi veya kişiler tarafından kurulacak ilmi ortamlar ancak bu imkânı sağlar.

Hem, Risale-i Nur Kur’an’dan mülhem bir eserdir. Kur’an hakikatlerinin Bediüzzaman Said Nursi tarafından asrın anlayışına arz edilen yeni bir izahıdır. Daha önce bir kısım İslam uleması tarafından izah edilmiş olsa da Risale-i Nur ile diğer tefsirler arasında bir takım farklılıklar vardır. Üstadın ifadesiyle tefsir iki kısımdır.

Birisi, sadece kelimelerin anlamını veren meal tarzındaki tefsirdir.
İkincisi ise, manalarını, hakikatlerini yorumlayan tefsirlerdir. İşte Risale-i Nur bu ikinci kısım tefsire dâhil edilmelidir. Ve bu kısım tefsirlerin en kuvvetlisidir.

Ayrıca, Risale-i Nur’u diğer tefsirlerden ayıran bir başka özelliği Kur’an’da gizlenmiş bir takım sırlı manaların ilk defa tespit edilerek, tefsir ehline bildirilmesidir. Bir bakıma bu hakikatleri diğer tefsirlerde bulmak mümkün değildir. Bu durum tefsir ehlini haliyle şaşırtmaktadır. Ortaya çıkmış bu yepyeni anlayışın kabullenilmesi ve hazmedilmesi zaman almaktadır.

Eski zaman anlayışı ile yapılan izahların etkisinde kalmış müfessirlerin Risale-i Nur eserlerini anlamasına dört önemli mani vardır.
1-Eski tefsirlerin etkisinde kalmaları
2-İlmi enaniyet, yani daha önce yazılmış yüksek tefsirleri yeterli bulma anlayışı.
3-Risale-i Nur’u tefsir sınıfına dâhil etmeme anlayışı ( bazı ilahiyatçılarda var)
4-Yukarıda bahsettiğimiz lehçeyi öğrenme zahmetine katlanmamaları

Bütün bu nedenlerden dolayı diyorum ki, bu eserlerin şerh ve izahı yapılacaksa (ki mutlaka yapılmalıdır) bunu ancak bu kabil insanlar yapabilir. Bu insanların unvanlarının önünde İslam kelimesi yoktur. Yani, ilahiyat hocası değillerdir. Bu insanlar fizik profesörüdür, kimyagerdir, bilgisayar uzmanıdır, gazetecidir, yazardır. Bu akademisyenlerin en önemli özelliği Risale-i Nur’u çok iyi bilmeleridir. Onlar Risale-i Nur lehçesini bir dil kadar iyi bilirler. Ona ait bir cümleyi nerede görseler, kimden duysalar tereddüt etmeden “bu Risale-i Nur’dandır” derler. Hayatları onu okumakla ve ondaki hakikatleri yaşamakla geçtiğinden ondaki hakikatler bu insanların adeta genlerine işlemiştir. Hemen her gün yeni bir ders ortamında farklı anlayışları dinleyerek bu hakikatlerin şerh ve izahını öğrenmişlerdir.

O nedenle diyorum ki, Risale Haber’in yaptığı çağrıya öncelikle bu insanlar cevap vermeli, davete icabet etmelidirler. Bu işte onlar öncülük etmeli bir anlamda İlahiyatçıları da bu işe dâhil etmenin yollarını onlar aramalıdırlar. Nihayet ilahiyatçıların farklı görüşlerine de ihtiyaç olacaktır. Öncelikle tefsir kaidelerini onlar gösterecek, ilgili hadis ve ayetleri onlar bulup çıkaracaktır. Ama ilgili hadis ve ayetlerin yeni anlayışa göre şerh ve izahını ise Risale-i Nur’un akademisyenleri yapacak, onların lisanıyla ifadesi sağlanacak veya sağlanmalıdır.

Risale-i Nur’un akademisyenleri, lütfen,  Bu çağrıya kulak verir misiniz?

nurettinhuyut@risalehaber.com

 

İlk yorum yazan siz olun
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.