Arif Altunbaş'ın yazısı
İşgal edilen Osmanlı/Filistin topraklarında İngilizler tarafından kurulmuş korsan bir devlettir İsrail. Bu toprakları onlara biz tahsis vermedik. Gasp edilmiş Filistin toprakları hukuken işgal edilmiş Filistin topraklarıdır.
İsrail’in gayri meşru konumu şimdiye kadar kimse tarafından tartışılmadı/tartışılamadı. Bu devlet Osmanlı toprakları üzerinde sömürgeci İngilizlerce işgal edilen topraklarımızın üzerinde kurulmuş bir gece kondu gibidir. Dünyanın birçok yerlerinden apar topar Filistin’e getirilerek yerleştirilen göçmen Yahudilerden meydana getirilmiş, meşruiyeti her zaman tartışmalı/tartışılmalıdır.
Binlerce yıldır bu topraklarda yaşayan Filistinlilerin malları mülkleri, toprakları zorla ellerinden alınmış, milyonlarcası da vatanlarından sürgün edilmiştir. Filistin sorununun da ana kaynağı budur.
Filistinlilerin varlıklarını işgalci İsrail kendileri için en büyük bir tehdit olarak görmesinin altında da onun haksız, hukuksuz konumu yatmaktadır.
Yıllarca bunca katliam gören, bunca çile çeken Filistinlilerin Siyonistlerin nazarında it kadar bile bir değerleri yoktur. Daha 1960’lara kadar Lokanta ve Otellerinin kapısında ‘’Buraya köpek ve zenci giremez’’ yazan badigartları Amerikalıların zencilere bakışı gibi.
İsrail korsan bir devlettir.
Biz Türkiye olarak güçlendikçe, haklarımızı aradıkça bizimle bir gün er geç takışması kaçınılmazdır. Tabii ki yanlarında ABD, İngilizler ve bazı Avrupalı devletler de onlarla birlikte olacaklar. Yani Haç ve Hilalin bir daha bu topraklarda hesaplaşmasının gerçekleşmesi kaçınılmaz görünmektedir.
Bu bir komplo teorisi değil, tarihin tekrar edişidir.
Ne medeniyetler buluşması projeleri, ne hoş görü yaklaşımları, ne dinler arası diyalog teorileri bu gerçeği bertaraf etmeye ve örmeye gücü yetmez.
İsrail Ortadoğu’da diklenen, fakat dik durmak için ABD, AB ve Ortadoğu diktatörlerinin desteğine mecbur olan omurgasız zehirli bir yılandır.
Bu yılan yaşadığı sürece ne Filistinlilere, ne Araplara, ne Türklere, ne diğer İslam âlemine ve insanlığa huzur ve rahat yüzü yoktur.
Bu ne demek oluyor?
Şairin dediği gibi,’’Hazır ol cenge, ister isen sulhu salah’’.Ülkende ve dünyada huzur ve barış istiyorsan her an savaşa hazır olacaksın !..
İsrail bu saldırgan, kanun tanımaz davranışlara devam ederse işgal ettiği topraklardan er ve geç bir gün mutlaka ya çıkarılır veya çıkmak zorunda kalır.Yeni bir sürgünün muhatabı olur.
Onun bu densizlikleri ömür boyu sürüp gitmez. Bu bölgede bir gün sabır taşı çatlar, öfke selleri bir tsunami gibi İsrailli döktüğü kanlarda boğar.
Bu iş emperyalizmin uşağı, batı kuklası Ortadoğu diktatörleriyle de olmaz. Önce işbirlikçi, emperyalizmin uşağı bütün diktatörlükler yıkılmak zorundadır. Mısır gibi, Tunus gibi, Libya gibi her yerde Müslüman halkın iktidarları ellerine alıp kendi yönetim biçimini kurmalıdır. Bu da Allah’ın izniyle oluyor.
Daha sonra İsrail İslam âlemiyle, Müslüman halklarla direkt karşı karşıya gelmesi kaçınılmazdır. İslam ülkeleri elbet bir gün kendi vatandaşlarının istekleri doğrultusunda hareket etmek zorunda kalacaklardır.
İşbirlikçi diktatörlerden arındırılan İslam ülkelerinin yönetimleri kendi halklarının eline geçtiğinde kara ile ak, hak ile batıl belli olur. Yalanın, inkârın ve tuğyanın çelik kabuğu kırılır.
Ortadoğu halkları omuz omuza verir ve kıyama durulur. Mahallemizde kabadayılık yapmayı kendi tabii hakkı gören şımarık çocuk için de bir divan kurulur.
Yetimin hakkı sorulur.
Mazlumun hakkı sorulur.
İşgal, katliam ve sürgünlerin hesabı sorulur.
Haber 7