İddialarına dair delil sunamayan, kulaktan dolma bilgilerle adeta bilgiçlik taslayan bazı akademisyen, hoca veya gazeteciler elbette cevaplarını da alıyor.
Cevap verenlerden biri de İlahiyatçı Dr. Sadık Tanrıkulu. Bediüzzaman Said Nursi, Risale-i Nur ve Nur talebelerine dair doğru açıklamalarda bulunan, yanlışları tashih eden Tanrıkulu, bu sefer de "Nur talebelerinin Risale-i Nur'u kutsal gördükleri"ne dair iftiraya cevap verdi.
"Yarım asırlık İslami hayat tecrübem esnasında Risale-i Nurlar kutsal kitaptır diyen, böyle inanan tek bir tane Risale-i Nur talebesi görmedim, duymadım, bilmiyorum" diyen Tanrıkulu'nun tepkisi şöyle:
RİSALEFOBİ İSLAMOFOBİDEN HİÇ GERİ DEĞİL
"Risale-i Nur'u eleştiren bir konuşma dinledim. Yeni çekilmiş. Nur talebeleri Risale-i Nurun sadeleştirilmesine karşılarmış. Çünkü onun kutsal kitaplar olduğuna inanıyorlarmış.
Dünyanın en cahil, en geri zekalı, en ahlaksız iftirası.
Cahil, çünkü Risale-i Nur külliyatının hiç bir yerinde bu tarz bir lakırdı yok. Sadeleştirme mevzuunun gerekçeleri bambaşka.
Geri zekalı, çünkü sıradan bir müslüman herhangi bir İslam aliminin kitaplarının kutsal olmadığını, olamayacağını bilir.
Ahlaksız, çünkü olmayan bir şeyi varmış gibi gösteriyor, hem bir mücahid âlime hem ardından giden milyonlarca müslümana iftira ediyor.
Yarım asırlık İslami hayat tecrübem esnasında Risale-i Nurlar kutsal kitaptır diyen, böyle inanan tek bir tane Risale-i Nur talebesi görmedim, duymadım, bilmiyorum. Maalesef Türkiye'de Müslümanlar arasında yaygın Risalefobi -inanın- İslamofobiden hiç geri değil.
Yahu 'bu zat ne söylüyor, ne anlatıyor?' diye merak etmek yok. Bunu yapabilecek kapasite yok, niyet de yok. Bilmiyorum, bari bilenlere sorayım demek yok. Bari edebimle susayım, müslümana musallat olmayayım demek de yok. Amma dilin kemiği de yok.
Allah cc selamet versin hepimize.