Mustafa Sungur’un Risale-i Nur’la tanışma anı

1 Aralık 2012'de Hakkın Rahmetine kavuşan Bediüzzaman Hazretlerinin talebesi Mustafa Sungur ağabeyin vefatının 3. yıldönümü vesilesiyle...

Risale Haber-Haber Merkezi

13 Ağustos 1975 tarihinde tam 40 sene önce Eflani’nin Mülayim köyüne bir ziyaretimiz oldu. Mustafa Sungur ağabeyin Risale-i Nur’u tanımasına vesile olan Muallim Ahmed Fuad Güven ağabeyi ziyaret ettik. Muallim Ahmed Fuad ismi risalelerde çok yerde geçer. Kendisiyle bir röportajımız oldu.

Merhum Ahmed Fuad Güven’den yaptığımız görüşme kayıtlarında Köy Enstitüsü mezunu Mustafa Sungur ile Ahmed Fuad’ın filmlere konu olacak bir karşılaşmaları var. Ağabeyler Anlatıyor-1 kitabında yer alan o sözleri Merhum Sungur ağabeyimizin vefat yıldönümü münasebetiyle yayınlıyoruz.

Ömer Özcan

MUALLİM AHMED FUAD İLE MUSTAFA SUNGUR’UN MACERALI İLK BULUŞMALARI

-Mustafa Sungur ağabeyi nasıl kazandınız?

-1945’li yıllardı. Ben bir köyde muâllim, Sungur başka bir köyde muâllim. O zamanlarda ben bazen köy köy dolaşır camilerde vaaz verirdim. Sungur, benim için “halkı zehirliyor” diye aleyhimde konuşurmuş. Sungur “Köy Enstitüsü” mezunu idi. Bir gün beni Sungur’un muallimlik yaptığı köye derse davet ettiler. Fakat bir hâdise çıkmasın diye de Sungur’la beni karşılaştırmak istemiyorlardı. Neyse muallimlik yaptığı köyünde camide ders verirken, Sungur da gelmiş beni dinlemiş. Herkes dağılıp gittikten sonra, biz de misafirliğe gidiyorduk.

Arkadan Sungur bir lüks yakıp geliyor. Ev sahibine kendisinin de gelmek istediğini söylüyordu, ben de duyuyordum. Ev sahibi hâdise çıkmasından çekindiğinden dolayı gelmesini istemiyordu.  Ama ben “gelsin” dedim. Sabaha kadar oturduk, dersler yaptık. Artık her nereye gitsem karşımda Sungur’u görmeye başladım.

Daha sonra ona Risale-i Nur’dan vermeye başladım. O çok terakki etmişti. Üstad’ı ziyarete gitmeye karar verdi. Ben hizmet burada diye karşı çıktımsa da o gitti...

Sonra Babası “oğlumu zehirledin” diye bana çatmaya başladı. Bir gece de onunla konuştuk, o da hatasını anlayıp memnun oldu.

ÜSTAD: SEN BİZE SUNGUR’U HEDİYE ETTİN

-Üstad Hazretlerini ziyaretinizde size neler söyledi?

-Üstad’ı ilk ziyaretimdi, elini öptüm. Bana dedi: “Seni geri dönmüş diye duymuş ve üzülmüştüm, hatta mektup yazın demiştim. Bu zamanda, cereyanlara kapılmadan îmânını kurtararak muhafaza eden birisi, eski zamandaki yedi evliyanın Cenab-ı Hak indindeki makbûliyeti kadar kıymeti vardır. Sen bize Sungur’u hediye ettin, Sungur en az bin kişinin îmânını kurtardı. Şimdi Sungur’un makamını anla ve hepsinden aynı misil sevap sana da veriliyor. Bunun için seni dönmüş diye duyunca çok üzülmüştüm” dedi.

