Ramazaniye

Himmet UÇ

Atalarımız mübarek Ramazanı ramazaniye şiirleri ile karşılarlar, ramazandaki muhtelif ahvali anlatırlarmış. Hiçbir şeye kayıtsız kalmayan üdeba bu gufran ayını da anlatmışlardır. Sabit’in Sadrazam Baltacı Mehmet Paşa’ya yazdığı “Ramazaniye”nin nesip kısmını aşağıya alıyoruz.

Yevm-i şek niyetiyle şire sıkarken yaran
Sıkboğaz edip basıp sahne-i şehr-i ramazan

Dostlar ramazanı bekleyenler ramazanda kullanmak için şire tatlı şeyler hazırlarken, birden ramazan ansızın geldi. Başka manalarda da izah edilebilir, ben bunu tercih ettim.

Çilleye vesvesesiz girdi kapandı zahid
Habs olur ta ramazan ahir olunca şeytan

Zahidler günahtan kaçanlar, zühd sahibi kişiler Ramazan boyunca manen terakki için çileye girdiler, şeytan da ramazanın sonuna kadar hapsedildi.

Dehen ü destini meyhare yudu sahbanın
Kuze-yi badeyi ibrik-ı vuzu etti heman

İçki içenler ellerini ve ağızlarını yıkadılar içki içmeyi ertelediler,
İçki testisini abdest ibriği haline getirdiler.

Döndü bahtı gibi levni yine ayyaşların
Şimdi tevhide giren şeyhlerindir devran

İçki iptilası olanların bahtı da yüzlerinin rengi de döndü, nuranileştiler.
Zaman, devir şimdi” lailahe illallah “için dergaha giren dervişlerin oldu.

Yıldızı düştü siyeh kare-i minanuşun
Sanma kandil uçurur kayyum-ı seyyare feşan

İçki içilen siyah kareli kadehin yıldızı düştü, bahtı karardı
Yıldızları seyyareleri gezeğenleri semada etrafa dağıtarak yöneten Kayyum’u
Kandil uçuruyor sanma. Caminin kayyumu bakıcısı da mumları caminin muhtelif köşesine dağıtabilir, yoksa kandil uçurmaz

Alınır mı ramazan sofilerinden Mushaf
Rahlenin nevbetini beklemeyince insan

O kadar çok Kur’an Mushaf okuyan vardır ki herkese camiide rahle düşmez, insanlar nevbetle bekleyerek rahlelere kavuşabilirler

Etti mahiyye berat-ı hasenatı tezhib
Sığanıp girdi zerefşanlığa kandilciyan

Mahyaları hazırlayanlar onları süslediler
Kandilleri süsleyenler hazırladılar kendilerini o mahyaları altın ile süslemeye

Ramazan nasıl farklı meşguliyetler ortaya çıkarmış, anonim bir hadise olmuş, o zamanlar.

Kubbe kandilleri daire-i halkari
Zu-i kaşane-i taata zerendude tavan

Kubbelerde kandiller altın süslemeleri ile daire haline getirilmiş
Tavanı altın süslemeli sıvalı itaat sarayına çevrildi camiinin

Oldu her cami-i zibende birer hırmen-i nur
Silme mikyali kanadil zücac-ı Rahşan

Camiler naz ile yürüyen nurlu güzelliklere güzellere döndüler
Kandil camları ağzına kadar parlak süsleme camları ile doldu

Kalbi mümin gibi mecsid müteselli mamur
Dil-i fasık gibi meyhane harab-ı viran

Müminin kalbi gibi mecsidler camiler tatmin olmuş teselli olmuş, imar edilmiş, düzenli
Günaha alışmış olan fasıkların gönlü ise meyhane gibi viran ve harap

Donanıp al akideyle şeker tablaları
Etti her kuşe-i İstanbul’u suk-ı mercan

Şeker dağıtan tablalar kırmızı akidelerle doldu
İstanbulun köşeleri kırmızı mercan çarşısına pazarına döndü

Can verir rahat-ı hulkume esir-i helva
Gelse efsürdegi-i savm ile hulkuma can

Helva ağızlara ve zevk esareti verir
Orucun tesiri ile cansızlaşmış boğaza helva can verir

Biri rindin mütevezzada komuş helvasın
Şah-ı misvake bedel eyledi idhal-i dehan

Bir rind, dünya işlerini hor gören kimse helvasını almış, elinde dişlerini temizlemek için büyük bir misvak var sa da onu boğazına göndermiş.

Elde işkenbe fener arkada zenbil-i sahur
Gece faslında şikem harelerinden seyran

Elde işkembe ve fener, arkasında sahur gıdalarının sepeti, gece vaktinde midelerini doyuranlar seyran eder, gezerler.

Vakti imsakdeki micmere-i anberden
Hoştur alüfteye iftardaki bir lule duhan

İmsak vaktinde güzel kokular tütsü kabından çıkar, tütün içmeye alışmışlar iftar vaktinde bir sigara ağızlığına ağızlarını dayamaktan hoşlanırlar.

Kadeh-i rıtl-ı giran mertebesi keyf verir
Kahve aşama ağır kahve ile bir fincan

Ağzına kadar ağır kahve dolmuş bir fincan kadehi kahveden keyf alanlara büyük zevk verir

Her makam üstüne iftarda tercih olunur
Nağme-i nerm ile aheng-i dügah-ı dendan

İftar vaktinde ince bir nağme ile musiki sesi ile düğah makamındaki bir şarkı herşeye tercih edilir

Bu da bu şehr-i azimin berekatındandır
Fukarasında da araste han-ı elvan

Bu şehrin bu ramazan ayının veya bu İstanbul şehrinin bereketindendir ki fakirlerin bile sofralarında renk renk süslenmiş yemekler bulunur.

Matbah-ı ruzeyi miftah-ı akideyle açar
Feth-i ruziye bakan ağzı mühürlü rindan

Ağzı mühürlü ahiret adamları dünyayı boşvermişler orucun açılmasını bekler, ve oruçlarını akide anahtarı ile açarlar.

Bu kadar şevket-i islamı görüp şem-i künişt
Etmede mescide iman getirip ref-i bütan

İslamın böyle haşmet ve heybetini gören Yahudiler, putlarını kaldırıp mescide varıp iman getirirler.

Her menar oldu birer şatır-ı zerrin kemer
Sadr-ı azamla olan taki teravihe revan

Bütün yollar altın kemerli neşeli yürüyen insanlarla doldu, ta ki Sadrazamla revavih namazını kılsınlar

Kubbe-i kıblenişinan –ı Muhammed Paşa
Leyle tül kadri kerem iyd-i sabah-ı ramazan

Muhammed Paşa’nın camisinde oturanlar, Kadir gecesine varsınlar ve bayram sabahına ulaşsınlar 

Bir romancı gibi Ramazanda olan olayları, insan tiplerini, ramazan neşesini, dini havayı ne kadar samimi ve içten bir şekilde anlatır. 

İlk yorum yazan siz olun
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.