Peygamberimizin Mirac'a çıkarken cehennemlik insanların halini ifade eden rivayetleri anlatır mısınız?

Rasûlullah (asm) Miraç yolunda ilk semaya varınca kapısının kapalı olduğunu gördü. Nö­betçi melekler "Kim geliyor?" diye sordular. Cebrail (a.s.) kendi ismini söyledi.

Melekler, "Seninle beraber olan kimdir?" diye tekrar sordular. Cebrail, "Muhammed" dedi. Kendisinin çağırılıp çağırılmadığını sordular. Cebrail "Evet" dedi. Bunun üzerine kapı açıldı; ve Hz. Muhammed (asm) muhte­şem bir şekilde karşılandı. (1)

Burada Rasûlullah (asm), melekler, insanların ruhları ve o sırada orada hazır bulunan büyük şahsiyetlerle tanıştırıldı. Ayrıca burada mükemmel ve ihtiyar bir insan ile de tanıştırıldı. Bu zat, boyu, posu ve vücut yapısı itibarıyla eksiksiz bir insandı. Cebrail kendisi­nin Hz. Adem (a.s.) olduğunu söyledi; "Yani sizin atanız." Bu zatın sağın­da ve solunda pek çok kişi vardı. Hz. Adem (as), kendi sağına baktığı zaman seviniyor, soluna baktığı zaman da üzülüyor ve ağlıyordu. Rasûlullah (asm), "Mesele nedir?" diye sordu. Cebrail dedi ki "Bunlar insan ırkıdır. Hz. Adem sağındaki iyi ve dürüst insanları görerek seviniyor, ama solundaki kötü ve sapık evlatlarını görerek ağlıyor." (2)

Bundan sonra Rasûlullah (asm)'a her şeyi ayrıntılı bir biçimde inceleme im­kânı verildi. Rasûlullah (asm) bir yerde çiftçilerin tarlalarda çalıştığını gördü. Bu çiftçiler ne kadar mahsul devşiriyorlar idiyse mahsul o kadar büyüyor­du. Rasûlullah (asm), bunların kim olduğunu sordu. Dediler ki, bunlar Allah yo­lunda cihad edenlerdir.

Rasûlullah (asm) daha sonra bazı kimselerin başlarının ezilmekte olduğunu gördü. Bunların kim olduğunu sordu. Dediler ki, bunlar namaz için ağır hareket ediyorlardı ve namaz için başlarını kaldırmıyorlardı.

Rasûlullah (a.s.m) yamalı elbiseler giymiş olan bazı kimseleri gördü. Bunlar hayvanlar gibi ot yiyorlardı. Rasûlullah (a.s.m) bunların kim olduğu­nu sordu. Dediler ki, bunlar mallarından zekât veya sadaka vermiyorlardı.

Hz. Peygamber (a.s.m) bir kişinin ağaç ve tahtalar toplamakta olduğu­nu ve bunları kaldırmakta güçlük çektiği zaman bunlara daha çok tahta eklemekte olduğunu gördü. Rasûlullah (asm), bu kişinin kim olduğunu sordu. Dediler ki, bu adam zaten emanet ve mesuliyetin yükünü taşıyamıyordu, fakat bunları azaltmak yerine daha da artırdı.

Hz. Peygamber (asm) bundan sonra bazı kimselerin dil ve dudaklarının ma­kaslarla kesilmekte olduğuna tanık oldu. Bunların kim olduğunu sordu. Dediler ki, bunlar dedikoduculardır ki serbestçe konuşuyor ve fitne yayıyorlardı.

Rasûlullah (asm) bir yerde, bir taşta küçük bir delik gördü. Bu delikten ko­caman bir boğa çıktı, daha sonra aynı deliğe dönmek istedi, ama giremedi. Rasûlullah (asm), meselenin ne olduğunu sordu. Dediler ki, bu fitne yayan so­rumsuz bir kişidir, ki önce düşünüp taşınmadan bir şey söylüyor veya fit­ne yayııyor, ama sonra pişman olup hatasını telafi etmek istiyor, ama edemiyor.

Bir başka yerde adamlar hep kendi vücutlarının etlerini kesip yiyor­lardı. Rasûlullah (a.s.m) bunların kim olduğunu sordu. Dediler ki, bunlar başkalarına dil uzatıyor ve onlarla alay ediyorlardı.

Bu adamların yanında bazı diğer kimseler vardı. Bunların tırnakları bakırdandı ve ağız ve göğüslerini dövüyorlardı. Rasûlullah (a.s.m) bunların kim olduğunu sordu. Dediler ki, bunlar insanların arkasından konuşuyor ve namuslarına leke sürmek istiyorlardı.

Bazı diğer kimseler vardı ki, dudakları develer gibiydi ve bunlar ateş yiyordu. Rasûlullah (a.s.m) bunların kim olduğunu sordu. Dediler ki, bunlar yetimlerin mallarını yiyorlardı.

Bir süre sonra Rasûlullah (asm) karınları şişmiş ve yılanlarla dolu kişileri gördü. Gelip geçenler onları eziyordu, fakat onlar yerlerinden kıpırdayamıyorlardı. Rasûlullah (asm) bunların kimler olduğunu sordu, dediler ki, bunlar faiz ve haram yiyenlerdir.

Bundan sonra bazı diğer kimseler görüldü. Bu adamların bir tarafında gayet güzel ve temiz et vardı, ama diğer tarafta çürümüş ve kokuşmuş et vardı. Bu adamlar iyi eti bırakıp kötü eti yiyorlardı. Rasûlullah (a.s.m) dedi ki, bunlar kimlerdir? Dediler ki, bunlar kendilerine helâl olan koca veya karılarını bırakıp zina yapan ve haram olanlarla nefislerini tatmin eden er­kek ve kadınlardır.

Rasûlullah (a.s.m) bundan sonra göğüsleriyle asılı kadınları gördü. Rasûlullah (asm) bunların kim olduğunu sordu. Dediler ki, bunlar kocalarına onlar­dan olmayan çocukları musallat eden kadınlardır. (3)

Dipnotlar:
1. Bütün hadislerde, her semânın kapısında Cebrail ile muhafız melekler arasında bu nevi konuşma geçtiği kaydedilmiştir. Melekler, gelenin Hz. Cebrail ve Rasûlullah (a.s.m) olduğundan emin olduktan sonra kapıyı açıyorlardı.
2. Buhârî, Müslim, Müsned-i Ahmed, İbni Cerir, Beyhaki, İbni Ebi Hâtim, İbni İshâk, Hâkim, Taberânî, Bezzâr (Muhtelif râviler).
3. Bütün bu gözlem ve incelemeler topluca anlatılmamıştır. Biz hepsini bir arada topladık. (bk. Müsned-i Ahmed, İbni Mâce, İbni Cerîr, Beyhakî, Hâkim, İbni Ebî Hâtim, Taberânî, Bezzâr, İbni İshâk, İbni Merdûye, Ebû Dâvûd. Râviler: Hz. Ebû Hureyre, Hz. Ebû Sa'id Hudrî ve Hz. Enes bin Mâlik).

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

İlk yorum yazan siz olun
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.

İslam Haberleri