Küreselleşen Anlam ve Varoluşa Dair Hakikat Krizine Bir Cevap Arayışı: ‘Aşikâr Sır’ Kitap Serisi…

“Aşikâr Sır” isimli kitap serisinde, okuyucuya irfan geleneğimizin öncü eserlerinden, hususan bu geleneğin en güncel temsilcisi olan Risale-i Nur’dan süzdüğümüz bir kavram mimarisini esas alarak,

“Varlık aynasında görünen aşikâr sır nedir? Bizler bu en mühim sırrı anlamak için varlıkları nasıl okumalıyız?” Bu mühim suallere irfan geleneğimizin temsilcisi olan eserlerden ve Risale-i Nur’dan süzülen bir kavram mimarisini esas alarak cevaplar sunan kitap serisi; okuyucusuna kâinat kitabındaki ilahi manaları aşikâr edecek bir okuma biçimi ve tefekkür performansı sunuyor.

Varlıklar arasında düşünme ve idrak etme melekesine sahip tek tür olarak insanın, hayatının başından sonuna kadar bir anlam arayışı içinde olduğu ve bunun kaygısı ile yaşadığı bir vakıa... Varoluşuna bir anlam bulmak, insanın fıtri en temel ihtiyaçlarından biri... İnsanın bu fıtri ihtiyacı, kendi varlığına dair hakikati idrake vasıl oluncaya kadar susmaz. İnsan, bu hayatı “dipsiz bir anlamsızlık duygusu” ile yaşamaya tahammül edemez.

Nitekim geçmişte olduğu gibi günümüzde de insanlar bu hayatta kendisini anlamlı kılacak farklı felsefi inanışlarla tatmin bulmaya çalışıyor. Anlam krizinin en yoğun yaşandığı Batı toplumlarında düşünürler bir bilgelik kaynağı arayışı içinde... Ancak kutsal bir referans kaynağı olmayan felsefi akımlar, insanın beka duygusunu tatmin etmekten uzak kalıyor.

Bilimsel ilerlemelerle akıl ve bilimin doğrulayıcı bir ölçüt halini aldığı ancak ilahi boyut göz ardı edildiği için varoluşsal sorgulamaların salt bilimsel açıklamalarla havada kaldığı günümüzde, insanın anlam krizi küreselleşmiş durumda… Bu küresel krize tatminkâr bir cevap verebilecek bilgelik kaynağı, şüphesiz küresel bir etki doğuracaktır. İşte İslam irfan geleneğimiz, bütün insanlığı kuşatmış olan bu anlam krizinin aşılmasında, yeni bir misyon ile karşı karşıya...

İrfan geleneğimizin temsilcisi olan eserlerden anlıyoruz ki, etrafımızdaki bütün canlı-cansız varlıklar, İlahi isim ve sıfatların aynaları, zuhur ve akis yerleridir. Kesintisiz olarak bu manaları insana ifşa ediyorlar. Varoluşa dair hakikat, varlıkların tabiatında ve insan benliğinde görünen aşikâr bir sırdır.

Nasıl ki bir kitap, okuma bilmeyene mana boyutu ile kapalıdır. Okuyamayan insan, kitabın sadece kelimelerini, çizgilerini görür, mana boyutuna adeta “bakar kör” gibidir. Yani kitabın manası olanca aşikârlığına rağmen ona bir sır gibi saklı kalır. Aynı insan okuma öğrendiğinde, çizgilere bakan gözü bilinçle buluşur, harf ve kelimelerden yansıyan mana dalgalarını almaya başlar. Eşya dediğimiz varlıklar ve olaylar da bir okuma biçimi ile sırrını aşikâr eden bir yapıdadır.

Günümüzde hem bireysel olarak yaşanan anlam krizine ve hem de bu krizin insan insan, insan toplum ve insan tabiat ilişkilerine olumsuz yansımalarına karşı çözüm yolu, varlık aynasında görünen bu aşikâr sırrı okuyabilmekten geçiyor.

Ancak bu aşikâr sırrı görmemizi engelleyen hem insanın nefsinden kaynaklanan hem de yaşadığımız çağa mahsus perdeler söz konusu… Bu perdeleri gözümüzün önünden kaldırmak için müdakkik bir ilgi ve gayret ile hakikati aramak gerekiyor.

