RİNAP-Tanzim kavramı

Kadir AYTAR

Tanzim; Arapça nazm kelimesinden türeme bir kelimedir. Dilimizde muntazam şekli daha çok kullanılmaktadır. Düzeltme, düzenleme, nizam/düzen verme, yoluna koyma anlamındadır. Nazm kelimesi de edebiyatta şiir demektir. (1) Tanzim fiili Allah’ın Hakîm isminin bir cilvesidir. (2)

Allah’ın ilim ve hikmeti, tanzim fiilini gerektiriyor. Kâinatta tanzimsiz hiçbir iş yoktur. Eşyanın başlangıçları, kökleri ve asılları, mükemmel bir intizam ile eşyanın vücutlarını gayet sanatkârâne olarak netice vermesi, ilm-i İlâhînin düsturlarının bir defteriyle tanzim edildiğini göstermektedir. Meselâ bir çekirdek, bütün ağacın teşkilâtını tanzim edecek olan programları ve fihristeleri içermektedir.

Gayet mâhir bir tasvirci ve heykeltraş, yapacağı sûret ve heykelin, evvelâ umumi şekillerini bâzı hatlarla tâyin eder. Bu tâyin, bir tanzim ve bir takdîr iledir. Hendeseye istinâden hudud tâyin eder. Bu tanzim ve takdîri, bir hikmet ve ilim ile yapar. Bu tanzim ve tahdit fiilleri, ilim ve hikmet pergeliyle döner.

Yüce Allah, en küçük bir şeyi bile ihmal etmemiştir. Gözle görünmeyen mikrobun midesini tanzim ettiği gibi bir sineğin kanadını, bir çiçeği, insanın vücudunu, küreleri ve semayı da tanzim etmiştir.

Cenab-ı Allah tanzim fiilini; fünun ve hikmetinin en incelikleriyle, çok ince bir ölçüyle, gayet dakik, acip ve eksiksiz bir nizamla, bin bir isimlerinin şuâlarıyla, kendine lâyık bir tarz ile, mu’cizeli san’atlarıyla, sun’ ve inâyet düsturu ile, kudretiyle, mânevî iplerle, ihtiyaçların düsturlarıyla, sağlam bir şekil ile, sıra ile, ehemmiyetle, hüsn-i san’atla, adl ü hikmetinin mîzanıyla, rahmetiyle, envâ-ı nimetleriyle, kazânın düsturuyla, kaderin pergeliyle, kast ile, irade ve ihtiyar ile, sürekli tazelenen bir ziynet ve san’at ile, insanın menfaati ipiyle, bir dest-i inâyetle, bir muvazene ile, tesadüfe hamli imkânsız ve gayeler takip ile, kemâl ile, istikrarla, âdetinin kanunlarıyla, suhuletle, tenasüple ve İlahi bir programla icra etmektedir. (3)

Arının dimağını, mikrobun gözünü tanzim eden Zat; dini, buna bağlı olarak da insanın dünya ve ahret işlerini, hallerini (4), ihtiyarî fiil ve amellerini de ihmal etmeden Kelam sıfatından gelen şeriat ile tanzim etmiştir. Kur’an’ın halk ve icaddan bahseden ayetleri de insanların zihinlerini tanzim etmektedir. (5)

Cenab-ı Allah, insanların hayatlarını ve fiillerini tanzim etmeleri hususunu kendi hür fikir ve iradelerine bırakıyor ve Nâziât sûresi 5. âyette; ( … ve yef‘alûne mâ yu’merûne) emrolundukları işi tanzim ve tedbîr edenler üzerine yemin ediyor. Bu durumda, insanların her işlerinde âdetullah kanunlarına uymak ve her işlerini muntazam yapmak zorundadırlar. Aksi takdirde beklenen neticeye ulaşamazlar.

İnsanlar şahsi hayatlarını tanzim etmek zorunda oldukları gibi içinde yaşadığı toplumun hayatını ve devletini de birtakım nizam, düstur ve kanunlarla tanzim etmek zorundadırlar. Ancak bunların yine ilâhî nizamlara ve fıtrat kanunlarına ters olmaması gerekir.

Tarih boyunca birçok alanda düzenlemeler yapılmıştır. Özellikle Osmanlı tarihinde yapılan idari, sosyal, kültürel, eğitim ve askeri alanlarda yapılan düzenlemeler, bir döneme damgasını vurmuştur. 1839 yılında 2. Abdülmecid’in Gülhane’de ilan edilen Tanzîmât Fermanı köklü düzenlemeleri ve bir ıslah programını içermektedir. Bu dönemde, edebiyat alanında da bir “Tanzîmât Akımı” gelişmiştir.

Kâinatta zaman ve mekân çarkları döndüğü müddetçe düzenlemelerin sonu gelmeyecektir. Sürekli işleyen değişim ve gelişim kanunları bunu gerektiriyor. Yerinde sayan yokluğa gider, kaybolur. Karşılaşılan her yeni durum, bir düzenlemeyi gerektirir. Geriye dönüş eşyanın tabiatına aykırıdır. Sonuç; “Ya yeni hal, ya izmihlal.” dir.

(Bir sonraki yazıda “Risale-i Nurların Tanzimi”ni ele alalım)

Dipnot:

1-Devellioğlu, Ferit, 1995, Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lugat, Aydın Kitabevi, Ankara
2-Nursi, Bediüzzaman said, 2000, Lem'alar, S: 300, Y.A.N., İstanbul
3-Nursi, Bediüzzaman Said, 2000, Sözler, S: 505, 543,573, Y.A.N., İstanbul
4-Nursi, Bediüzzaman Said, 2000, İşaratü'l-İ'caz, S: 140, 168, Y.A.N., İstanbul
5-Nursi, Bediüzzaman Said, 2000, Mesnevi-i Nuriye, S: 211, 214, 256, Y.A.N., İstanbul

kadiraytar@risalehaber.com

İlk yorum yazan siz olun
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.