Dinsizliği siyasete alet etmek

Mustafa ÖZCAN

Dini siyasete alet etmek, dini zümre veya şahsi hesaplar ve amaçlar doğrultusunda kullanmak ve araç haline getirmektir. Din ise kul rızası için değil Allah rızası için bir vesiledir ve araç değil, amaçtır. Dini politikaya alet etmek veya malzeme yapmak istismara ve ahlaksızlığa prim vermektir. Siyasi yarışta eşitsizliğe kapı aralar. Neticede dinin ahlaki zemini ve esaslarıyla bağdaşmaz. Din diğergâmlığa çağırır ki buna kısaca i’sar diyoruz. Diğergâmlık, i’sar mahsülüdür.

Dinsizliği siyasete alet etmek ise bencillik ve nefis hesabına kayırmacılıktır. Dini de dinsizliği de siyasete alet etmek esere kapsamına girer. Kurallı ya da dinin amaçlarına hizmet eden, gözeten bir siyaset ise i’sar kapsamındadır.

Dinin siyasete alet edilmesi ahlaken doğru değil ise de dinsizliğe alet edilmesi hiç doğru değildir. Kabul edilemez. Bunu amaçlayanlar da eninde sonunda hüsrana uğrar. Önümüzde ve elimizde buna dair örnekler var.

Sözgelimi, Hollanda'da geçen seçimlerde tulum çıkartan lakin koalisyon ortağı bulamadığı için hükümet dışı kalan Geert Wilders'ın Özgürlük Partisi bu defa umduğunu bulamadı. Seçmenin iradesine çarptı. Bu gibi partilerin başarılı olması ancak gergin bir ortamın varlığına bağlıdır. Dingin ortamlarda kaybederler, silikleşirler. Bekaları kışkırtmalara vabestedir. 29 Ekim 2025 seçimlerinde Geert Wilders seçmenden yüz bulamadıklarını ve umduklarına nail olamadıklarını itiraf etmiştir. Son yıllarda Geert Wilders, Neocon zümrenin Avrupa şubesi gibi çalışıyordu. Yabancı düşmanlığı zamanla Müslüman düşmanlığına inkilap etmiş bu da Özgürlük Partisinin önünü açmış ve yelkenlerini şişirmişti.

Dinsizliği siyasete alet etme sürecinde başı bazı mürtetler çekiyor. İnfidel/İnançsız kitabının yazarı Somalili Ayaan Harsi Ali bu yönünü ortaya sermiş ve ardından Avrupa'nın sığ suları yeterli gelmeyince yerine kapağı ABD'nin derin sularına atmıştır. Kendisini Atlantik ötesindeki Neocon akıntıya kaptırmıştı. Lakin daha sonra yeni yurdunda (ABD) aynı ortamı ve rüzgarı bulamayınca sessizliğe gömüldü. Rabia Özden Kazan gibi bir gayri Müslim ile evlendikten sonra sırra kadem bastı. İzini kaybettirdi. Daha doğrusu evlendikten ve Hıristiyanlığa erdikten sonra duruldu!

Umumiyle devran değişiyor. Şimdi sıra Geert Wilders'te. Kitleler ona da kışkırtmaya ve istismara dur/son diyecektir. Bizim hesabımıza manipülasyon yapma diyeceklerdir. En azından vızıltısından kurtulacağız. Geert Wilders'in geçmişi de bir yönüyle Ayaan Harsi Ali'ye benziyor. Ayaan Harsi Ali Somali asıllı ve ailesi Kanada’da yaşıyor! Wilders’e gelince; ailesinin bir kolu Endonezya'ya dayanıyor. Bu ülkeyi 450 yıl işgal etmelerine rağmen şimdi Fas ya da Endonezya'dan gelenler nedeniyle İslam düşmanlığı yapıyor. Lakin son sıralarda süngüsü düşmüş ve bir yönüyle bıçağı körelmiştir.

Hollanda da İslamfobi ya da dinsizliği siyasete alet etme süreci geri tepmiştir. Wilders eski ivmesini kaybetmiştir. Özgürlük Partisinin ardından yeni bir çığır doğuyor. Yeni seçimlerde İpi göğüsleyen D66 Lideri Rob Jetten, “Aldığımız sonuç olağanüstü bir sonuç, Hollanda'nın geleceği için yeni bir başlangıç” diyor.

Dini de dinsizliği de siyasete alet etmek zem konusudur. Alet etmek yerine dine siyaset yoluyla samimi dairede hizmet elbette artıdır. Bunun dışında istismarın her türlüsü ayaklarımızın altındadır. Dinsizlik simsarlarının ticaretleri kesat bulsun!

İlk yorum yazan siz olun
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.