Panelistlerden, Frankfurt Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şükrettin Güldütuna, İslam bilim tarihi alanında duayen isim Prof. Dr. Fuat Sezgin'le geçirdiği 38 yılı anlattı.
Sezgin'in çalışmalarıyla İslam dünyasında yeni bir dirilişi hedeflediğini ve gençleri Batı kompleksinden uyandırmak istediğini vurgulayan Güldütuna, "Özellikle gençler kendi kültürlerine, dinine güvenip yeni ve büyük adımlar atsın istiyordu. Fuat Hoca, hiç kimsenin bir ferdin ahlaki bir şekilde girişeceği işi engelleyemeyeceğine ve bu kişinin büyük adımlarla ilerleyebileceğine inanıyordu." dedi.
Bilim dünyasının Fuat Hoca'nın görüşleri ve çalışmalarına yaklaşım olarak ikiye bölündüğüne dikkati çeken Güldütuna, şunları kaydetti:
"Bilim dünyasında Fuat Hoca'nın özellikle coğrafya eserlerine karşı derin bir sessizlik var. Çünkü karşı çıkamıyorlar. Bunun için Avrupa'da bir grup kuruldu. Bunlar Fuat Hoca'nın yaptığı bilime karşı yanlışlıklar arıyorlar. Bir karşı cephe hala var açıkçası. Ama Fuat Hoca'nın yazdığı eser, dünyanın en muteber kütüphanelerinde görülebilir. Fuat Hoca büyük bir eser çıkardı ve ilim dünyası şu anda ona karşı bir şey çıkaramıyor. Ama Batı'nın içinde öyle kuvvetler var ki bunu çürütmek istiyorlar."
Güldütuna, Fuat Sezgin'in istisna bir insan olduğunun altını çizerek, "O, örnek olarak bizlere her zaman yol gösterebilir. Onun örneğinin en mühim kısımlarından biri maneviyattı. Maneviyat olmasaydı böyle bir ilerleme olmazdı. Çünkü çok zorluklarla karşılaştı. Bütün bu zorluklara rağmen Fuat Hoca sebatkarlığıyla, maneviyatıyla yolunda devam etti ve bu bizim için büyük bir örnek." diye konuştu.
aa