Onuncu Söz

Elif GÜNEŞTEKİN

İrşad ediciliği ile bir mürşidi hakiki hükmüne geçen, Haşir bahsi ile isimlendirilen Onuncu Söz, manevi kirleri temizlemeyle şüpheleri ve vesveseleri izale eder.

Haşır bahsi oniki hakikatten tebarüz eder. Bu on iki hakikat, saatin oniki rakamı gibi birbirini takip eder. Herbiri birer kapı hükmünde olan bu hakikatler sıfat esma bütünlüğüdür. 

Haşir bahsi Yirmidokuzuncu söz ile birlikte okunduğu vakit Rum Süresi'ndeki, “Şimdi bak Allah’ın rahmetinin eserlerine! Yeryüzünü ölümünden sonra nasıl diriltiyor? Şüphe yok ki O, mutlaka ölüleri diriltir. O her şeye kâdirdir” ayetin hakiki bir tefsirdir.

“Haşir mes’elesi öyle râsih bir hakikattır ki, Küre-i Arzı yerinden kaldıracak, kırıp atacak bir kuvvet o hakikatı sarsamaz. Zira o hakikatı Cenab-ı Hak bütün esma ve sıfâtının iktizası ile tesbit ediyor.” (Sözler, 88)

Onuncu Söz, İbni Sina gibi bir dâhinin kavrayamadığı haşri, çocuk ve avama dahi kullandığı metodla tasdik ettirmektedir.

Evet oniki hakikate saatin oniki ibresini mukabil tutarsak, her bir ibre diğer bir ibreye yol vererek sıfat ve esmanın bütünlüğünü Alem-i şehadette dizilim metodu ile kabule sunuyor.

Misal verirsek güneşin her vakit aynı mertebede durmaması bâki bir aleme şehadetidir. Sermedi bir güneşin dünyada ifadelenişi elbette vakitlere göre olacaktır. 

Güneş öğlen vakti olan 12-13 saatleri arasında saltanatı gösterir derecede parlak ve yakıcı olarak vazifeperverliğini ifade eder. Buradan yola çıkarak Haşır bahsinin ilk kapısı olan ilk hakikatına baktığımızda karşımıza Bâb-ı Rububiyet ve saltanat çıkmaktadır. Görsel çizimde görülebilir.

Her bir saat diliminde bir kapı mevcut ve açılıyor. Bu saatler arasında bu kapılara bakılarak esmalara iltica edilmelidir.

Haberdar eden içine alandır. Hangi saatte ne ile meşgul olmak ehemmiyetli bir mevzudur. Onuncu Söz bütün manevi yaraları tedavi etmesi ile hayatı  vazife darlığa alıştırma süresini beyan eder. Ahiretin vücudunu şüphesiz isbat etmekle gün içerisindeki vakitleri ayarlama ile tasarruf ettirmeyi sağlamaktadır.

Onuncu Söz çok muazzam bir saattir. Bu saat bizi Otuzuncu Söz'ün birinci maksadının bahsi olan Ene'ye bağlar.

"Ene, künuz-u mahfiye olan esma-i İlahiyenin anahtarı olduğu gibi, kâinatın tılsım-ı muğlakının dahi anahtarı olarak bir muamma-yı müşkilküşadır, bir tılsım-ı hayretfezadır." (Sözler, 535) geçer Risale-i Nurda...

Haşir bahsi, ene bahsini açar bir sistemdir. Lazımı, verilen 12 hakikat kapısından girmek. Şöyle ki; hareket tarzımızın hangi saatte veya hangi saatler arasında sıfat ve esma tecellisine göre ayarlanması hakikatidır. Üstadım (R.A.) şöyle der;

"Ben Risale-i Nur'a ehemmiyetli hizmet eden kardeşlerimin tarz-ı hayatlarına dikkat ettim, gördüm ki; aynı benim güzeran-ı hayatım gibi, Risale-i Nur gibi bir neticeye göre techiz edilip sevkedilmiş." (Emirdağ-1, 54)

"Evet Hüsrev, Feyzi, Hâfız Ali, Nazif gibi çok kardeşlerimizin geçen tarz-ı hayatları bu hizmet-i nuriyeye göre bir vaziyet verildiğini onlar hissettikleri gibi; ben de çok has kardeşlerimde, hattâ burada aynen tarz-ı hayatım gibi böyle bir nuranî meyveyi vermek için tanzim edilmiş görüyorum." (Emirdağ-1, 55)

Hz. Yusuf'un saati keşfetmesi ona verilen bir sanattır. Saat bir hakikat silsilesidir. Zaman mekan bütünleşmesidir.

"Çünki şu muhteşem kâinat öyle bir saraydır ki: Ay, Güneş lâmbaları; yıldızlar, mumları; zaman, bir ip, bir şerittir ki, o Sâni'-i Zülcelal her sene bir başka âlemi ona takıp, gösteriyor." (Sözler, 60)

Hareketin; marziyatı Rabbaniye olan İslamiyet'e bina edilmesi haktır. Hakikî zaman bu bina denilen saatle başlıyor. 

"Zaman-ı Saadette, Kur’andan neş'et eden İslâmiyet sanki bir şeceredir." (İşarat'ül İ'caz, 50)

Hizmet-i İslamiye ile hıfz-ı din saadet zamanlarını yaşattırıyor. Bu cihetle Miraçta hediye edilen Namaz beş vakte bölünüp sair nafile namazları da diğer vakitlerde tayin ettirilip büyük bir saatin muhtelif efradlarının buluştuğu hareket tarzlarının ifadelerini sergileme mekanıdır. Bu ancak bize emaneten verilen kendi ölçücüklerimiz olan enaniyetimiz ile olur. Bu cihetle enaniyetin menfi kısmı konu bahsimiz değil.

Enaniyetin müsbet yönünden bahsederek, misal Hz. Ömer'in İslamiyet’ten öncesi ve sonrası tarzı hayatı olan kendi ölçücükleri ile zamanlarda yer alması gibi...

Bu sebeple ölçüp yaptığımız herşey bizim zamanımızdır; çünkü zaman bir ölçümdür. Hareket ile ölçülür. Zamanda buluşma mekanı...

Mazi an ve müstakbelde...

Onuncu Söz ile ilgili görsel çizimimde vakitler arasında açılan kapıları ve bu kapılara göre ölçücüklerimiz ile hareket tarzımızı oluşturacak bir sistemi göstermektedir.

Yorum Yap
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
Yorumlar (7)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.