Moritanya’ya Risâle-i Nur Külliyatı gönderdik

Suna DURMAZ.

Geçenlerde, Kuveyt’in meşhur yardım kuruluşu olan Cem’îyyetü’l-İslâh’a (İslâh Derneği) yapmış olduğum bir ziyarette, Moritanya Kuveyt Büyükelçisinin eşi ile tanıştım. Ümmügülsüm bint Abdullah adındaki bu hanım, mütevâzi hâli, güler yüzü, kibar ve fasih konuşması ile örnek bir diplomat eşi olduğunu gösteriyordu. Türk olduğumu öğrendiğinde çok sevinen Ümmügülsüm Hanım “Ben de, ‘Acaba Kuveytte Türk hanımlar var mıdır?’ diye merak ediyordum. Tanıştığım ilk Türk siz oldunuz; bu yüzden çok sevindim. Moritanya halkı Türkiye’yi çok seviyor ve her konuda muvaffak olması için çokça duâ ediyor. Moritanya’nın Türkiye’de büyükelçiliği yoktu. Filistin meselesi konusunda göstermiş olduğunuz duyarlılık sebebiyle, halkımızın Türklere beslemiş olduğu bu sevgi arttı ve geçen yıl Türkiye’de Büyükelçilik açtık.” dedi.

Doğrusu, Kuzey Afrika’nın 3 milyon nüfuslu bir ülkesi olan Moritanya’daki kardeşlerimizin Türkiye’ye duâ ettiklerini işitmekten dolayı ben de çok memnun olmuştum.

O gün, Cem’iyyetü’l-İslâh’ın başkanı Suad Carullah Hanım ve yardımcısının da katıldığı sohbette, söz iki de bir Türkiye’ye geliyordu. Ben de, “Türkiye bugünkü konumuna kolay gelmedi. Başarının arka planında önemli faktörler var. En önemli faktör ise, büyük fedakârlıklara katlanarak yapılmış olan iman hizmetleri ve müsbet hareket çizgisinden şaşılmamış olunmasıdır. Bu uğurda çok çileler çekilmiş ve çok gözyaşları dökülmüştür. Meselâ: Üstad Bediüzzaman ve talebeleri sırf iman hizmeti yaptıkları için defalarca hapse girmelerine rağmen, müsbet hareketten asla vazgeçmemişlerdir. Arap kardeşlerimiz Türkiye’yi incelerken, bütün bunları göz önüne alarak incelesinler” dedim. Bunun üzerine Ümmügülsüm Hanım, hem Türkiye hakkında daha fazla bilgi almak, hem de kendisinin kurmuş olduğu kısa adı Timirîs olan “Kadın Gelişimi ve Câhillikle Mücâdele Vakfı”nı Yeni Asya aracılığıyla Türk hayırseverlere tanıtmak istediğini, bu yüzden benimle bir daha görüşmek istediğini söyledi.

Bunu duyunca, “Fesübhânallah!” dedim. Çünkü, aklıma uygun olan bir yere vermemiz için bize emanet edilen Arapça Risâle-i Nur Külliyatı gelmişti. Önceki yıllarda, Kuveyt Ünv. İlahiyat Fakültesi dahil, bir iki yere külliyat hediye etmiştik. Bu yüzden, “Elimizdeki Arapça külliyatı nereye vereceğiz?” diye aylardır ailece düşünüyorduk. İçimden bir ses “Kitapları Moritanya’ya gönder!” dedi. Ümmügülsüm Hanım’a “Size Bediüzzaman’ın yazmış olduğu tefsir kitaplarını versem, Moritanya Ünv. İlahiyat Fakültesine götürür müsünüz?” diye sordum. O da “Memnuniyetle götürürüm. Siz hiç endişelenmeyin. Emanetinizi ‘Bu kitaplar Türk halkının Moritanya’ya hediyesidir’ diyerek Navakşot Üniversitesine vereceğim; hatta Moritanya Kültür Bakanına dahi verebilirim” dedi. Ben de “Bakana değil de, siz İlâhiyat Fakültesine verin daha iyi olur” dedim.
Ümmügülsüm Hanımla ikinci görüşmemizde hem kitapları hediye ettim, hem de kendisi ile kısa bir röportaj yaptım.

Ümmügülsüm Hanım bize kısaca Moritanya’yı tanıtır mısınız?

