Isparta’da Ali İhsan Tola dershanesinin temeli atıldı

Himmet UÇ

Tahsin Tola‘nın mümtaz kişiliğine hürmeten Isparta’nın Çünür semtinde bir dershane temeli atıldı. Bediüzzaman dershane açılmasını çok önem verir. Çünkü dershane onun MedresetüzZehra modelinin şubesidir.

Batının fen ve felsefe ve ilim anlayışı ile bozulan dünyaya bakış açısının tedavisi gerekirdi. Osmanlı’nın ortaya koyduğu insan tipi 18. yüzyıldan sonra Batı karşısında kendini yenileyemedi. Doğu düşüncesi gelişmeye kapalı idi o da kendini bir senteze götüremedi.

Bediüzzaman alayişli nümayişli insan yetiştirme modelleri üzerinde konuşmadı. Zaten o teori üretmez. Ziya Gökalp’den Ahmet Mithat Efendi’ye, Halide Edip Adıvar’a daha birçok yenilik düşüncesi üretenler ortaya bir nesil çıkaramadılar. Cumhuriyetin insan tipi de ne kainat yorumu ne de din yorumunda bir mesafe katedemedi. Klasikleri tercüme eden ama onların doğrultusunda bir nesil ortaya çıkaramayan sadece şekilde yenilikleri düşünen ve bütün yapılanların bir boyama olduğu suni nesil ortaya çıkardı. Bu yüzden Türkiye sağlıklı aydınların olmadığı ve geleceğinin sigortası olmayan ve sürekli düşüneni sorgulayan bir yapı ortaya koydu.

Bediüzzaman tehlikeyi gördü. Van’da Horhor’da yeni bir neslin dünyaya bakış açısını ilim-din-yorum düzeni içinde ortaya koydu ve bunu gittikçe geliştirdi. Barla’da büyük eserlerini yazdığında bunların topluma açılması için bir üniversitenin şubeleri anlamına gelen dershane modelini ortaya koydu ve uygulamaya açtı. İlk ciddi örneği de Barla’daki evdi, ondan sonra bütün ülkede ürettiği fikirlerin okunduğu ve tartışıldığı bir üniversite kurdu. Görevlilere nasıl çalışılmasının mantığını Isparta’da bir uygulama okulu olarak verdi. Isparta dershane modeli kamusal alana açılmasının uygulaması idi. Bu yüzden dershane üzerinde durdu, çünkü eserleri seksene yakın ilmin yeni bir ders modeli içinde anlatımından oluşuyordu.

Talebelerine “Nur şakirtleri mümkün olduğu kadar her yerde küçücük birer dershane-i Nuriye açmak lazımdır“ der. O hapishaneyi de bir okul olarak görür, orayı muhabbethane, terbiyehane ve dershane olarak değerlendirir. Ona göre dünyada bütün mevcudatın ahireti uygun hale gelmesi için bir dershanedir. O kitaplarının girdiği her yeri bir dershane olarak yorumlar. Resmi daireleri, bilirkişi odalarını dershane olarak görür. Dershanenin derssiz bırakılmasını eleştirir. Hapishane bir dershane-i Yusufiyedir. Mazideki tarikatlar, tekkeler, medreseler de onun mantığında dershanedir. Ama Bediüzzaman kendisi bir yenilik getirmiştir. Dershanede okumak ve okutmak yetişmenin yörüngesidir. Koca memleketi bir dershane olarak yorumlar. Barla, Sav Köyü, Isparta dershanedir ve MedresetüzZehra’nın şubeleridir veya merkezleridir. Emirdağ, Eflani de bunlara dahildir.

Ali  İhsan Tola’nın isminin verildiği dershanenin temeli  Isparta’nın Çünür semtinde atıldı. Davete  Isparta’dan kalabalık bir davetli grubu katıldı. Tola ailesinden de Nur talebeleri bulunuyordu. Saat 14.30 sıralarında davetlilerin huzurunda açılış Furkan suresinin Hz.İbrahim’le ilgili bazı ayetlerin okunması ile başladı. Mekke Kur’an kursundan bir hafız Efendi bu kısmı aşır olarak okudu. ”Ancak tevbe ve iman edip iyi davranışta bulunanlar  başkadır. Allah onların kötülüklerini iyiliklere çevirir. Allah çok bağışlayıcıdır, engin merhamet sahibidir. Kim tövbe edip iyi davranış gösterirse  şüphesiz o tövbesi kabul edilmiş olarak Allah’a döner. O kullar yalan yere şahitlik etmezler, boş sözlerle karşılaştıklarında vakar ile oradan geçip giderler. Kendilerine Rablerinin ayetleri hatırlatıldığında ise onlara karşı sağır ve kör davranmazlar. Ve o kullar Rabbimiz, bize gözümüzü aydınlatacak eşler ve zürriyetler bağışla ve bizi takva sahiplerine önder kıl derler. İşte onlara sabretmelerine karşılık cennetin en yüksek makamı verilecek, orada hürmet ve selamla karşılaşacaklardır. Orada ebedi kalacaklardır. Orası ne güzel bir yerleşme ve ikamet yeridir.“ (Furkan Suresi, 70-76)

