Bayram İstanbul'un Kalbinde, Fatih'te Bayramdır

Mehmet Asıf IŞIK

Bir kurban bayramını daha idrak ediyoruz; hüzünle, acıyla, kederle ve yüreklerimiz kanayarak, acılarla kaynayarak!..

İslâm'ın son kalesi Osmanlı Devletinin tarih sahnesinden çekilmesinden itibaren ümmet bir kaç asırdan beri yetim, kimsesiz ve sahipsizdir. Coğrafyamız nicedir yürekleri dağlayan bir şekilde kan gölüne ve çok ama çok ucuz can pazarına dönmüş haldedir.

Buruk ta olsa, acılarla ve hüzünlerle olsa da bir kurban bayramına daha eriştik. Her bayram vazgeçilmez mutadımız olduğu üzere, İstanbul'daki ilk göz ağrımız, gözümüzü açtığımız, büyüyüp yetiştiğimiz yerde, İstanbul'un kalbinde, Fatih'teyiz.

Bayram sabahı, sabah namazına müteakip bayram namazını Fatih Camisinde eda ettik. Bu cami âdeta Kâbe'nin küçük bir numûnesidir; Doğudan Batıya, Kuzeyden Güneye İslâm ümmetinin her milletinden, her toplumundan, her kültür ve coğrafyasından, her ırkından, her renkten türlü türlü fakat nurlu ve imanlı simalarla hınca hınç doluydu. Özellikle Araplar, sadece çocuklarıyla değil kadın ve kızları dahil olmak üzere yaşlısı ve genci demeden bütün aile fertleriyle bayram coşkusunu yaşamak için camiye gelmişlerdi. Bu muhteşem kalabalığı oluşturan her mü'minin gönlünden yüzlerine ve gözlerine akseden aynı mânâ okunuyordu...

Her ne hikmetse, Osmanlı sultanlarının yaptırdığı mâbetlerde (selâtin camileri) ibadet etmenin mânevî hazzı, içine girilip o heyecan ve helecan iklimi yaşanılmadan tarif edilemez. İstanbul'daki meşhur ve seçkin kurra hocaların Dâvûdî sadâlarıyla, bülbül sesli müezzinlerin sabadan hüzzama farklı makamlarla tilâvet ettikleri, dinleyenlerin kalplerinde kâh huzur ve sükûnet, kâh haşyet uyandıran okuyuşlarıyla vecde gelmiş cemaatin semâya yükselip Arş'ı titreten tekbirleriyle ve de İllâki Fatih Camisinde bayram namazı kılındı. Namaz ile arasını hiç soğutmadan, camiye 100 metre mesafedeki Nur Medresesinde lezzeti kalbin taa derinlerinde hissedilen bir Risale dersi dinleyip kadim dostlarla da bayramlaşınca hüznümüz azıcık yatışarak nisbeten buruk bir sevince döndü.

Sonra ana-babamızın kabir ziyaretleri, aile fertleriyle, komşularla, uzak ve yakın akrabalarla, dost ve arkadaşlarla bayramlaşma, sarılıp kucaklaşmalar, hasret gidermeler. Ne büyük saadet...

Boynu bükük, mağdur, mazlum ve mahzun İslâm ümmetinin, milletimizin, dost ve arkadaşlarımın mübarek kurban bayramını tebrik ve tes'id ederim. Bu kutlu günlerin en kısa zamanda sulha ve sükûna kavuşmasını, hayırlara, huzura ve barışa vesile olmasını temennî ediyorum.

Yorum Yap
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
Yorumlar (2)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.