Risale-i Nur ve İsm-i Hakîm

İbrahim KAYGUSUZ

Risale-i Nur’un anlam haritasına bakıldığında son derece dikkatli ve bilinçli bir kavram tercihi yapıldığı dikkat çeker.

Müellif, külliyatının bütün metinlerini (risalelerini) binlerce defa tashihten geçirerek (lahika mektupları bunun açıklayıcı örnekleri ile doludur) bu tercihteki hassasiyeti nazara vermiştir.

Risalelerdeki mevcut bu düşünce harmonisi ve kavram hâkimiyeti karşısında çözücülere düşen vazife, müellifin orijinal vurgusunu, onun penceresinden bakarak anlamaya çalışmaktır.

Bu bağlamda, risalelerde geçen “felsefe” kavramı dayanakları (vahiy ve salt akıl) itibarı ile iki mananın dışında kullanım alanı bulmazken, hikmet kavramı çok yönlü bir kullanım zemini bulmuştur.

Bu geniş kullanım sebebi ile hikmet kavramı, Risale-i Nur’un farklı metinlerinde farklı anlam katmalarına tekabül edebilir.

Eğer bir risalede hikmet kavramı, başka ıstılahlarla zenginleştirilmemiş veya sınırlandırılmamışsa doğrudan “ilahi hikmet” anlamındadır. Bu ise, Cenab-ı Hakkın “Hakîm” isminin farklı tezahürleri anlamındadır.

Hakîm ismi, Risale-i Nur’un tefekkür hazinelerinden biridir. Dördüncü Mektup’daki “Hiç ender hiç olan kardeşinize, yalnız hizmet-i Kur’an’a istihdamı hengâmında ve o hazine-i binihayenin dellalı olduğu bir vakitte, ism-i Rahim ve Hakîm mazhariyetine medar bir vaziyetin verilmesi” ifadeleri bu cümledendir.

Öte yandan, Nursi’nin birinci dünya savaşından önce gördüğü ve “i’caz-ı kur’an-ı beyan et” emrini aldığı tarihi belge niteliğindeki sadık rüyasında da  “Hakîm” ismine vurgu yapılır.

Risale-i Nur’un felsefe ve hikmet kavramlarına yüklediği anlamları metin bazına inerek irdelersek;
Evvela felsefe, Risale-i Nur’da çok iyi bir karşılık bulamamıştır.

Üçüncü Said döneminin bir ürünü olan “Asay-ı Musa’nın dibacesindeki iki felsefe ayırımı” Risale-i Nur’un “irşad” ve “şefkat” eksenli modelinin bütün beşeriyeti kucaklama “hamlesidir ve çok yerinde bir tercihtir.

Risalelerdeki iki anlam (dinin karşısında ve yanında) dışında yer bulamayan felsefe, kahir ekseriyetle tarihsel geri plândaki İslamî yorumlara paralel yani “dinin karşısında” bir konumdadır.

Önce olumlu anlamları çağrıştıran iki örnek verelim;
Muhakemat’da geçen (Unsuru’l Belağat Beşinci Mukaddime), “Hadd-i  evsatı gösterecek ifrat ve tefriti kıracak, yalnız felsefe-i şeriatla belağat ve mantık ile hikmettir” cümlesinde felsefe, şeriat ilminin bir prensibi yani bir ifade tarzı (terim) olarak kullanılmıştır.

Bediüzzaman, aynı kitabın sonraki metinlerinde (Unsuru’l Belağat Yedinci Mesele) şöyle bir cümle kullanır:”Felsefe-i Beyaniyeye müşabih, nahvin (Sentaks, cümle bilimi İK) dahi bir felsefesi vardır. O felsefe ise, vazıın hikmetini beyan eder.”
Burada, felsefe, belağattaki ifade sanatı ve edebiyattaki cümle biliminin bir ilkesi anlamında “şekilselliği” anlatan bir terimdir.

Yukarıdaki cümlelerin ikisinde de kavramsal manayı aramak doğru olmaz. Bu kelimeler, “ıstılahî” anlamda değil meramı ifade için “alet terim” anlamındadır.
Eğer burada felsefeye “olumlu” bir anlam yüklenecekse manaya nüfuz edemeyen “şekil” cihetiyle yüklenilebilir ki bu da bahsimizin dışındadır.

Risale-i Nur’un bazı yerlerinde felsefe kelimesi “hikmet”in müteradifi olarak kullanılır. Bu, Bediüzzaman’a ait bir tercihden ziyade geleneksel bir kullanımdır.

Bediüzzaman, bu kullanımı çok tercih etmemekle beraber karşı da çıkmaz. Nursi, risalelerinde felsefe yerine hikmet’i kullanırken veya ikisini bir arada dile getirirken cümlenin akışına göre aradaki farkı vurgulayarak kullanır.

Dr. Taha Abdurrahman, Nursi’nin bu ince ayırımına şu yorumu getirir: ”Bediüzzaman, “hikmet” lafzını felsefeye isim olarak kullanmanın “filozoflara ait bir uygulama”olduğunu  anlatma gayreti içindedir.”

On İkinci Söz’de geçen “İlm-i hikmet dedikleri felsefe” tanımlaması Taha Abdurrahman’ın bu yorumunu doğrulamaktadır.

Nitekim “hükema” (felsefe/hikmet ile uğraşan islâm uleması) ve “filozof “aynı manada değildir ve Bediüzzaman Risale-i Nur’da bu ikisi arasında kesin bir ayırım yapar.

Yorum Yap
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
Yorumlar (2)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.