Niye-t!!!

Hikmet HOCAOĞLU

Tüm ibadetlerin sermayesi niyettir…! (Gavs-ı Sani Hz.)

Uçsuz bucaksız bir deryaya açılmak üzereyiz, gelin yukarıdaki ifadeyi hep beraber anlamaya çalışalım.

Mesela daha yeni lezzetlendiğimiz Ramazan ayı içindeki oruç hadisesini ele alalım ve soralım; normal zamanda yemek vaktini 1 saat bile geçse tansiyonu düşen, titreyen ve istem dışı ayağı mutfağa giden insanlar bile nasıl oluyor da 17 saat bir şey aklına gelmeden geçirebiliyor bütün günü?

“Allah-ü Teâlâ, kulun ameline vermediği mükâfatı, niyetine verir, zira niyette riya olmaz.”(İkrime r.a.)

Niyet’le beraber açlık, yemekten 10-12 saat sonra enerji sağlamak için kandaki mevcut glikozun tümü kullanıldıktan, karaciğer ile kas hücrelerinde depo edilen glikojen glikoza çevrildikten sonra başlar.

Açlık devam ediyorsa bu sefer tedrici olarak vücutta depolanmış yağlar parçalanmaya başlar; karaciğer yağ asitlerinin parçalanmaları sonucu yan ürün olarak ortaya çıkan ‘keton cisimcikleri’ adı verilen küçük moleküller üretir. Bunlar beyin tarafından yakıt olarak kullanılan moleküller!

Gün aşırı aç bırakılan ve kalori kısıtlaması uygulanan farelerin beyninde kısa adı BDNF (Brain Derived Neurotrophic Factor=beyin kaynaklı sinir besleme faktörü) olan proteinin üretiminde yüzde 400’ e varan artışlar olduğu belirlenmiştir.

Öğrenmede ve hafızada rolü olan BDNF, beyin kök hücrelerini aktive ederek bunların yeni ‘nöron’ yani sinir hücrelerine dönüşmesini sağladığı gibi, birçok kimyasal maddeyi de tetikleyerek beyin sağlığına olumlu etki gösterir.

Diğer yandan Amerikan Ulusal Yaşlılık Enstitüsü'nün yayınladığı araştırmaya göre; Isaacson, “Beyin kendisi için önemli bir enerji kaynağı olan karbonhidrattan yoksun bırakıldığında vücut keton isimli altenatif bir enerji üretir.” Diyor…

Sorunca biri, 100 kişiden 80’i “oruçluyum” demez “niyetliyim” der, neden acaba?

Pekii “niyet’siz” bir insan, mesela grev yapmak için aç kalsa, beyin bu ketonları üretmiyor mu?

“Dünya da iki gram altın için iki ton toprak elenir. Ahirette de böyledir. Niyet altın gibidir. Çok amel değil, ihlâslı amel lazımdır. O kadar amelde hep niyet aranır, niyete bakılır, Allah için olanlar seçilir diğerleri atılır…”

Aynı beyne, açlık ile beraber öfke yolladığımızda bu, direk karaciğerde insülinin yakılmasına, şekerin düşmesine, tansiyonda dengesizliğe ve depresyon haline yol açtığı, defaatle tecrübe edilmiş binlerce vaka var…

Bir araba ya da ev alacakken karar aldığımız anda değişik bir alternatif aramayı bırakırız ya, artık beyin durmuştur! Bundan sonrası artık alınan kararı fiilen yerine getirmekten ibarettir. İşte bilimsel düzlemde ya da kişisel gelişimcilerin NLP’cilerin deyimiyle karar kavramının aslı NİYET’tir…

“Cennetliklerin cennete, cehennemliklerin de cehenneme girmeleri, kendi amelleri sebebiyledir. Fakat onların orada ebedi kalmaları, niyetleri yüzündendir.” (Hasan-ı Basri)

Peki, bir fiilin yüzde 90’ı niyettir dersek?

