Nurslular, Bediüzzaman Said Nursi'yi Kürtçe anlattı

Vefatının 57’inci sene-i devriyesinde Bediüzzaman Said Nursi’nin hayatı, mücadelesi ve gayesini anlatan Nurs köyü sakinleri, Üstad'ın davasının Kur'an ve İttihad-ı İslam olduğunu belirttiler

Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri 1878 yılında Bitlis’in Hizan ilçesine bağlı Nurs köyünde doğdu. 23 Mart 1960 yılında Urfa'da vefat etti. Vefatının 57’inci sene-i devriyesinde Bediüzzaman Said Nursi’nin hayatı, mücadelesi ve gayesini anlatan Nurs köyü sakinleri, Üstad'ın davasının Kur'an ve İttihad-ı İslam olduğunu belirttiler.

Said Nursi'nin, "Milletimin imanını selamette görürsem cehennemin alevlerinde yanmaya razıyım. Çünkü vücudum yanarken, gönlüm gül-gülistan olur" sözlerine hatırlatan Abdurrezak Dalar, insanların imanını kurtarma adına kendini feda edebilen bir şahsiyet olduğunu aktardı.

"Yahudiler ve küffar ehli, bu devletin üstüne gelerek İslam’ı ortadan kaldırmaya çalıştığı bir zamanda, Cumhuriyet döneminde çoğu âlimler giderken, yüzlercesi idam edilirken, Allah’ın muhafaza ettiği Üstad, hiçbir şeyden çekinmeden mücadelesini yapmıştır." diyen Dalar, onlarca kez zehirlenmelere, sürgün ve zindanlara maruz kalmasına rağmen, Said Nursi'nin İslam'ın hâkimiyeti için cihadını sürdürdüğünü söyledi.

Bediüzzaman'ın yazmış olduğu Risale-i Nur'ların İslam alemi için bir reçete hükmünde olduğunun altını çizen Dalar, "Kürtler, Türkler ve İslam âlemi, eğer Üstad'ın ortaya koymuş olduğu Risale-i Nur reçetesini iyi anlayıp uygulasalardı, bugün bu zulüm başlarına gelmemiş olacaktı. Üstad'ın ortaya koyduğu reçete iman, İslam ve kardeşlik reçetesidir, başka bir şey değil. İslam, hiç kimsenin hukukunu çiğnemez. Herkesin hakkını verir. Yahudiye de, Hıristiyana da, her ırktaki milletlere de haklarını verir. İslam hukuku adalettir. Adaletti de Üstad her zaman istemiştir." dedi.

BU DÜNYAYI ŞEKER SUCUĞU ZANNEDİYORLAR

Dedesinin, 20 yaşlarındayken Said Nursi'yi Van'da ziyaret ettiğini belirten Dalar, Said Nursi'nin, "Köylülere selam söyle. Köylüler, Kur’an-ı Kerimi okusunlar. Dikkat etsinler. Bu dünyayı şeker sucuğu zannediyorlar. Ama şeker sucuğu değil, yıllandır, zehirdir" diye dedesine tembihte bulunduğunu aktardı. (Kaynak: İLKHA)