Bismillahirrahmanirrahim
Cenab-ı Hak (c.c), Kamer Sûresi 7-16. ayetlerinde mealen şöyle buyuruyor:
7, 8-(O gün) gözleri (korku içinde) baygın olarak kabirlerden çıkarlar; sanki onlar, yayılmış çekirgeler gibi o çağırıcıya (İsrâfîl’e) doğru koşan kimselerdir. Kâfirler (o gün) der ki: “Bu, pek zor bir gündür!”
9-Onlardan (Mekkelilerden) önce Nûh kavmi (de peygamberlerini) yalanladı; öyle ki kulumuzu yalanladılar ve: “(O) bir delidir!” dediler ve (o kadar ki Nûh, tebliğden zorla) engellenmişti.
10-Bunun üzerine Rabbisine: “Gerçekten ben mağlûbum (bu müşriklere karşı çâresizim); artık (bana) yardım et!” diye yalvardı.
11-Bu yüzden (biz de) sağanak hâlinde boşanan bir su (bir yağmur) ile gök kapılarını açtık!
12-Yeri de kaynaklar hâlinde fışkırttık; derken o su(lar), takdîr edilmiş bir iş (olan tûfan âfeti) için birleşiverdi.
13-Ve onu (Nûh’u) tahtalı ve çivili olan (gemi) üzerinde taşıdık.
14-(O gemi) bizim nezâretimizde akıp gidiyordu. İnkâr edilmiş olan (Nûh)’a bir mükâfât olarak (böyle yaptık).
15-Celâlim hakkı için, bunu (bu gemiyi ve tûfan alâmetlerini) bir ibret olarak bıraktık; o hâlde bir ibret alan var mı?
16-Artık (bak,) benim azâbım ve korkutmalarım nasılmış?