Bediüzzaman'ın vefatının 50. yıldönümü sebebiyle değişik illerde panel ve konferaslar düzenlendi.
"TIKANIKLIĞIN ÇIKIŞ YOLU SAİD NURSİ MODELİDİR"
Düzce Yeni Asya Eğitim Kültür ve Dayanışma Derneği tarafından organize edilen ‘Said Nursî ve Demokratik Açılım’ konulu konferans, Düzce 18 Temmuz Spor Salonu’nda gerçekleştirildi. Konferansa konuşmacı olarak, Yeni Asya yazarı Kâzım Güleçyüz, Av. Kadir Akbaş, Prof. Dr. Mehmet Altan, Latif Salihoğlu ve Yeni Asya Gazetesi Sahibi Mehmet Kutlular katıldı. Said Nursî'nin demokratik açılıma temel oluşturacak görüşlerini geniş şekilde aktaran Kâzım Güleçyüz, Türkiye'deki dayatmacı ve ayrımcı zihniyetin hem devleti, hem toplumu tıkadığını vurgulayarak, “Bu tıkanıklıktan tek çıkış yolu, Said Nursî modelidir” dedi.
Panelde konuşan Prof. Dr. Mehmet Altan da, ‘demokratik açılımı’ konuşurken 12 Mart 1971 muhtırasının 39’uncu yılı olduğunu belirterek, “Demokratik açılım olabilmesi için rejimin mağdur üretmemesi lâzım. Aynı zamanda da mağdurun diğer mağdura da yan bakmayacağı, hepsinin mağduriyetinin sistemden kaynaklandığını ve mağdurların tüm mağduriyetlerinin ortak bir özgürlük alanıyla giderilebileceğine inanması lâzım. İnsanoğlu bu gün dünyanın en kutsal canlısı, insanoğlunun doğuştan elde ettiği haklar var. Bunlar devredilemez haklardır” şeklinde konuştu. Latif Salihoğlu da son dönem Osmanlı tarihinden örnekler verdiği konuşmasında Bediüzzaman'ın görüş ve yaklaşımlarını anlatırken, onun özellikle ırkçı yaklaşımlara karşı çıkıp, Türkler ve Kürtler başta olmak üzere farklı etnik menşelerden gelen insanları İslâm kardeşliği ortak paydasında birleştiren tesbitlerine dikkat çekti.
"SAİD NURSÎ, SADECE BİR DİN ADAMI DEĞİL"
Kahramanmaraş Yeni Asya Temsilciliği’nin Necip Fazıl Kısakürek Kültür Sitesi’nde organize ettiği ‘Bediüzzaman’a Göre Demokrasi ve İnsan Hakları’ konulu paneli Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi (KSÜ) İktisadî ve İdarî Bilimiler Fakültesi Dekanı Prof Dr. Ahmet Hamdi Aydın yönetti. Panelde konuşan Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Battal ve Yeni Asya yazarı Latif Salihoğlu, Bediüzzaman Said Nursî’nin hayatının her aşamasında özgürlük, hürriyet ve demokrasi mücadelesi verdiğine vurgu yaptılar. Panelde, ilk sözü alan Latif Salihoğlu şöyle konuştu: ”Osmanlılarda ciddî mânâda ilk demokrasi talebi 1865‘te Namık Kemal ve arkadaşlarının gayretleri ile başladı. Ama bu zamanda başlayan Meşrûtiyet çabaları, 1908’de Bediüzzaman’ın da Meşrûtiyet’in İslâm’a aykırı olmadığını beyan etmesiyle daha da önem kazandı. Bediüzzaman, her zaman ve zeminde, en ağır bedelleri ödeme pahasına da olsa, hürriyet ve özgürlük savunucusu olmuştur ve gerçek mânâda bir cumhuriyetin, en uygun idare biçimi olduğunu her zaman haykırmıştır.”
Prof. Dr. Ahmet Battal da konuşmasın şu görüşleri dile getirdi: “Bediüzzaman, sadece bir din adamı değil, aynı zamanda büyük bir devlet ve hukuk felsefesi adamıdır. O’nun eserlerini okuyanların, AB’ye dahil olmamızın gerekli olduğunu dile getirmelerinin ana sebebi, insan haklarının, Batı’da daha büyük önem arz etmesindendir. Demokrasi herkese lâzımdır. Demokrasiyi, kötülüklerin, devlet eliyle, gerçekleşmesi ve yaygınlaşması anlamında yorumlayanlar, aslında çok yanılıyorlar. Neden özgürlük ve hürriyet talepleri ön plana çıkınca, sadece kötülüklerin yaygınlaşacağı anlaşılıyor ki? Güzel ve iyi icraatlar için de hürriyet, özgürlük ve dolayısıyla demokrasi şart. Ben, sadece cemaatlerle sınırlı olmadan, herkesin, Risâle-i Nur’lardan mutlaka istifade etmesi gerektiğine inanıyorum.”
TOPLUM VE GENÇLİK
Bediüzzaman'ın vefatının 50. yıldönümü sebebiyle İzmit Sabancı Kültür Merkezi’nde “Toplum ve Gençlik” konulu bir panel düzenlendi.
Panelde ilk olarak söz alan Yeni Asya gazetesi sahibi Mehmet Kutlular, cumhuriyet ve demokrasi anlayışıyla ile ilgili açıklamalarda bulundu.
Said Nursî'nin yanlış uygulanan cumhuriyet anlayışına karşı olduğunu vurguluyan Kutlular, sözlerini şöyle sürdürdü: “Said Nursî, her zaman ve zeminde milletin yanında olmuştur. Bunun için de 27 yıl süresince cezaevlerinde yatmış, ama doğru bildiğinden hiç şaşmamış."
Ardından söz alan Yazar İslam Yaşar, gençlerin o zaman olduğu gibi (1930’lu yıllar) zamanımızda da aynı tehlikeyle karşı karşıya olduğunu, bunun için de Said Nursî’nin mesaisinin büyük kısmını gençlerin eğitimi ve imanlarının kurtulmasını için çalıştığını hatırlatı. Devlet millet arasındaki soğukluğa dikkat çeken Yaşar, gençlerin kazanılması için devlet millet kaynaşmasının bir an önce tesis edilmesi gerektiğini dile getirdi.
Yeni Asya