Münazarat'ı 1911'de basan Suriyeli gazeteci: Bediüzzaman'ın sayesinde borçlarımızı ödedik

Suriye tarihinin önemli entelektüel/gazeteci ve politikacılarından Muhammed Kurd Ali'nin bir hatırası

Ekrad'ın Reçetesi'nin, diğer bir adıyla Bediüzzaman'ın Münazarat'ının Arapça orijinli nüshası Zehra Yayıncılık tarafından yayımlandı. 

1911 yılında Dımeşk’te (Şam) basılan eserin tek nüshası Şam Muktebes matbaası tarafından gerçekleştirilmişti. Yüzyılı geçen bir aradan sonra matbu nüshasının tıpkı basımını da kapsayan bir çalışmayla eser yeni edisyonuna kavuşturuldu. 

II. Meşrutiyet koşullarında Üstad Bediüzzaman Said Nursi'nin politik ve entelektüel performansını yansıtan bu çalışma tarihsel Kürt meselesine etkileyici perspektifler sunmakta. Eser, Zehra Yayıncılık satış sitesi olan https://zehrayayincilik.com/ adresinden temin edilebilir. 

Reçete’t-ül Ekrad’ın yeni baskısının çıktığını sosyal hesaplarından paylaşan Zehra Yayıncılık, eseri bir asır önce basan matbaa sahibi Muhammed Kurd Ali isimli gazetecinin eserle ilgili ilginç bir anısına da yer verdi. 

Üstad Bediüzzaman'ın Şam'a gittiğinde (1911) Reçete't-ül Ekrad'ı ve bir takım eserlerini matbaasında tab' ettirdiği Muhammed Kurd Ali, Suriye tarihinin önemli entelektüel/gazeteci ve politikacılarındandır. "M. Kurd Ali'nin Hatıraları" (Sahife: 228, Gazete: El-Muktabes) kitabında yer alan bir anekdot, Bediüzzaman'ın Şam'da basılan 1911 tarihli eserleri hakkında çarpıcı bilgilere yer veriyor. 

Konunun geçtiği sayfanın çevirisi ve orijinali şöyle: (Zehra Yayıncılık için Arapçadan çeviren Ali Seven]

“…Son bir kaç yıldır gazete aboneleri ücretlerini ödeyemiyorlardı. Çok sıkıntılı bir süreçten geçiyorduk. Sert bir kış yaşanıyordu ve çok kar yağmıştı. Tam 44 gün boyunca Şam ve Beyrut arası yol kapalı kalmıştı. Düzenli bir şekilde ödememiz gereken ücretleri ödeyemez olmuştuk. Gazete ve matbaada çalışan 30 çalışanın ücretlerini ödeyemiyorduk. Her şey çok pahalanmış ve gazetenin deposundaki kağıt stoku çok azalmıştı ve kağıdı çok pahalıya aldık. Doğal olarak benimle birlikte çalıştığımız iki kardeşim de çok sıkıntılı bir süreçten geçiyorduk. Gazete merkezine geldiğimde tavandan akan kar ve yağmur sularından oturacak yer bulamıyordum. Gazete basımının yapıldığı yere çok zor ulaşabiliyordum. 

"O esnada bir zat geldi ve devletine hizmet etmem karşılığında bana para teklif etti ve kibarca teklifini geri çevirdim ve kendimi varlıklı biri gibi gösterdim. Ben ve şahıs arasında geçenleri Selim Buhari Efendi’ye anlattım. Selim Efendi bana, “çok güzel yapmışsın ve miktarı ne olursa olsun Allah başka bir şekilde sana verecektir!” dedi. 

Bediüzzaman isminde bir alim geldi

"Bu hal üzere günler geçti ve bizler sabrediyor ve bir çıkış yolu da bulamıyorduk. Abonelerden alacaklarımız iki bin Osmanlı lirasından az değildi ancak bu alacaklardan istifade edemiyor ve bu sıkıntılı süreci nasıl atlatacağımızı da bilemiyorduk. Kürdistan'ın ücra bir köşesinden bize Bediüzzaman isminde bir alim geldi, risale ve kitaplarını basmak istiyordu. Hızlı bir şekilde kitaplarını bastık. Aldığımız ücret iyiydi. 

"Ve hemen akabinde Şam ve başka yerlerdeki temsilciliklerimiz bazı alacaklarımızı ödemeye başladılar. Çok büyük alacaklarımız vardı. Son bir ay içerisinde alacaklarımızın büyük bir kısmını tahsil etmiştik. Bütün çalışanların birikmiş alacaklarını ödedik, evlerimiz ve gazetemizde hayat devam etmeye başladı ve kimsenin bizde alacağı kalmadı…”

Yorum Yap
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
Yorumlar (2)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.

Bediüzzaman Haberleri