İstiğna Hastalığından Oruçla Kurtulmak

Ali BAKKAL

Arapça bir kelime olan istiğnâ sözlükte zengin olmak, başkasına muhtaç olmamak ve kendini kendine yeterli görmek anlamlarına gelir. Ahlâki bir terim olarak istiğnâ kendisi muhtaç olduğu halde ihtiyacını başkalarına arzetmemek, elindekiyle yetinmek anlamına gelir. Bu mânada istiğna, kişinin Allah’tan başka hiçbir kimseye el açmaması, ihtiyacını sadece Allah’a arzetmesi demektir. Türkçe’de bu kelimenin yerine doygunluk ve gönül tokluğu gibi kavramlar kullanılır. Bu anlamda istiğnâ güzel ve takdir edilen bir haslettir. Bediüzzaman Said Nursî de istiğnâ sahibi bir zat idi ve bu prensibe neden sahip çıktığını İkinci Mektup’ta açıklamıştır.

İstiğnâ kelimesi Kur’ân’da dört âyette geçer ve hepsinde sözlük anlamında kullanılır. Bu âyetlerden birinde istiğnâ Allah’a, diğerlerinde insanlarla izafe edilmiştir. Allah’ın istiğnâsı, O’nun insanların îmân ve ibadetlerine ihtiyacının olmaması anlamına gelir (Teğâbün, 64/6). İnsanın istiğnâsı ise kendini yeterli görmesi, büyüklenmesi, Allah’ın kulu ve yaratığı olduğunu unutması, bu yüzden îman ve ibâdete, Allah ve Peygambere itâate tenezzül etmemesi, Peygamber’den öğüt almaya ihtiyaç duymaması anlamındadır (Alak, 96/7; Abese, 80/5; Leyl, 92/8).

Varlık aleminde zatî hakikatler bir ise, nisbî hakikatler bindir. Nisbî hakikatlerde nisbetin değişmesine göre hüküm değişir. İstiğna meselesinde de durum böyledir. İnsanın insana karşı istiğnâsı güzel bir haslet olduğu halde, Yaratıcı’sına karşı istiğnâsı – ki âyetlerde daha çok bu hususa dikkat çekilmiştir- kötü bir haslettir; Allah’a karşı isyan ve küfür anlamına gelir. Cenâb-ı Allah’ın en az üç âyette işaret ettiği gibi azgınlığın, isyanın ve küfrün başta gelen sebeplerinden birisi Allah’a karşı istiğnâdır.

Dünya hayatında kişi maddî olarak hiç kimseye muhtaç olmadan hayatını devam ettirince psikolojik olarak kendisinde Allah’a karşı ihtiyacı olmadığı hissi uyanmakta, Şeytan’ın da vesvesesiyle bu damar kalınlaşmakta ve kişi Allah’a ibadet etme ihtiyacını hissetmemektedir. Kişi zengin de olsa oruç vasıtasıyla aciz ve zayıf olduğunu anlar, gönlünde Allah’a karşı bir pencere açar, O’na karşı istiğnâda bulunmaz ve haddini bilir. Dolayısıyla bu zamanda Allah’a karşı istiğnâ hastalığının en önemli ilacı oruçtur. Oruç vasıtasıyla Allah’a muhtaç olduğunu anlayan kişi, her şeyin O’na ait olduğunu, elindeki şeylerin dahi kendisine O’nun tarafından verilmiş emanetler olduğunu anlar ve O’na kulluk etmeye devam eder. 

İlk yorum yazan siz olun
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.