Nasıl bir tanzim yapılmalı?

Kadir AYTAR

Risale-i Nurların tanzimi görevi öncelikle şahs-ı maneviye tevdi edilmiştir. Şahs-ı manevinin temini için ihlas, samimiyet ve kardeşlik duygularının tesis edilmiş olması gereklidir. Görevin başarı ile sonuçlandırılması için de teşrik-i mesaiye, mesailerin tanzimine ve teavün düsturunun işletilmesine şiddetle ihtiyaç vardır.

Üstadı ümitlendiren fihrist hazırlama işi bile basite alınacak bir iş değildir. Fihrist, bir kitabın vitrinidir.  Okuyucuları kitaba davet eder ve kitabın ilgi alanlarını ortaya koyar.

Herhangi bir Risale-i Nur konusunun daha iyi anlaşılabilmesini temin etmek için, anlam bütünlüğünü sağlamak, bunu da bölümlere ve alt bölümlere ayırmak, üslubuna ve muhatapların seviyesine, paragraf düzenine, imla kurallarına çok dikkat etmek gerekir. Bu konuda Bediüzzaman’ın çok hassas davrandığını belirtmemiz gerekir. (1)

Bir kitapta şekilden ziyade önemli olan manadır. Bir kelâmı meydana getiren harf ve kelimelerin, o kelâmın umumî maksadına müteveccih olup yardım etmesi ve kelâmın meyvedar olması için kelâm içinde mânaların tanzim edilmesi gerekir.  (2)

Zamanla tanzim edilen bu manalar; toplumsal, bilimsel ve siyasal birtakım değişiklikler olduğunda, ehilleri tarafından yeni şerhlere ve yorumlamalara ihtiyaç duyulacaktır. Kur’an nasıl asrın idrakine söylettirilmişse, Risale-i Nur’un da zaman ve zemine göre sözlerinin meyvedar hâle getirilmesi gereklidir.

Tanzimi okuyucu kitlesinin ihtiyaçlarına uygun tarzda yapmak, Risale-i Nurlara duyulan ihtiyacı daha da artıracaktır. Mesela, akademik çalışma yapanlar için indeks hazırlamak, dipnotlar düşmek, kaynakları göstermek ve bilinmeyen sözcüklerin anlamlarını vermek büyük kolaylıklar sağlayacaktır. Uluslar arası standartları ve bilimsel kriterleri dikkate almak dünya literatüründe iyi bir yer edinmek anlamına gelecektir. Çocuklar ve meslek grupları için metne uygun resimler kullanmak, şemalara ve görsel unsurlara yer vermek, metnin daha rahat ve iyi anlaşılmasına yardımcı olacaktır.

Bediüzzaman, nasıl hatırına geldiyse öyle yazdığı bir şiiri, şiire kabiliyeti olan talebesine; “Şiir ve nazma istidadım yok. Benim vârisim olan sen, istersen nazma çevir, tanzim et.” (3) demektedir. Bu sözden de anlaşılıyor ki, tanzim için sadece şahs-ı manevinin bir unsuru olmak yetmiyor. Ayrıca işin ehli olunması gerekiyor.

Geçtiğimiz yıllarda şekil olarak bazı risalelerin hediyelik veya yollarda okunması için cep boylarının basılması, mana itibariyle de İlim-Teknik Serisinin çıkartılması büyük bir ihtiyacı karşılamıştır. Gençlik Rehberi ve Hizmet Rehberi gibi belirli konuların derlenmesinden oluşan kitapların ne kadar çok iş görmüş olduğu ilgi duyan herkesçe bilinmektedir.

Bugün itibariyle de zaman ve zemine göre tanzimler devam etmektedir. Risale-i Nurların görmezler için seslendirilmesi veya özel yazılarına aktarılması, duyma özürlüler için değişik formatlara başvurulması, internet ortamında her kesimin ihtiyacına uygun kullanım sistemlerinin geliştirilmesi hep bu tanzim ve daha çok insana ulaşma gayretlerinden kaynaklanmaktadır.

Tanzimin Risale-i Nur’un orijinalliğine zarar vereceği endişesi taşıyanlar olabilir. Bu endişeye hiç mahal yoktur. Orijinal metnin değişik formatlarda ve konu başlıkları altında hizmete sunulması bir zarar vermez, yanlış da değildir. Zaten esas endişenin mana itibariyle olacağıdır. “Âlim-i mürşid koyun olmalı, kuş olmamalı. Koyun kuzusuna süt, kuş yavrusuna kay verir.”  (4) sözlerini hatırlamak ve süt gibi hazmedilmiş veya ilham edilmiş manalara her zaman ihtiyaç duyulacağını ifade etmek gerekir.

Tanzime; kast ve irade ile başlamak, ardından iyi bir program yapmak, fen ve hikmetle, çok ince ölçülerle, güzel sanatlarla, lâyık bir tarz ile, uygunluk ve ihtiyaçları göz önüne almak suretiyle, sağlam bir şekil ve sıra ile, güzel gayeler takip ile çalışmak gereklidir. Aksi halde ihtiyaca cevap veren bir sonuç ortaya çıkmayacaktır.

Risale-i Nurların tanziminde;
1-Öncelikle ihtisas çalışma grupları teşekkül ettirilmelidir.
2-Geliştirilen Durum Tespit Projesi uygulamaya konmalı; yazılan, yayımlanan ve    
    yayımlanmayan bütün risale ve mektuplar gözden geçirilmelidir.
3- Asıl nüshalar, özellikle Üstadın tashihinden geçmiş olanlar esas alınmalıdır.  
4- Asıl nüshalardaki tevafukat ve i’cazlar, tıpkıbasımları yapılarak korunmalıdır.
5- İhtiyaca göre farklı yerlerdeki konular bir araya toplanmalıdır.
6- Tasnif projesi uygulamaya konulmalı ve bilim dallarına göre konular tanzim ve tasnif
     edilmelidir. Daha sonra da her bir meslek veya bilim dalı grubu, bu tanzimleri hayata
     aktarma projeleri ile geliştirmelidir. Mesela hukukçular, bir “Mahpusları Islah Projesi”
     geliştirip ilgili kurumlara sunabilir.
7- Risale-i Nurlar, değişik meslek dillerine çevrilmelidir. Bir sinema, bir tiyatro diline çevrilip
     geniş kitlelere hayatın içinden ve hazmedilmiş bilgilerle donatılmış ürünler sunmak çok 
     yerinde olacaktır.
8- Risale-i Nurlar, görsel sanatların yardımıyla bebeklerin diline çevrilmelidir. Hayatın 
     daha başındayken edinilmiş bazı alışkanlıkların terk edilmesinin ne kadar zor olduğunu 
     herkes bilir. İslam nişanı olan şeairlerin, daha bebeklikten itibaren çizgi film gibi araçlarla 
     kazandırılmaya çalışılması, bunların bebek diliyle anlatılması çok çok harika bir iş
     olacaktır.

Dipnotlar:
1-Nursi, Bediüzzaman Said, Emirdağ Lâhikası (1) - Mektup No: 160
2-Nursi, Bediüzzaman Said, Muhakemat, Dördüncü ve Altıncı Mesele
3-Nursi, Bediüzzaman Said, Mektubat, Sayfa: 25
4-Nursi, Bediüzzaman Said, Hakikat Çekirdekleri.

kadiraytar@risalehaber.com

İlk yorum yazan siz olun
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.