Bediüzzaman Said Nursi bayramlarda zikre yapılan teşviklerin fazla olmasının sebebini şöyle izah eder:
“Bayramlarda gaflet istila edip gayrı meşru daireye sapmamak için, rivayetlerde Zikrullah’a ve şükre azim terğibat vardır. Ta ki, bayramlarda o sevinç ve sürur nimetlerini şükre çevirip, o nimeti idame ve ziyadeleştirsin. Çünkü şükür nimeti ziyadeleştirir, gafleti kaçırır. ” (Lem’alar)
Bediüzzaman, Kurban Bayramında özellikle tekbir getirilmesinin hikmetini de şöyle ifade etmektedir:
“Bu makam yazıldığı zaman Kurban Bayramı geldi. Allahu ekber, Allahu ekber, Allahu Ekber'lerle nev-i beşerin beşten birisine, üç yüz milyon insanlara birden Allahu Ekber dedirmesi; koca küre-i arz, büyüklüğü nisbetinde o Allahu Ekber kelime-i kudsiyesini semavattaki seyyarat arkadaşlarına işittiriyor gibi, yirmi binden ziyade (RH: günümüzde milyonlarca) hacıların Arafat'ta ve iyd de beraber birden Allahu Ekber demeleri, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın bin üç yüz sene evvel âl ve sahabeleriyle söylediği ve emrettiği Allahu Ekber kelâmının bir nevi aks-i sadâsı olarak, rububiyet-i İlâhiyenin Rabbü'l-Arz ve Rabbü'l-Âlemîn azamet-i ünvanıyla küllî tecellisine karşı geniş ve küllî bir ubûdiyetle bir mukabeledir diye tahayyül ve his ve kanaat ettim. ” (Şualar)