Ramazan’ın son günlerini TV başında ziyan etmeyin

Ramazan’da fıkıhla ilgili birçok tartışma vatandaşın aklını karıştırıyor.

Emel Temizay'ın haberi:

Bunlara en çok sebep olansa Ramazan’da artış gösteren dinî içerikli programlar. Türk halkının TV izleme alışkanlığının çok fazla olduğunu belirten İlahiyatçılar, birçok programın vakit kaybı olduğunu söylüyor.

Dini programları takip eden izleyiciler toplumun farklı kesimlerinden ve buna bağlı olarak farklı bakış ve anlayış seviyesinde insanlardan oluşuyor. Ondokuz Mayıs Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Yunus Macit nitelikli dini programların konuları ve sunumunda bu hususun dikkate alınması gerektiğini söylüyor. Macit’e göre bu tür programlar her şeyden önce herkesin kafa karışıklığı yaşamadan anlayabileceği bir içerik ve üsluba sahip olmalı: “Gündelik hayatın tüm yönlerini kapsayacak şekilde İslâm’ın ahlâkî prensipleri kuşatıcı ve doğru bir şekilde, yüksek bilgi ve hikmet çerçevesinde anlatılmalı. Buna yönelik bir çaba ve gayret içinde olunmalı. Dini program sunan kişiler, samimi olmalı. İzleyenlere doğru bilgilerin verilmesi gibi yüce bir gayeye aracılık etmeli.” İzleyicilerin de program seçiminde seçici davranmaları gerektiğini söyleyen ilahiyatçı, izleyicilere şu tavsiyelerde bulunuyor: “Reyting amaçlı programlar yerine, Ramazan ayını rahmet, mağfiret, arınma ve takvada derinleşme vesilesi olarak gören, eğitici-öğretici, izleyenlere Allah’ı hatırlatan, onlara dünya ve ahiret mutluluğunun yolunu göstermeye çalışan TV kanalları ve programları tercih edilmeli.”

Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Ramazan Altıntaş ise dini programlarda olması gerekenleri şu şekilde anlatıyor: “Bu tarz programlar yapılacağı zaman hem programın sunucusu hem de yapımcıları yüksek ve kaliteli dini eğitim almış kimselerden seçilmeli. Dini konular ele alınırken, ayetlerin mealleri doğru verilmeli, ayetlerin bağlam ve yorumları arasında mutlaka doğru irtibatlar kurulmalı. Görüşlerin temellendirildiği hadisler, sahih rivayetlerden seçilmeli, yine doğru tercüme yapılmalı. Kullanılan ayet ve hadislerden genel İslami anlayışlara aykırı sonuçlar çıkarılmamalı. Eğer burada saydığımız hususlar dikkate alınırsa, kişiler nitelikli dini programları sunan kanalları çok rahat bir şekilde birbirinden ayırt edebilir.” Ramazan ayının bütünüyle televizyon ekranlarına kilitlenip zamanın ziyan edileceği bir zaman dilimi olmadığını söyleyen Altıntaş sözlerini şöyle sonlandırıyor: “Elbette sağlıklı ve nitelikli programlar faydalı olmakla birlikte, Ramazan ayı, bütünüyle televizyon başında geçirilmemelidir. Bu ayda daha çok ibadete yoğunlaşmak gerekir. Namazıyla, mukabelesiyle, orucuyla, itikâfıyla, zekât ve sadakasıyla, iftar ve sahuruyla, seheriyle, paylaşma ahlakıyla bu aya kilitlenmeli. Çünkü bu ay, bir mekteptir. Bu ayda elde edeceğimiz ahlaki yücelikler, bizi diğer aylara da hazırlayacaktır.”

Zaman

Ramazan Haberleri