Onların nimet içinde olanlarını azâb ile yakaladığımız zaman

Ayet meali

Bismillahirrahmanirrahim

Cenab-ı Hak (c.c), Mü’minûn Suresi 64-71. ayetlerinde meâlen şöyle buyuruyor:

64 . Nihâyet onların ni‘met içinde olanlarını azâb ile yakaladığımız zaman, bir de bakarsın ki onlar feryâd ederler.

65 . (Onlara şöyle deriz:) “Bugün artık feryâd etmeyin; çünki siz, bizden yardım görmeyeceksiniz!”

66,67 . “Hakîkaten âyetlerim size okunuyordu da, büyüklük taslayanlar olarak ökçeleriniz üzerinde geriye dönüyordunuz; geceleyin toplanarak saçmalıyordunuz.”

68 . Bu sözü (Kur’ân’ı) hiç düşünmediler mi? Yoksa kendilerine, evvelki atalarına gelmeyen bir şey mi geldi?

69 . Yoksa peygamberlerini tanımadılar da bu yüzden mi onu inkâr edicidirler?

70 . Yoksa onda bir delilik olduğunu mu söylüyorlar? Hayır! (O peygamber) onlara hakkı getirmiştir; fakat onların çoğu, haktan hoşlanmayan kimselerdir.

71 . Eğer hak, onların nefislerinin arzularına uysaydı, elbette gökler, yer ve bunların içinde bulunanlar bozulup giderdi.(1) Hayır! Onlara zikirlerini (içinde şan ve şerefleri olan Kur’ân’ı) getirdik; fakat onlar kendi şereflerinden yüz çevirenlerdir.

1- “Hiçbir insanın Cenâb-ı Hakk’a karşı hakk-ı i‘tirâzı yoktur. Şekvâ ve şikâyete de haddi yoktur. Çünki şikâyet eden ferdin hilâf-ı hevesini (heveslerinin aksini) iktizâ eden, nizâm-ı âlemde (âlemdeki düzende) binlerle hikmet vardır. O ferdi irzâ etmekte (rızâsını almakta), o bin hikmeti gazablandırmak vardır. Bir ferdi râzı etmek için bin hikmet fedâ edilmez. وَلَوِ اتَّبَعَ الْحَقُّ اَهْوَٓاءَهُمْ لَفَسَدَتِ السَّمٰوَاتُ وَالْأَرْضُ [Eğer hak, onların nefislerinin arzularına uysaydı; elbette gökler ve yer bozulup giderdi.] Eğer her ferdin keyfine göre hareket edilirse, dünyanın nizâmı ve intizâmı fesâda gider (bozulur).

Ey müteşekkî (ey şikâyet eden kişi)! Sen nesin? Neye binâen i‘tirâz ediyorsun? Cüz’î (küçük) hevesini külliyât-ı kâinâta (âlemin umûmuna) mühendis mi yapıyorsun? Teaffün etmiş (kokuşmuş) olan zevkini ni‘metlerin derecelerine mikyâs ve mîzan mı (kıyas ve ölçü mü) yapıyorsun? Sen ne biliyorsun ki, ni‘met zannettiğin nıkmet (cezâ) değildir! Senin ne kıymetin var ki, sineğin kanadına müvâzî (denk) olmayan hevesini tatmîn ve teskîn (rahatlatmak) için, felek(bütün âlem) çarklarıyla hareketten teskîn edilsin!” (Mesnevî-i Nûriye, Şemme, 171-172)

İlk yorum yazan siz olun
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.

İslam Haberleri