Kur'an okumak

Mehmet ARSLAN

Kur’an fasihtir. Selaseti vardır. Her yaştaki ve her sınıftaki insan okur. Tekrar tekrar okunması usandırmadığı fesahatindendir. Kur’an’da “Fesâhatin katî vücuduna usandırmaması delildir” (Sözler: 342)

Her gün zaman ayırarak Kur’an okumak gerekmektedir. Tekrar okumak bıkkınlık vermiyor, bilakis huzur verir. Üstad çok güzel ifade etmiş:
“Evet, binler defa tekrar edilse usandırmıyor, belki lezzet veriyor. Küçük, basit bir çocuğun hafızasına ağır gelmiyor; hıfzedebilir. En hastalıklı, az bir sözden müteezzî olan bir kulağa nâhoş gelmiyor, hoş geliyor. Sekerâtta olanın damağına şerbet gibi oluyor, zemzeme-i Kur’ân onun kulağında ve dimağında aynen ağzında ve damağında mâ-i zemzem gibi leziz geliyor.”Sözler 342

Çocuğa, onu ezberlemeye çalışana, hastaya, az sözden rahatsız olana, vefat etmek üzere olana hem ağır gelmiyor, kulaklarına hoş geliyor, şerbet gibi, zemzem suyu gibi lezzet verip usandırmaması acaba nedendir. Hikmeti nedir? Üstad’dan takip edelim:
“Usandırmamasının sırr-ı hikmeti şudur ki:”
“Kur’ân, kulûba kùt ve gıdâ”dır. Besleyip gıda mesabesinde olduğundan kalb Kur’an okumakla ancak hayatiyet kazanır. Maddi bir et parçası olmaktan kurtululup, manevi hayatın da zembereği olur.
“Ukùle kuvvet ve gınâdır.” Kur’an akla kuvvet verir, çalıştırır, fikri geliştirir, inbisat ettirir.Aynı zamanda tefekkür ufkunu genişleten büyük bir hazinedir.

Kur’an,“Ruha mâ ve ziyâ”dır. Ruhun hayat suyu, onunla kandığı ve şu karanlıklı, boğucu âlemde yolunu aydınlatıp emniyet ve huzurla yürümesini sağlayan Kur’an’dır.
“Nüfûsa devâ ve şifâ olduğundan, usandırmaz.” Nefes, yani canın bütün hastalıklarına, dert ve sıkıntılarına şifa veren bir ilaçtır Kur’an-ı Kerim.

Bediüzzaman, Kur’an’ın usandırmadığının bilakis lezzet ve halâvet verdiğinin hikmetini devamla şöyle anlatıyor:
“Hergün ekmek yeriz, usanmayız; fakat, en güzel bir meyveyi hergün yesek, usandıracak. Demek, Kur’ân, hak ve hakikat ve sıdk ve hidâyet ve hârika bir fesâhat olduğundandır ki, usandırmıyor. Dâimâ gençliğini muhâfaza ettiği gibi, tarâvetini, halâvetini de muhâfaza ediyor. Hattâ Kureyş’in rüesâsından müdakkik bir beliğ, müşrikler tarafından, Kur’ân’ı dinlemek için gitmiş. Dinlemiş, dönmüş, demiş ki: "Şu kelâmın öyle bir halâveti ve tarâveti var ki, kelâm-ı beşere benzemez. Ben şâirleri, kâhinleri biliyorum. Bu, onların hiç sözlerine benzemez; olsa olsa etbâımızı kandırmak için sihir demeliyiz." İşte, Kur’ân-ı Hakîmin en muannid düşmanları bile fesâhatinden hayran oluyorlar.” (Sözler 342)

Kur’an okuma herkes için önemlidir. Çünkü o bir dua kitabıdır. Ama birçok kimse, hizmet eden durumunda olanlar, hatta kalabalık insanlara kitap okuyup sohbet eden insanlar bile, Kur’an ayeti geldiğinde ya atlıyor veya “İla ahir” diyor. Hâlbuki her gün bir kaç dakikasını Kur’an okumaya ayırsa, hem ibadet etmiş olur, hem de düzgün okumayı öğrenmiş olurlar
Kur’an Okumanın fazileti ile ilgili çok ayet, hadis vardır.

İbnu'l-Cezerî diyor ki: selef âlimlerinin Kur’ân okumayı (nafile) ibadetler içerisinde birinci sıraya koymuşlardır. (en-Neşr, 1/3).

Kur’an-ı Kerimde:
"Allah'ın Kitabı'nı okuyanlar, namaz kılanlar ve kendilerine rızık olarak verdiğimiz rızıktan (Allah için) gizli ve açık sarfedenler, asla zarara uğramayacak bir ticaret umarlar." (Fâtır,29)

"Ehl-i Kitap içinde, gece saatlerinde ayakta durup Allah'ın âyetlerini okuyarak secdeye kapanan bir topluluk da vardır" (Âl-i İmran,113).

