Dünya çocuk günü

Mustafa ÖZCAN

Her yıl mutat olarak 20 Kasım tarihinde dünya çocuk günü kutlanıyor. Dolayısıyla bu münasebetle geleceğimiz olan çocuk meselesine vurgu yapılmaktadır. Yetmez ama hatırlanması bile iyidir. Çocuk hukukuyla alakalı olarak tarihte ve günümüzde azalan ve artan yoğunlukta çalışmalar yapılmıştır. Çocuk eğitimi kadar çocuk hukuku da veya çocuk fıkhı da önemlidir. İhmale uğramış bir alandır. Yetersiz olsa da çocukların hukukuyla alakalı olarak bazı çalışmalar yapılmıştır. Abdullah Abdurrahim Buhari bu alana hasr-ı himmet etmiş müelliflerden birisidir. Günümüzde de merhum İbrahim Canan konuya eğilmiş, ilgilenmiş ve bu yöndeki boşluğu doldurmaya çalışmıştır. İmam Birgivi de Müslüman Çocukların Ahkamı kitabında gayri Müslimlerin çocuklarının öbür dünyadaki hüküm ve statülerine temas etmiştir.

Hadiste belirtildiği gibi çocuklar İslam fıtratı üzerine doğuyor. Çevreleri onları bozuyor ya da muhafaza ediyor. Çevre faktörü ve eğitim onları hamur gibi yoğuruyor ve şekillendiriyor. Eğitim sürecinde çocuk başkalaşabiliyor. Bu konuda Fransız edip Viktor Hugo adeta bize bir hadisi şerifin mealini ve tercümesini sunuyor: Tanrı hiçbir çocuğu kötü olsun diye yaratmaz. Onu kötü yapan kötü eğitimdir. Kötü anne baba, kötü çevre, kötü yönetim balçık gibidir; zavallı yavruları da çekip yutar.

Nitekim hadiste "Her doğan, İslâm fıtratı üzerine doğar. Sonra, anne-babası onu Hıristiyan, Yahudi veya Mecusi yapar." denilmektedir. Bu çocukların istikamet üzerine doğdukları anlamına gelir. Demek ki çocuklar hayra yatkın bir kabiliyette dünyaya gelmektedirler.

Bu durumda sorun çocukta değil ebeveynlerde ve çevre ve mecralardadır. Çocuk aksine tabula rasa/boş bir levha gibi lekesiz olarak dünyaya gelir. Lakin sonrasında çevresi tarafından kirletilme süreci başlatılır.

İslam'da ilk günah diye bir kavram, anlayış yoktur ve binaenaleyh çocuklar yaratılıştan günah taşımazlar. Günah ile dünyaya gelmezler. Bilakis günahsız olarak dünyaya gelirler. Suyun kabın rengini alması gibi zamanla çevreye uyum gösterirler. Bu açıdan çocuklardan evvel anne babanın ve çevrenin eğitilmesi ve düzeltilmesi gerekir. Denildiği gibi el ibnu sinvu ebihi. Çocuk babasının karakterini taşır. Onun parçasıdır. Babasına çeker. Çocuklar buldukları mecraya tabi olurlar. İnsan, çevresinin ürünüdür. Bu açıdan fıtratın korunması görevi öncelikli olarak anne babaya tevdi edilmektedir. Onlara düşmektedir.

Çocuklar küçükken eğitilmeli ama doğru eğitim ile tanıştırılmalıdır. Çocukluktan alınan eğitim köklü ve temel bir eğitimdir ve üzerine alınan eğitim ise cila gibidir. Süreçte dökülebilir. Kalıcı olmayabilir. Nitekim bir Arapça deyimde 'küçükten alınan eğitim taşa yapılan nakış gibidir' denmiştir.

Kısaca, Fransız edibi ve Sefiller yazarı Victor Hugo'nun ifadeleri de adeta bir hadisin tercümesi ve tasdiki mahiyetindedir.

Netice-i kelam: Çocuk geleceğin sermayesidir. İhmale gelmez!

İlk yorum yazan siz olun
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.