Kur’an tilavetinden sonra Mekke Kuran’an Kursu Başkanı Müftü Hail İbrahim Ertuç  konuşma yaptı. Konuşma hizmetleri, hizmet etmeyi teşvik ağırlıklı idi: Ali İhsan Tola’nın hizmetleri ile Nur hareketi içinde özel yeri olan bir Nur talebesi olduğunu söyledi. Halil  İbrahim Ertuç Hoca, Filipin Adalarına gitmiş, oradaki hizmetler için. İslam özerk bölgesinde nur hizmeti ile meşgul olan arkadaşlar, Risaleleri Arapça’ya çeviren İhsan Kasım Ağabey’den bazı hatıralar naklederler. İhsan Kasım Ağabeye Filipinler Özerk Bölgesindeki yaşlı bir adam yanaşır ve kendisini tanıtır. O bölgenin en üst düzey din adamıdır, müftüdür. Salihi’ye “lütfen buralara gelin, çocuklarımız gözümüzün önünde Hıristiyanlaştırılıyor ve biz bir şey yapamıyoruz” Diye acı acı yakınır. Hıristiyanlaştırmanın boyutlarını gösterir, onların hizmete himmetlerini ister. Ertuc Hoca bu olayın trajik boyutlarından hareketle gerek yurt içinde gerekse dışında hizmet için yeni bir gayretin  gerekliliğini vurguladı.

Oradaki Müslümanlar hala Sultan Abdülhamit’in hizmetlerinin büyüklüğünü yadediyorlarmış. Sultan Abdülhamit dünyanın birçok bölgesine yetişmiş din adamları  göndermek suretiyle İslamın yayılmasını sağlamıştır. Hatta o dönemde Hıristiyan dünyasının menfi çalışmalarına karşı alacakları tavrı Sultan Abdülhamit Han’dan sorup ona göre davranıyorlarmış. Atalarımız bu kadar büyük gayretler göstermişler, bizim de onların devamı olduğumuzu harekat ve fiillerimizle göstermemiz gerektiğini vurguladı. Filipinler hizmetini başlatan vakıf arkadaşlardan birinin bütün dünyevi meşguliyetlerini bırakarak çantasını alıp Filipinler hizmetine koştuğunu, bugünkü hizmetlerin de onların gayreti ile bir noktaya geldiğini ifade etti.

Ertuç Hoca, Filipinlerde yapılması gereken hizmetlere dikkati çekerken bizim de üzerimizdeki rehaveti atarak canlı ve istekli bir şekilde Kur’an davasını yaymamız gerektiğini, ailelerimizle ülkemizde ve özellikle dış ülkelerde Nur hizmetine koşmamızın zorunluluğunu anlattı. Ertuç Hoca, bu özerk bölgede Yüksek Öğretim Kurulu başkanlığı yapan bir bayan ilim adamının iç açıcı beyanlarını anlattı. Özerk bölgedeki üniversitede 83 bin kişi okumaktadır, sayın Hoca “onların tamamına Risale-i Nur kitaplarını ders kitabı olarak okutacağını“ söyler. Yakında Türkiye’ye özellikle Isparta’ya gelip hizmetleri yerinde göreceğini vaat etmiş.

Isparta Kültür Eğitim Vakfı gönderdiği davetiyeler üzerinde Bayram Yüksel Ağabey’den Üstad’a atfen bir cümle yazılmış. ”Said Nursi yanına gelenlere ‘Risale-i Nur’u okuyor musunuz? Dershaneniz var mı?’ diye sorardı. Bir dershane açılışı olduğunda mutlaka kendi gider, gidemediği zaman bizleri gönderir ve ‘O dershane benim’ derdi.”

Açılışın akabinde davetlilere yemek verildi ve MedresetüzZehra’nın yeni bir şubesi ülkemizin ilim hayatına katıldı, hayırlı olsun.

Dersaneye katkı vermek isteyenler için iletişim: 0553 295 5070

Yorum Yap
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
Yorumlar (3)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.