“Moritanya İslâm Cumhuriyeti coğrafî olarak Kuzey Batı Afrika’da bulunuyor. Sınırları; güneyde Senegal, kuzeyde Cezayir ve Batı Sahra, Doğuda Mali, Batı da ise Atlas Okyanusu ile çevrilidir. Arazi büyüklüğü bakımından dünyanın 29. büyük ülkesi konumunda bulunan Moritanya’nın nüfusu 2009 sayımına göre 3 milyon 291 bindir. Atlas Okyanusu’na 650 km uzunluğunda sahili bulunan Moritanya'da ana geçim kaynağı balıkçılıktır. Balıkçılığın yanı sıra, ziraat ve hayvancılık da yapılmaktadır. Ülke topraklarının büyük bir bölümü işlenmemiş bozkırlar ve çöllerle kaplıdır. Moritanya toprakları petrol, demir, bakır, fosfat ve altın gibi tabiî kaynaklar açısından zengindir. 1962’de Fransa’dan bağımsızlığını alan Moritanya’nın başşehri Navakşot’tur. Ülkenin resmî dili Arapça ve Fransızcadır.

Moritanya halkı hicrî 2. yüzyılda İslâmla tanışmıştır. Daha sonra 5. ve 6. yüzyılda güney Mısır’dan göç eden Arap kabileleri Moritanya’ya hicret etmişler. Önceleri, yerli halk olan Amazikler bu göçlere şiddetle karşı koymuşlar. Ancak din birliği yüzünden düşmanlık fazla sürmemiş; Arap ve Amazik kabileleri birbirine karışmışlar. Milâdî 11. yüzyılda Moritanya’da kurulan “Murâbitîn Devleti” zamanında Moritanya, ilmî bakımdan İslâm tarihinde önemli bir yer kazanmıştır.”

MORİTANYA KADINI

Efendim biraz da Moritanya kadınından bahsedelim. Meselâ: Şu an üzerinizde olan geleneksel kıyafetinizin adı nedir? Moritanya kadınının eğitim durumu ve toplumdaki yeri nasıldır?

“Lillâhilhamd Moritanya halkının tamamı Müslümandır ve aynı zamanda da genelde dindardırlar. Erkeklerimiz “Derraa” denilen göğüs tarafı nakışlı olan bir elbise giyerler. Kız çocukları ise bülûğa erince, dış kıyafet olarak “Milhafe” denilen benim üstümde gördüğünüz kıyafete bürünürler. İç kıyafet olarak blûz ve etek giyilir. Bunların üzerine “Milhafe” sarılır. Milhafenin bir ucu bele bağlanır, diğer ucu ise baş ile beraber üst bedene sarılır. Moritanya kadınlarının neredeyse tamamı bu kıyafeti giyerler. Sudanlı kadınlar da bizim kıyafetimiz gibi giyinirler.

Eğitim durumuna gelince; fakirlik sebebiyle, Moritanya’nın kırsal kesimlerinde kadınlar arasında ümmîlik (okuma-yazma bilmeme) oranı yüksektir. Eğitim bakımından şehirli kadınların durumu daha iyidir. Kadın milletvekillerimiz, büyükelçilerimiz, dış işleri bakanlığı yapmış olan kadın bakanımız vardır. Hatta “Kadın Bakanlığı” adında bir de bakanlık var. Başında kadın bulunan bu bakanlık; kadınların eğitim, evlilik ve boşanma gibi bir çok meseleleri ile ilgilenmektedir.”

İzlemiş olduğum bir tv programında “Moritanya ailesinde kadının sözü geçer, hatta ailenin malî işlerini dahi kadın görür” diye duymuştum. Bu doğru mu?

“(Gülerek) Yok yok öyle bir şey! Yanlız şunu söyleyebilirim: Moritanya erkeği kadına karşı çok büyük saygı besler. Bizde “el-Mar’atü amâmeti’l-Cevâdi ve niâli’l-Kilâbi” diye bir atasözü vardır. Bu atasözü “Kadın yiğitlerin baştâcı, köpek gibi alçak olanların ise çarığıdır” mânâsındadır. Hatta, âlimleri ile meşhur olan “Hilletü’l-Erbaîne Cevâden (Kırk yiğit Kabilesi)” diye bir kabilemiz dahi var. Moritanya erkeği yiğittir. Yiğit erkeklerin kadına duyduğu bu saygı kadını yüceltmiştir. Ancak, kadının yücelmesi de sınırlıdır tabiî. Hamd olsun Müslümanız; kadının eşine ve çocuklarına karşı vazifeleri vardır. Bu yüzden Moritanya kadını, hududunu bilir.”

İSLÂMIN ÜÇ DÜŞMANI: CEHÂLET, AÇLIK VE FAKİRLİK

Cehâlet, açlık ve fakirliğin İslâm ümmetinin baş düşmanı olduğunu söylemiştiniz. Bu düşmanla mücâdele için “Kadın Gelişimi ve Câhillikle Mücâdele” adlı bir vakıf kurduğunuzu ve bu vakfın Türkiyeli hayırseverlerden yardım beklediğini söylemiştiniz. Biraz da bu konu üzerinde duralım...

