Risale-i Nur hakikati ve dili kıyamete kadar yaşayacak

Hüseyin ÇEŞİTCİOĞLU

Bir nur talebesi Sözler'in (Risale-i Nur) diline hakim ve vakıf olduktan sonra, ortamın basit dilini kullanabilir. Çünkü amaç ve maslahat bunu gerektirir. 
 
Nasıl insanlar birçok dil, lehçe bilip konuşuyorsa, Nurcu da Sözler'in dilini, çevresinin anlayacağı şekilde sunabilmelidir. İkisi birbirine engel değil bütünleyicidir. 

Üstadın dil seyrine bakalım. Eski Said eserleri nerde, Ayet-ül Kübra ve Münacaat nerde? Sayısız şahitlerin anlatımına göre, iş hizmet olunca akıcı İstanbul Türkçesi konuşan Üstad nerde? 16 yaşında Van'da Türkçe'yi konuşan ve ilk eserlerini bu Türkçe’yle yazan Üstad nerde?

"Değerli bir kitap anlaşılmaz olsa hiçbir şeye yaramaz kağıttan ibaret kalır" manasındaki sözleri neden söyledi acaba?

En son dersini hatırlayalım: "Konuşan yalnız hakikattır." Ne kadar açık, arı, duru.

Sözler'in hakaiki ve lisanı milletimizin, idrak, şuur, fehim ve irfanını nasıl dönüştürüyor bir bakalım. 90 yıldır cemiyetimizi dikey, yatay, avam, havas, dini, siyasi, mektepten sohbete, solcudan batıcıya nasıl değiştirdi ve değiştiriyor bakalım.

Mesela geçenlerde Milli Eğitim bakanımız, "İyi öğretmenliğin tek şartı şefkattir” dedi ve tekrarladı.  

Sevgiden, aşktan şefkate ne ara geçildi acaba. Bu ülkede kamu ve eğitimde şefkatin patenti Sözler'e aittir. 

Kendi okumaları bir yana, Gazi Eğitim Enstitüsü'ndeki nur talebesi arkadaşlarına sormalı.

Sonra şevk kavramının yaygın kullanımına bakalım; siyasetçi ve gazetecilerin şevki, telaffuzlarına bakalım. Bu kavramlar kullanılırken, belki bugün Üstadın bile kullanmayacağı bazı kelimeler, sözlüklerde kalsa ne olur. Risale manası ruhlarda hükmederken Sözler'in lisanı kaybolmuş mu olur?

Kainat kelimesine bakalım. Lise öğrencilerinin büyük çoğunluğu gündelik hayatta ve sınıfta kainat kavramını kullanıyor.

Kosmoz, evren nerede kaldı kainat nereye yükseldi. Kim hayal ederdi bunu? Kainat kavramı Sözler'i elbette çağrıştırır. 

Liseliler arasında "Selam aleykümlü" selamlaşmalar, kucaklaşmalar! sıradan ve saf nefsani midir? 

90 yıldır toplumumuzun her şeyini Sözler dönüştürüp geliştiriyor. 
 
Demokratlığın yaygınlaşması, bir seviye kazanması, İslamcı ve dindarlığın 
gelişip olgunlaşmasında baş aktör kimdir, kimlerin çabasıyla olmuştur?

En önemlisi merkez demokratları siyasi İslamcı kitlelerin, demokrat uzun bir iktidarda vücut bulması kimlerin çalışması ve idealidir.

28 Şubat öncesi bu izdivacı kim hayal edebilirdi. Nurcuların bu alandaki yayınlarını, çabalarını karşısındakiler okuyup incelemiyor mu?

Ak Parti'nin kapatılma davasında rahmetli Demirel’le yapılan röportajların dayanak yapıldığını biliyoruz basından.

Eski merkez demokratlar, doğru zamanda toplumu okuyup samimi dindar olsalardı bu iktidar olur muydu olmaz mıydı.

Ak Parti milli görüş çizgisini korusa, demokrat muhafazakar sloganıyla çıkmasa ve samimiyetini göstermese iktidara gelir miydi?

Çözüm demokratların dindarlaşması, dindarların demokratlaşmasıdır diye anlatanlar, nurcuların etkisi yok mudur?

Çıkarcı, eğilip bükülen, uygun konumcu, milliyetçi muhafazakar çığırtkanları mı bu seviyeye getirdi toplumu.

Dini söylem ve uygulama ile siyasi nutuk arasına kırmızı çizgi çekme gayreti, Sözler'in toplumcu ve siyasi bir inkılabı değil midir?

Sol, batıcı, kemalist, milliyetçi, laik siyasilerin seviyeli, dine saygılı iletişim dillerini inceleyelim. Sözlerin izlerini ve patentlerini görürüz.

Risale-i Nur harekatı demek, Türkiye'de yatay düzlemden dikey düzleme, fertten topluma, eğitimden okullara, kavramlardan demokratlığa, müsbet milliyetten kavgasız tartışmaya kadar, her alanı etkileyen, pozitif katkı sunan, ahir zaman mücedditliğinin farkedilmez gücüdür.

Alçak 15 Temmuz amacına ulaşmadıysa şehitleriyle, toplum hücrelerindeki, ikna ve itibar gücüyle en etkili pay Nurcularındır.

Mevlana'nın  eserleri Osmanlı ordusu ve cemiyetine 17.yüzyıldan itibaren nüfuz etmeye başlamıştır. Öncesinde Bektaşilik etkindir. Hz. Yunus esas olarak 19.yüzyılda keşfedilmiştir. 

İnsanlık tarihinin çağ aşan eser ve fikirleri, tüm dünyada en az yüzyıl sonra toplumları, ilim ve siyaset adamlarını etkileyip yönlendirmeye başlamıştır.

Marks ne zaman yaşadı, komünizim ne zaman kuruldu?

Sözler'in hakimiyet ve uygulama çağı daha başlamadı bile ey azizler.

Sözler'in bazı tabirleri yıpransa bile, manası muhtevası dikeyden yataya artarak güçlenerek devam edecektir. Ta kıyamete kadar.

Öyleyse bu acelecilik ve karamsarlık niye?

Yorum Yap
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.