SUN­GUR AĞA­BE­YİN KEN­Dİ Dİ­LİN­DEN…

“Ben şa­hi­dim ki: Ben Kas­ta­mo­nu Göl­köy En­sti­tü­sü’nde okur­ken ba­zı mu­al­lim­ler ta­rafın­dan bi­ze din­siz­lik der­si ve­ril­miş­ti. Hâ­şâ! Hz. Kur’an’ı Hz. Pey­gam­ber’in yaz­dı­ğı­nı ve İs­lâmi­yet’in ar­tık mül­ga olu­na­ca­ğı­nı, me­de­ni­ye­tin iler­le­di­ği­ni, bu asır­da Kur’an’a it­ti­ba et­menin büyük bir ha­ta ve ge­ri­lik ol­du­ğu­nu, hat­ta bir gün bir mu­al­li­min yap­tı­ğı gi­bi, İs­lâm­lar na­maz kıldık­la­rı ve ahi­re­ti dü­şün­dük­le­ri için dai­ma mus­ta­rip bir hal­de, ömür­le­ri­nin elem için­de geç­tiği­ni ve İs­lâm ca­mi­le­rin­de dai­ma bir öl­gün­lük ha­va­sı es­ti­ği­ni, Hı­ris­ti­yan­la­rın ki­li­se­le­rin­de ise dai­ma ne­şe ve can­lı ha­yat bu­lun­du­ğu­nu ve Hı­ris­ti­yan­lar çal­gı ve sai­re gi­bi eğ­len­ce­ler­le ha­yatın ta­dı­nı alıp ömür­le­ri­ni ne­şe için­de ge­çir­dik­le­ri­ni söy­lü­yor­lar, kalp­le­ri­miz­de­ki iman ve İslâ­mi­yet bağ­la­rı­nı ko­par­ma­ya ve onun ye­rin­de in­kâr ve kü­für yer­leş­tir­me­ye ça­lı­şı­yor­lar­dı.

“İş­te böy­le ze­hir­li fi­kir­ler­le aşı­lan­mış ve böy­le teh­li­ke­li mu­zır din­siz­le­rin ders­le­riy­le ma­ne­vi­ya­tı öl­dü­rül­mek is­ten­miş ve hat­ta o mu­zır fi­kir­le­re ka­pı­la­rak ve hâ­şâ ina­na­rak et­ra­fı­na neş­ret­me­ye baş­la­mış bir bî­ça­re in­sa­nın, bir­den­bi­re Ri­sa­le-i Nur gi­bi Kur’an’ın fey­zin­den fışkı­ran, iman ve İs­lâ­mi­yet ha­ki­kat­le­ri­ni ga­yet par­lak bur­han­lar ve ha­ri­ka de­lil­ler ile is­pat eden ve din-i İs­lâm’ın dai­ma in­san­la­rın sa­a­det ve se­lâ­me­ti­ne ve­si­le, sön­mez ve sön­dü­rül­mez bir ma­ne­vî gü­neş ol­du­ğu­nu izah eden eş­siz bir nur-u Kur’an’ın bir­kaç ri­sa­le­si­ni oku­mak­la bü­tün o ze­hir­li fi­kir­le­ri­ni atıp ima­nı el­de ede­rek du­y­du­ğu son­suz se­vinç ve bah­ti­yar­lı­ğı te­lif et­ti­ği mü­ba­rek Nur Ri­sa­le­le­riy­le ona ka­zan­dı­ran müş­fik ve ve­fa­kâr ve ha­ki­kî kah­ra­man Üs­tad Be­di­üz­za­man Haz­ret­le­ri­ne arz et­me­si, es­ki gaf­let ve da­lâ­let ha­ya­tın­dan kur­tu­lup iman ve nura ka­vuş­tu­ğu­nu ve ha­ki­kî ima­nı ka­zan­dı­ran Ri­sa­le-i Nur’un bu as­rın bü­tün in­san­la­rı için bir şems-i hi­da­yet ve ve­si­le-i sa­a­det ve onun mü­el­lif­li­ğiy­le tav­zif edi­len Üs­tad-ı Muh­te­rem’in bu pek bü­yük ve yü­ce ima­nî hiz­me­tiy­le onun bu be­şe­ri­ye­te, hu­su­san ehl-i ima­na bir lütf-u İla­hî ol­du­ğu­nu hay­ran­lık­la arz et­me­si... Mus­ta­fa Sun­gur” (Şu­a­lar, 557)

 

Yorum Yap
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
Yorumlar (2)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.

Nur Talebeleri Haberleri