Normalde; ödül ve risk de kararlarımızı etkiliyor. Riskli durumlarda çekingen davranıyor, kısa dönemde gelecek küçük bir ödülü çok sonra gelecek büyük bir ödüle tercih ediyoruz.

British Columbia Üniversitesi’nden yayınlanan ve Nature Neuroscience dergisinde yayınlanan araştırma:

Bilim adamları laboratuvar farelerini, gelişigüzel yerleştirilmiş 4 farklı büyüklükteki ödül mamaları arasında seçim yapması için eğitti. Aynı insanlarda fareler gibi seçmeye değeceği zaman büyük peletleri seçti. Fakat risk artınca daha küçük peletleri tercih etti. Önceki araştırmalarda ise farelerin “lateral habenula” bölgeleri kapatıldığında farelerin risk yüksek olsa da çoğunlukla büyük ödülleri seçtiği görüldü.

Ayrıca elde edilen bulgular depresyon tedavisine dair önemli sonuçlar doğurdu. “ Derin beyin stimülasyonu ile “lateral habenula” deaktive edilerek depresyonun tedavi edilebileceği düşünülüyordu. Fakat elde edilen bulgular tedavinin hastaları mutlu hissettirmeyebileceğini gösterdi. Hastalar basitçe kendilerini depresyona sokan şeyleri düşünmüyor olabilirler,” diyor. (Prof. Floresco.)

İşte, niyet edildiğinde iki faktör devreye giriyor; ilki yukarıda ifade edilen keton molekülleri ile açığa çıkan enerji, ikincisi ise lateral habenula alanının devre dışı bırakılmasıyla göğüslenebilen risk!

Peki niyet bu kadar önemli ise, başka cihetleri de olmalı!

Bilinçli kararlar verirken konuyu ölçüp biçiyor, her yönüyle ele alıp kafamızda hatta bazen kâğıt üzerinde artıların eksilerin listesini yapıyoruz. Bilinçsizce verdiğimizi zannettiğimiz kararlarda ise bilinçaltımız devreye giriyor. Sezgilerimiz ve duygularımız bilinçaltımızdan nelerin daha önemli olduğu, hangi hususlara odaklanmamız gerektiği konusunda bize yardımcı oluyor.

İşte bilinçaltımızdaki mihenk yani ölçüyü daha da sade bir dille referansı sağlayan bizzat niyettir…

“Bir kimse müslümanım dediği zaman Allah-ü Teâlâ onun ameline bakmadan bırakmaz. Amel ettiği vakit verâ yâni şüphelilerden sakınmasına bakar. Verâ sâhibi olunca da niyetine bakar. Niyeti hâlis, Allah rızâsı için ise, artık diğer kusurlarını Allah-ü Teâlâ düzeltir.”

Elde ettiğimiz veriler ışığında önemine işaret ettiğimiz niyetin, sadece maddi faydalarına değindik, şimdi kesif âlemden latif âleme bakıp, mânen neden bir insan 17 değil 77 saat bile aç kalsa “niyet” etmedikten sonra pahasız olduğunu, neden dünyayı aydınlatsanız bile, milyonlarca insan için bir şey keşfetseniz bile içinde “niyet” olmasa beş para etmemesine bakalım.

Kur’an’da sıkça tekrar gören; İman edip Salih ameller işleyen ifadesi İmandan sonra gelen Salih amelin nasıl Salih olduğuna bakalım;

“Bir amel, ancak şu üç şey ile salih amel olur: Allah için takva sahibi olmak, iyi ‘niyet’, yapılan ameli, usulünce dosdoğru yapmak.”

Namazda ruhun, kalbin, aklın büyük bir rahatı vardır. Hem vücuda da o kadar ağır bir iş değildir. Hem namaz kılanın, diğer mübah dünyevi amelleri, güzel bir niyet ile ibadet hükmünü alır.

Bu surette bütün sermaye-i ömrünü, âhirete mâl edebilir. Fâni ömrünü, bir cihette ibka eder... Kısacası namaz mü'minin istirahatidir.” Said-i Nursi

 

Yorum Yap
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.