Nesl-i cedîd

İbrahim KAYGUSUZ

İki gün sonra Zübeyir ağabeyin vefat yıldönümü. Bu vesile ile kendisini rahmetle ve minnetle anıyorum. Onun yıldönümünün arifesinde beni bilgisayarın başına oturtan Risale Haber’in müdakkik ve duyarlı kamuoyuna “varolun!” diyorum.

Bu gün gençlerle konuşup dertleşeceğim, dileyen sohbetimize katılabilir.

Zübeyir Ağabey derki: “Risale-i Nur; birden bire tutuşan bir alev gibi parlamakta ve gittikçe genişlemektedir. Risale-i Nur bir ilim ve irfan meş’alesidir. Öyle bir meş’aleki; Türkistan’ın buzlu ovalarını, Afrikanın geniş çöllerini aydınlatan; Buhara’da, Semerkant’ta, İsfehan’da, Şiraz’da, Kurtuba ve Fas’da, Bağdat, Şam ve Mısır’da, Endülüs ve Viyana’da yanan ve parlayan Kur’an meş’alesinin, bu asırda parlayan ve parlatan bir mucize-i maneviyesidir”

Eyvallah!
Nurculuk, bir aşktır, sevdadır.
Risale-i Nur, Aşk’ın ve Sevda’nın fakiheleridir.
Müellif-i muhterem, ma’şukumuz, canımız, sertacımızdır.

Ey müellif-i muhterem, Ey Üstadımız efendimiz, umum kadirşinas insanlar Risale-i Nur’u ve sizi ebediyen tebcil ve terkim edeceklerdir. Tahkiki iman dersleri ile imanımızı kurtaran cihanbaha ve cihandeğer bir kıymette olan Risale-i Nur’u bütün ruhucanımızla, bütün mevcudiyetimizle seviyor ve tekrim ediyoruz. Bu aşk ve bu muhabbet, bu tazim ve bu hürmet, nesilden nesile, asırdan asıra, devirden devire intikal edecektir.

Şu sözlerim Nur’un yürekli gençlerinedir: devri ve intikali omuzlamaya var mıyız?
Yeni neslin şerefli mensupları olmaya ne dersiniz?
Üstadımız Efendimiz size “Nesl-i cedid!” diyor.

Asr-ı sâlis-i aşrın (yani on üçüncü asrın) minaresinin başında duran Üstadımız, sûreten hizmet ehli, velakin fiiliyatta lâkayt, fikirde mazinin derin derelerinde olan bizlere, “ben böyle talebe istemiyorum!” dedi, “Bana bir nesl-i cedid lâzım, Nur’un genç ve kahraman evlatlarına iletin!” dedi…
Üstadın davetine icabet, nurcu gençlere farzdır!

Saff-ı evvel ağabeylere; “Hey mirasyedi yaramaz çocuklar!” dedirtmeyelim.
Aynı şekilde şehristân-ı istikbâlde dünyayı kucaklayan ufku geniş nazarı keskin nurcularına da "Ey tembel pederler! Siz misiniz hayatımızın suğrâ ve kübrâsı? Siz misiniz bizi Zübeyir Gündüzalp’e, Büyük ruhlu küçük Ali’ye, Hoca Sabri’ye, Risale-i Nur Şehidi Hafız Ali’ye, Kahraman Tahiri’ye ve Nurcuların Şehidi Hasan Feyzi’ye rapt eden rabıtamızın hadd-i evsatı?” dedirtmeyelim.

Elhak gemiyi yakanlardan olmalı. Hizmetin yeminine sadık kalmalı!
Hizmetin kitabında durmak yok, geri dönmek hiç yok.
Hizmetin kitabında zindan-ı atâlete düşmek de yok, zira o hal, yiğitlerin şanı değildir!
Himmetimizle şevk matiyyesine binmeli, kuvve-i maneviyeyi kıran yeis hastalığına “dur” demeli!

Nur’un genç fedailerine bir de çağrım var: gelin hizmette yarışalım!

Gerçi bizim gibi kâğıt, kalem, mektup ve daktilo devrinin yadigârları çok yarış kaybetti!
Yıllarımız yarış kaybetmekle geçti, velâkin yenilen pehlivan yarışa doymazmış…

Elmas kalemliler, mürekkepten toplar yaptılar, kelimelerden kaleler diktiler, ihlas ve tevazudan saraylar inşa ettiler!
Bize ise sermayelerini yemek düştü!

Messenger, Facebook, Twitter gençleri, “balon”la uçtuğu için korkarım yine kaybedeceğiz!
Ama olsun, öncü olurlarsa eteklerine yapışırız…

Nur’un nesl-i cedidi heryeri kerbelaya, hergünü âşuraya çevirsin, biz mamehuran hırsızları da tövbe etmeye söz veriyoruz!

Ümitvarız, nur’un nesl-i cedid’i yeni muharebenin usullerini bize öğretecekler ve birlikte Buhara’ya, Semerkant’a, İsfehan’a, Şiraz’a, Kurtuba’ya; Fas, Bağdat, Şam ve Mısır’a nurun sesini ve nefesini taşıyacağız.

Yorum Yap
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
Yorumlar (9)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.