O'na daha çok muhtacız

Mehmet PAKSU

Artık herkes onu seviyor, herkes onu konuşuyor, herkes onu okuyor ve onu yaşıyor.
Bir haftalık süre onu anlatmaya, tanıtmaya ve sevdirmeye yetmedi.

Artık haftalar aya dönüşüyor, aylar mevsime karışıyor.

Kutlu Doğum Haftası Türkiye'nin her tarafında yaşandı ama bu süreç bitecek gibi değil.

Sevgili Peygamberimiz sevginin kaynağı, şefkatin madeni, rahmetin vesilesi, bereketin sebebi ve huzurun taşıyıcısı...

Nerede ondan bahsedilse, nerede onun hakkında program yapılsa, insanlar koşarak geliyor, salonları doldurup taşırıyor, saatlerce yerlerinden kımıldamadan, büyük bir zevk alarak anlatılanları yudum yudum içiyor, kalplerini, ruhlarını aydınlatıyorlar.

Onu dinleyenlerin simalarında sevgi çiçekleri açıyor, barış, kardeşlik, muhabbet ve sevda ışıkları parlıyor.

Her yaştan, her baştan, her seviyeden insan onda kendisini buluyor, tam bir gönül rahatlığı içinde onunla bütünleşiyor, birleşiyor; âdeta yeniden doğuyor.

Programları takip ederken bir iç muhasebesine giriyor, "Muhammedî muhabbeti" iliklerine kadar hissediyor, eksiğini, noksanını fark ediyor, hatasını, kusurunu anlıyor, ruhunda ve vicdanında onarımlara geçiyor, sevgi merkezli bir hayatla buluşuyor.

***

Geçtiğimiz pazar günü İzmir TÜYAP Kitap Fuarı'nın 3. Salonu'nu dolduran İzmirliler'e Sevgili "Peygamberimizin Örnek Ahlakı" isimli konferansımı verirken, dinleyenlerle birlikte ortak bir sevinci paylaştık, güzeller güzeliyle gönlümüzü birleştirdik.

Salonda güzel bir İzmir atmosferi yaşadık. Ondan söz ettikçe herkesin içi açıldı, gönlüne sevinçler doldu, sevgilerini onun sevgisiyle taçlandırdılar.

Kinin, nefretin, düşmanlığın yer almadığı, art düşüncenin, önyargıların anlamsız olduğu, insanları kılıklarıyla kıyafetleriyle ayırt etmenin, saçıyla başıyla uğraşmanın bir anlam taşımadığı, toplumu diliyle kültürüyle bir ayırıma tabi tutmanın kimseye bir fayda sağlamadığı bir defa daha göründü.

Herkes memnundu ve rahattı. Çünkü Peygamberimiz bütünleştiriciydi, kaynaştırıcıydı, kucaklayıcıydı, şefkat dolu sinesini herkese açık tutuyordu, insanları Allah'ın birliğinde buluşturuyor, dünya ve âhiret saadetine davet ediyor, sonsuz bir rahmete çağırıyordu.

***

Ahlakı mı? Ona zaten hepimizin ekmek ve su kadar, hava ve ışık kadar ihtiyacımız vardı. Özellikle edebine, nezaketine, inceliğine ve zarafetine, anlayışına ve hoşgörüsüne, güvenirliliğine ve doğruluğuna o kadar muhtacız ki, bu ihtiyacın derecesi gün geçtikçe artış gösteriyor.

Bu duyguların yokluğu ve yoksunluğu, ihmali ve terki o kadar büyük acılara, ıstıraplara ve sıkıntılara sebep oluyor ki, bedelini toplum olarak çok pahalı ödüyoruz; çok kayıplar yaşıyoruz, dolayısıyla çok zaman kaybediyoruz, büyük fırsatlar kaçırıyoruz.

Ama ne kadar şükretsek azdır. Artık bu işin farkına vardık, düştüğümüz yerden kalkmaya başladık.

Bu vesileyle kendi adıma bir şükranımı arz etmem gerekirse; "Peygamberimizin Örnek Ahlakı" isimli kitabımızı Nesil Yayınları "Herkes alsın ve okusun diye" 1 TL'lik sembolik bir fiyatla istifadeye sundu, bir aylık gibi kısa süre içinde 1 milyonluk bir rakama dayandı.

İnşallah her gencimizin eline ulaşır da biz de bu sevinci yaşamaya devam ederiz.

Bugün

İlk yorum yazan siz olun
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.