Kitaplar da çeyizden sayılsın 

Burcu ERCİVAN

Canlarım ciğerlerim. Gelin sizinle iki lafın belini kıralım. Bir çay söyleyin kendinize benden, konuşalım. Çünkü yine çok dertliyim.

Vallahi bu müslümanın derdi bitmez. Zaten dertsiz olana da Müslüman denmez. Yine kalbimde bir hüzün, gördükçe dua ettiğim, "Allah'ım bu devran böyle sürüp gitmez!" deyip göynüme vura vura kederlendiğim doğrudur.

Ne ara unuttuk biz sade yaşamayı? Mütevazilik dendiğinde mümin insan akla gelirdi ya hani. Ne oldu bize? Gözümüzü dünya bürüdü,  unuttuk biz kendi yağımızda kavrulmayı.

Helal lokma olsun ama az olsun diyen vefakar o hanımlara ne oldu? Evini medrese yapan, ilim öğrenmediği günü ziyandan sayan, çocuğuna anne baba demeden önce "Allah" demeyi öğreten, belki okul okumamış ama 'O' na 'kul' olmayı vazife edinen, evini süslemek yerine göynünü iman ile süslemeyi seçen o eli öpülesi hanımlara ne oldu?

Onlar belki sokaklara dökülmedi ama dua denen mutlak güç ile direndiler zalimlere, göz yaşları bir bomba olup patladı dini bozmaya kalkışan zındıka komitesinin üstüne. Marka takıntıları olmadığından, "pazardan bir çiçekli fistan neyime yetmiyor" deyip kapitalizme böyle kafa tuttular onlar.

Yahu sakın beni yanlış anlamayın. Marka giyinmek, güzel yaşamak, güzel evlerde oturup lüks arabalara binmek elbette hakkınız bunda bir beis yok. Mesele bunu araç olarak değil amaç olarak görmemiz. Daha olsun, hepsi benim olsun, onda var bende niye olmasın diye diye asıl vazifeden şaştık biz.

Bu zamanın gençleri illa evlenmek için ev-araba sahibi olmak zorunda. Kızımıza 10 Burma bilezik takmazsa, düğünü de Çırağan'da yapmazsa bu iş olmaz! Helal olan yolu öyle bir kapadık ki isteklerimizle, gençlerimiz ne yapsın? Bu sefer haram olan yollara başvurmaya başlıyorlar.

Evlenmek istese bankadan 'faizli' kredi çekmek, kız tarafının ihtiyaçları ve isteklerini gidermek zorunda. Sonra o evde o faizli alınan mobilyalarla 4 ay sonra kavga kıyamet. Arada hiç bir 'sebep' yokken hemde. Acaba o kavgaların sebebi bizim Allah'ın emrini çiğneyip aza kanaat etmeyip altından kalkamayacağımız borçların altına girmemiz olmasın? Ah ah...

Bir dokundunuz bin ah işittiniz dimi Burcu ablanızdan. Hiç okumayız mı o sahabe hanfendilerinin hayatlarını, hiç örnek almaz mıyız? Çok düşünüyorum. Evlenirken ayakkabısının altına isim yazmış mıdır Hz. Fatıma (ra)? Ya da çiçeğini arkaya fırlatmış mıdır Hz. Aişe (r.a)? Peki onlar bunları yapmadıysa nereden geldi bu adetler bize? Kim soktu içimize? Kafamızı gavurlaştıranlar kim?

O ayakkabıların altına yazdığımız isimler ya Ayşe, ya Fatma, ya Meryem, ya Asiye... Nasıl çiğneriz biz bu isimleri? Nasıl ayaklar altına alırız? Onun yerine bir dua defteri yapsa müslüman kızlarımız. O isimler ayak altına değil, yüreğe, duâya yazılsa daha güzel olmaz mı?

Yahudiler saçını sola tarasa, saçını sağ tarafa tarayan bir Peygamberin (sav) ümmeti olduğumuzu hatırlasak ya?

"Burcu abla ben yapsam ne olacak ki?" diye düşünmeyin. Bugün sen böyle yaparsın yarın başka biri senden görüp yapar. Bir devrim yapmış olursun. Unutma! İslamiyet 4 büyük yiğit ile başlamadı mı? Bir hayra öncülük yaptığında peşi sıra yapılan bütün hayırlar sana da yazılıyor. Bu az bir şey mi be iki gözüm.

Ya çok üzülüyorum inanın. Böyle bir düzenin hiç bir yerine Müslümanlığı sığıştıramıyorum. 60 bin TL'ye koltuk takımı alanı duydum ben. Görümceye bile altın zincir isteniyor :) Bu ne ya. Başlık parası kalktı diye seviniyorduk bu sefer modernize edilmiş haliyle çıktı karşımıza.

Ama insanız, nefs sahibiyiz istiyoruz, bunlar da olsun diyoruz. Olsun tabii ama helal bir yuva kurarken israfa kaçmak da haram olmuyor mu?
 
Velhasıl bu hamur çok su götürür..

Biz hanımlar hüzünlü prenses olmaktan vazgeçip bilge hanım olmanın yollarına bakmalıyız. Madem aileler İslami açıdan bakmıyor evliliğe o halde biz gelecekteki anne-babalar olarak geliştirelim kendimizi. Bir diriliş ile dirilelim. Onlar modernizme köle olmuş olsunlar biz sizinle asr-ı saadete gidelim.

Hanımlar imanın kalesidir. Kendini bu ümmet için, gelecekteki eşi ve evlatları için iman ile şarj etmelidir. En güzel çeyiz edep ve ilimdir. Bakmayın siz maddiyatı ilk şart yapanlara bizim ilk şartımız iman olsun. Çeyiz sandıklarımız kitaplar ile dolsun.

Bir kadın İslam ile yoğrulduğu müddetçe geleceğin Abdülhamid'ini doğurabilir. İşte bundan çok korkuyorlar. Korksunlar!

Ey İslam'ın kızı!
Dinle bu sözü
Sen bu ümmetin
Ümidisin.

Gelin bu düzene bir kafa tutalım. Herkes gibi değil müslüman gibi olalım!

Desinler! "Ne derler? Nasıl görürler?" putunu kıralım. Sadelik imandandır ya hani. Öyle bir düğün yapın ki Resulullahı (sav) davet edecek yüzünüz olsun. O kına gecenizde yanınızda Hz. Hatice, Hz. Meryem otursun.

Allah da gönlünüzün muradını versin:)

Dua eder dua beklerim.

Yorum Yap
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
Yorumlar (7)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.