Münazarat

Mehmet Ali KAYA

Bediüzzaman Said Nursi hazretlerinin 1910 yılında Meşrutiyeti anlatmak için çıktığı ve Şam’a kadar uzanan “Şark Seyahati” esnasında gezdiği yerlerde “Ulema” ve “Avam” tarafından sorulan “siyasi” sorulara verdiği cevapları ihtiva eden bir risalesidir. Bu risaleyi 1911 senesinde İstanbul’da tabettirmiştir.

Tarihçe-i Hayat isimli eserinde bu konuda şöyle bir bilgi vardır: “Batum yolu ile Tiflis’e oradan da Van’a giden Bediüzzaman aşairi dolaşarak içtimaî, medenî, ilmî derslerle onları irşada çalışmıştır. Bu hususta sual-cevap halinde “Münazarat” isimli bir kitap neşretmiştir. (Tarihçe-i Hayat, 2006, s.127)

Bediüzzaman’ın bir taraftan ehl-i siyasetle, diğer taraftan halk tabakası ve aşiretlerle muhaveresi elbette İslamiyet nurunun ve Kur’an hakikatlerinin neşri amacına yöneliktir. Siyasi bir amacı takip etmekten çok uzaktır. Bediüzzaman’ın bu risalede verdiği siyasi ders şahsı namına ve dünya siyaseti hesabına değil “Dellal-ı Kur’ân” olarak Kur’an-ı Kerimin yüksek siyasi hakikatlerini neşretmek ve Kur’âna hizmet etmek amacına yöneliktir.

Nitekim Bediüzzaman “Reçetetu’l-Avam” adını verdiği “Münazarat” eserini ve ondaki siyasi ve içtimaî dersleri “Size beğendirmek için değil, belki hakka hizmet için yazdım” (Münazarat, 1996, s. 18) demektedir. İnsaf ehline hitap ederek “Ey ehl-i insaf! Kabul ederseniz insafın şe’nidir; etmezseniz, emin olunuz, size minnet etmem, hiç de kabul etmeyiniz” (Münazarat, 18) diyerek hakikat ehlinin aklına ve insafına havale etmektedir.
**
“Münazarat” Meşrutiyeti anlatan bir kitaptır. Meşrutiyet bir isim olmayıp “Temel hak ve hürriyetlerin kemaliyle yaşandığı bir siyasi yapının adıdır. Bu açıdan meşrutiyet, cumhuriyet ve demokrasi aynı anlamdadır. Bediüzzaman her şeyden önce isim ve resme takılmamayı ders vermektedir. Eserine “İstibdat nedir ve meşrutiyet nedir?” sorusuna cevap vermekle başlamaktadır. Bediüzzaman meşrutiyeti istibdadın ilacı olarak ele alır. İstibdadın her çeşidine karşı olan Bediüzzaman bu hastalıktan toplumu kurtarmak için Kur’an eczanesinden çıkardığı ilaçlarla hazık bir doktor gibi bu hastalığı tedavi çarelerini göstermektedir. Bunun için eserine “Reçetetu’l-Avam” ismini vermiştir.
 
1911 yıllarında istibdat hastalığı günümüzde de daha şiddetli olarak devam etmektedir. Şiddetinin sebebi istibdadın “hürriyet, demokrasi ve cumhuriyet” adına yapılıyor olmasıdır. Eserin devamında Kur’ânın ders verdiği “Hürriyet” kavramı güzel bir şekilde anlatılır. (Münazarat, 55–70) Gayr-i müslimlerin askerliği ve memuriyeti, geri kalma sebeplerimiz, eğitim politikası, din ve fen eğitiminin beraber yapılması gibi hususları ihtiva etmektedir. 

malikaya_111@hotmail.com

İlk yorum yazan siz olun
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.