Bismillahirrahmanirrahim
Cenab-ı Hak (c.c), Kamer Sûresi 17-30. ayetlerinde mealen şöyle buyuruyor:
17-Şânım hakkı için (biz), Kur’ân’ı nasîhat alınsın diye kolaylaştırdık; o hâlde bir nasîhat alan var mı?
18-Âd (kavmi) de (peygamberleri Hûd’u) yalanladı; artık (bak onlara) benim azâbım ve korkutmalarım nasılmış?
19-Şübhesiz biz, onların üzerlerine devamlı bir uğursuzluk gününde, dondurucu (ve uğultulu) bir kasırga gönderdik.
20-İnsanları çekip alıyordu. Sanki onlar köklerinden sökülmüş hurma kütükleri gibiydiler!
21-Artık (bak,) benim azâbım ve korkutmalarım nasılmış?
22-Şânım hakkı için, (biz) Kur’ân’ı nasîhat alınsın diye kolaylaştırdık; fakat bir nasîhat alan var mı?
23-Semûd (kavmi de kendilerine o azabdan haber veren) korkutucuları yalanladı.
24-Üstelik dediler ki: “İçimizden tek (başına) olan bir insana, ona mı uyacağız? Şübhesiz ki o takdirde biz, gerçekten bir dalâlet ve çılgınlık içinde kalmış oluruz.”
25-“Zikir (Vahiy), aramızdan ona mı indirildi? Hayır! O, şımarık bir yalancıdır!”
26-(Onlar) yarın (âhirette), o şımarık yalancının kim olduğunu bilecekler!
27-Şübhesiz biz, onlar için bir imtihân olmak üzere, o dişi deveyi göndericileriz. (Ey Sâlih!) Artık onları gözet ve sabret!
28-Ve onlara, kesinlikle suyun aralarında (bir gün kendilerine, bir gün deveye olarak) taksimli olduğunu haber ver! Herbir içimde (orada) hazır olacak kişi (o sıra sâhibi)dir!
29-Sonunda (buna dayanamayıp, deveyi öldürmeye karar verdiler ve) arkadaşlarını çağırdılar; bunun üzerine (o da, kılıcına) cür’etle sarıldı da (deveyi) kesti.
30-Artık (bak, onlara) benim azâbım ve korkutmalarım nasılmış?