Konu ile ilgili çok Hadis-i Şerif vardır. Birkaç tanesini buraya alalım:
"Ümmetimin en faziletli ibadeti Kur’ân okumaktır" buyrulmuştur.(Münavi, Feyzu'l-Kadir, 2/44)
"Ya Resülallah! Allah'ın en çok sevdiği amel hangisidir"? diye soruldu. Hz. Peygamber:
"Konup göçendir" cevabını verdi. Soran:
"Konup göçen kimdir?" diye sorunca,
"Kur’ân'ı başından sonuna kadar okuyan, bitirince de tekrar başlayandır" cevabını aldı. (Tirmizî, "Kur’ân," 11)

"Allah evlerinden bir evde, Allah'ın kitabını okumak ve aralarında müzakere etmek için toplanan kimselerin üzerine sekine iner, onları rahmet kuşatır, melekler etraflarını sarar ve Allah onları kendi katında bulunanlara överek anlatır." (Ebû Davud, "Vitr", 14; Tirmizî, "Kur’ân", 10)

"Üç zümre vardır ki, onları Kıyametin dehşeti korkutmaz, onlar için hesap zorluğu yoktur, diğerlerinin hesabı bitinceye kadar onlar misk tepecikleri üzerindedirler. Bunlardan birisi, Allah'ın rızasını kazanmak için Kur’ân okuyan kimsedir." (Taberanî'den Münzirî, et-Terğîb, 1/311)

Ayrıca Hz. Peygamber, Kur’ân okuyan mümini hem kokusu hem de tadı güzel olan bir "meyveye" benzeterek, onun meleklerle beraber olacağını da buyurmuştur. (Buharî, "Fedailü'l-Kur’ân," 17)
"Sizin en hayırlınız Kur'ân'ı Kerim'i öğrenen ve öğretendir." (Buhârî, "Fedailu'l-Kur'ân," 21).
"Kur'ân-ı Kerim'den tek harf okuyana bile bir sevap vardır. Her hasene on misliyle kayda geçer. Elif-Lâm-Mim bir harftir demiyorum. Aksine elif bir harf, lâm bir harf ve mim de bir harftir." (Tirmizi, "Sevâbu'l-Kur'ân," 16, HN: 2912)

"Allah, geceleyin Kur'ân okuyan bir kula kulak verdiği kadar hiçbir şeye kulak verip dinlemez. Allah'ın rahmeti, kul namazda olduğu müddetçe kulun başı üstüne saçılır." (Tirmizî, "Sevâbu'l- Kur'ân", 17, HN: 2913).

"Kim Kur'ân'ı okur ve onunla amel ederse, Kıyamet günü babasına bir taç giydirilir. Bu tacın ışığı, güneş dünyadaki herhangi bir evde bulunduğu takdirde onun vereceği ışıktan daha güzeldir. Öyleyse, Kur'ân'la bizzat amel edenin ışığı nasıl olacak, düşünebiliyor musunuz?" (Ebû Dâvud, "Salât", 349, HN: 1453).

"Kim Kur'ân'ı okur, ezberler, helâl kıldığı şeyi helâl kabul eder, haram kıldığı şeyi de haram kabul ederse Allah, o kimseyi Cennet'e koyar. Ayrıca hepsine Cehennem şart olmuş bulunan ailesinden on kişiye şefaatçi kılınır." (Tirmizi, "Sevâbu'l-Kur'ân," 13, HN: 2907).

"Kur'ân'da mâhir olan (hıfzını ve okuyuşunu güzel yapan), Sefere denilen kerîm ve mutî meleklerle beraber olacaktır. Kur'ân'ı kekeleyerek ve zorlukla okuyana iki sevap vardır." (Buhârî, "Tevhid," 52; Müslim, "Müsafirin," 244)

Müslümanlar, devamlı Kur’ân okumaya teşvik edilmesi ezberlerini unutmaması içindir. Peygamber Efendimiz şöyle buyuruyor:
"Bir kimsenin şu ayetleri unuttum demesi ne kötü şeydir! Onlar ona unutturulmuştur. Kur’ân'ı hatırınızda tutmaya çalışın. Doğrusu o, hayvanın ipini koparıp kaçması gibi, kişinin zihninden silinip gider." (Müslim, "Müsafirin," 228, 229)
Kur’an okumanın önemini bir başka yazıda arz etmeye çalışacağız.

mehmetarslan@risalehaber.com

İlk yorum yazan siz olun
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.