“Bizim ecdâdımız tarihte ilim ve ticaret erbâbı olarak tanınırlardı. Moritanya İslâm tarihine bir çok âlim ve sayısız yazma eser kazandırmıştır. Yazma eserlerin bolluğu ile meşhurduk. Bize Şenakîtların ülkesi derlerdi. Geçmişteki çöl çadırları ilim çadırları hükmündeydi. Lâkin, zamanla bu özelliğimizi kaybettik ne yazık ki. Bugün ülke genelinde okuma-yazma bilmeyenlerin oranı % 46’dır. Benim vakıf kurduğum bölgede ise bu oran % 80’i bulmaktadır. Vakfımız başşehir Navakşot’a 160 km uzaklığında bulunan Arâgen Havzasında bulunan balıkçı kasabalarında faaliyet göstermektedir. Buradaki halk oldukça fakirdir. Çocuklar ve kadınlar balıkçılıkla uğraşıyorlar. Bu yüzden okula gitmek istemiyorlar. Devletin bölgede açmış olduğu okullar öğrenci kaydı olmadığından dolayı kapandı. 1999 yılında kurmuş olduğumuz vakıf, bu insanları sırf okumaya ikna etmek için 2 yıl çalıştı. Sonra kurslar açabildik. Şimdi hamd olsun onlarca kadın, kız ve erkek çocukları okuma yazma öğrendiler. Vakıf ayrıca basit sağlık hizmetleri de veriyor. Bölge Atlas Okyanusu kıyısında olduğu için içme suyu sıkıntısı çekiyor. Kuyular olsa da, tuzlu deniz suyunun toprağa karışması yüzünden kuyu suları da tuzlu oluyor. Bu da bir çok sağlık problemine yol açıyor.”

MİSYONERLİK FAALİYETLERİ

Afrika’nın bir çok ülkesinde yaptıkları gibi, turist kılığında Moritanya’ya giren misyonerlerin Müslüman fakir halkı aldatmaya çalıştığını söylemiştiniz.

“Evet. İşte bu konu çok önemli. Daha önce de dediğimiz gibi câhillik ve faikirlik İslâm ümmeti için çok büyük tehlikedir. Özellikle de kadın ve çocuklar misyonerlerin tuzağına düşebiliyorlar. Bizim fakir köylerimize sızan misyonerler, çocuklara biri acı, diğeri tatlı iki çikolata veriyorlarmış. “Acı olanı Muhammed gönderdi, tatlı olanı ise İsa” diyorlarmış. İşte câhillik yüzünden bu kadar basit bir yöntemle dahi insanları akîdelerinden döndürebiliyorlar. Hamd olsun, Moritanya devletinin de yardımıyla, sivil toplum kuruluşları bu gibi tahrip faaliyetlerini durdurmak için çalışıyorlar ve büyük ölçüde de başarılı oldular.

MORİTANYA'DA TÜRK OKULU

Moritanyada bir Türk Koleji olduğunu sizden öğrendim. Son olarak biraz da bu okuldan bahsedelim.

“Allah bu okulu açanlardan ve vesile olanlardan razı olsun. 5-6 yıl önce başşehir Navakşot’ta kurulan “Burç Türk Koleji” adındaki bu okul, vermiş olduğu kuvvetli eğitimle kıymetli bir ilim burcu olduğunu ispatladı. Okul son derece modern dizayn edilmiş. Âlet ve edavatları Türkiyeli hayırseverler göndermişler. Bu kadar iyi seviyede Moritanya’da ikinci bir okul daha yok. Okuldaki eğitim Arapça ve Fransızca’dır. Türkçe ve İngilizce ise yabancı dil olarak öğretiliyor. Fazla rağbet yüzünden bu okula kayıt yaptırmak çok zor. Moritanya’nın en seçkin aileleri çocuklarının buradan mezun olması için çabalıyorlar. Ben de önümüzdeki yıl ülkeme döneceğim ve Fransızcası çok iyi olan küçük oğlumu kuvvetli bir Arapça eğitimi alması için Türk Kolejine göndereceğim. Eğitimin yanı sıra, burada okuyan çocuklar son derece ahlâklı oluyorlar. Bunda Türk öğretmenlerin tesiri çok büyük. Allah onlardan razı olsun. Son olarak, Türk hayırseverlere çok teşekkür ediyor ve Moritanya’da daha fazla okul açmalarını rica ediyoruz. Ayrıca Türk yatırımcıları da ülkemize bekliyoruz. Özellikle de çok büyük imkânlar olan balıkçılık sektöründe yatırım yapmaları için.”
Not: İlgilenenler için Timiris Vakfının iletişim adresleri şu şekilde: Navakşot telefon numaraları: + 222- 44274690/ 36606018/ 44272711  mail adresi: timiris1999@hotmail.com

Yeni Asya

İlk yorum yazan siz olun
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.