İşte “Aşikâr Sır” isimli kitap serisinde, okuyucuya irfan geleneğimizin öncü eserlerinden, hususan bu geleneğin en güncel temsilcisi olan Risale-i Nur’dan süzdüğümüz bir kavram mimarisini esas alarak, kâinat kitabındaki İlahî manaları aşikâr edecek bir okuma biçimi kazandırmak hedefleniyor. İnsanın varoluşsal sorgulamasına cevap bulmasında iki referans noktası olan eşya ve insan benliği, temel kavramlar ve açıklayıcı örneklerle okuyucunun idrakine sunuluyor.

Kitap serisi, varoluşa dair hakikati merak eden, varoluşun hakikatine delalet eden anlam ve mana boyutlarını idrak etmeye karşı istek duyan, bir anlam arayışı içinde olan; varoluşa, hayata ve ötesine dair hakikatin peşinde olan insanları muhatap alıyor.

Serinin birinci kitabında, varlık aynasında görünen aşikâr sırrın idrakine odaklanılıyor. Varlıkların ve olayların, varoluşa dair hakikate delalet eden lisanı kavramsal bir çerçeve içinde, özgün bir şekilde deşifre ediliyor. Ayrıca eşyanın ve olayların ilahi dilinin insan bilincine yansıması ele alınıyor.

İkinci kitapta ise İlahî esma ve sıfatların mevcudiyetine bizatihi insanın nasıl delalet ettiği özgü kavramları ile ele alınıyor ve örneklendirilerek açıklanıyor. Böylece hem afaki ve hem de enfüsi bir tefekkür sistematiği iç içe ve birbirini bütünleyen bir akışla, basitten karmaşığa doğru talim ediliyor.

Algılama, düşünme ve anlamlandırma yeteneği itibariyle diğer tüm varlıklardan daha donanımlı şekilde yaratılan insan, İlahî isim ve sıfatların nasıl hem bir mazharı (zuhur yeri) ve hem de ma’kesi (akis yeri) olabiliyor?

Bizler bu sırlı mahiyetimizin farkında mıyız?

Mütemadiyen arayışı içinde olduğumuz varoluşa dair hakikati bizatihi kendi benliğimizde deneyimlediğimizi ve bizzat şahidi olduğumuzu biliyor muyuz? Bu deneyimlememize nasıl farkındalık kazanabiliriz?

İnsan benliği nasıl varlığın manasını açan bir anahtar oluyor?

Her insanın eline verilen bu “ene-benlik” anahtarının mahiyeti ve vazifeleri nelerdir?

İnsan kendi benliğinin hakikatinden varlığın hakikatine nasıl intikal ediyor?

İnsanın halife-i arz olması, insana esmaların öğretilmesi, insanın Rahman suretinde yaratılmış olması ne demektir?

Kendini bilen insan Rabbini nasıl biliyor?

Kitap serimizin ilk iki kitabında bu soruların cevaplarını teşkil edecek kavramsal alt yapı ve zihinsel zemin inşa edildikten sonra, bizatihi okuyucunun bu idraki İlahî isimlerden Mücîb, Kuddüs ve Hafîz isimleri ve İlahî sıfatlardan ilim, irade ve kudret sıfatları bağlamında kendi âleminde deneyimlemesi hedefleniyor.

İnsan bu deneyimi ile nasıl var olduğunu, mahiyetini ve yaratılış gayesini idrak edecektir. Yaratıcısıyla, kendi kendisiyle, diğer insanlarla ve tabiatla ilişkilerindeki mükellefiyetlerini bu idraki doğrultusunda anlayacaktır. Yine insan böylece ahlaki ve insani tutum ve davranışlarına bir temel, bir referans oluşturacak varlık bilgisi ve bilgi anlayışına sahip olabilecektir.

“Aşikâr Sır” kitap serisinin hazırlık aşamasındaki diğer kitaplarında ise, varlık ve insan aynasında görünen ve bütün varlıkları kapsayan “Rab ve Rububiyet Hakikati” özgü kavramları ile ele alınacaktır. Varlıkların yaratılıp, terbiye, tedbir ve idaresi ile ilgili İlahî tasarrufların insan bilincine yansıması, böylece insanın mabud-u bilhak ile tanışması bu kitap serisinin nihai maksatlarından birisidir.

İlk yorum yazan siz olun
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.

Kültür Sanat Haberleri