Hac Düşünceleri-9
Dünya, evrenin gezgin en küçük kürelerinden. Cisim ve hacim olarak böyle tanımlansa da anlam ve hikmet boyutuyla evrenin bilinçli üyesi. Maddi olarak aktif, işlek ve değişken bir dolaşımı var. Manevi olarak çekim ve cazibe merkezi. Kulluğun karargahı.
Yeryüzü coğrafyasında temsillerin topoğrafik karakterleri ile inşa edilip son formda oluşan dünyaya bir akış, yoğunlaşma ve toplanma dinamizmi verilmiş. Bunu kazandıran özelliği ise kendisini anlamlı kılan cazibe merkezidir.
Bu hikmet ve cazibe bölgesi manevi bir santral hükmündedir. Tabiri caizse yüksek enerji santrali. İnsanla tamamlanan hayat ve dünya, bilincin amaca yönelik uygulamasını sağlıyor.
Konumuz bağlamında ve Hac özelinde varlıklardan bazılarının sembolik değerine bakalım. Bunlar cansız, canlı ve bilinç özellikleriyle Hac proğramında birer örneklik oluşturmaktadırlar.
Temsil olarak dağ, ev, yol, su, taş, hayvan ve insan birbirini tamamlayan fonksiyonel bir bütünlük arz ediyorlar. Menasiklerle yaratılış sebeplerini ve hikmet örüntüsünü ortaya koyuyorlar.
Ev, insan yerleşiğinin en mikro yerleşkesi, sığınmanın fiziki ve özel mekan tasavvurunun pratiği olarak en saklı bir hayat dinamizmidir. İnsanların ev/mekan aidiyeti, kulluk bilinci ile hakiki Malik Allah'a ve evi Kabe'ye bağlanarak taçlanıyor. Bütün yerleşim alanları iman enerjisini, makine buharını ve ruhun nefes alışını buradan tamamlıyor.
Dağ temsili Hira ve Nur dağları ile peygamberlik sisteminin dünyada görünen en son sahnesinin doğuş ve tamamlanma süresi olan 23 yılı, bu iki dağın arasında Mekke şehri Kabe noktası ile bütün varıklara bir dönüşüm çekirdeği olmuş.
Yol, Sa'y ile sembolize edilmiş, yine iki küçük dağ diyebileceğimiz tepe arasında arayışın varlık dili ihtiyaç ve buluşla bir anneye şefkat pınarı olup, çocuğunun kuruyan dudağına rahmani bir ikram olarak su bulunmuş. Bu farklı içecek ve ihtiyaç ile insan vücudunun su kalitesini ve şifa duvarlarını ören bir kaynak.
Taş ise Kabe duvarında, cansızları temsilen, eşyanın yerleşik hayattaki inşa malzemesi ve dayandığı katı cisimlerin ifadesi olarak yerini bulmuştur bu nurani atmosferin yer ile yerleşik iskan topografyasında. "Hacer'ül esved" kıymet ve sembolü, yüklenen anlam ve hikmetin bir nişanesi. Öyleki, Kabe'nin yeniden inşasında, peygamberimiz Hz. Muhammed'in (asm) tavsiyesi ile her kabilenin beraberce Hacer'ül Esved'i tekrar yerine koymak için ortak taşıma şekli bile toplumsal örnekliğin ve ümmet sosyolojisinin ortak paydada birlikte hareket etme prensibini yaşatmıştır.
Canlı olarak hayvanın bir değer ve emir zinciri içinde insanlık adına kurban seçilmesi, öncesinde kurban olacak bir evlat ve bunu icra edecek bir baba var. Halef-selef peygamber silsilesi içinde Hak kurbanı olacak İsmail yerine ilahi bir lütufla insana arz edilen bir hayvanın kurban edilmesi yine bir temsil ve hikmet nişanesidir. Canlı olarak hayvanın bir değer ve sembol olarak insanlık adına kurban seçilmesidir.
İnsanın manevi besin kaynağı kalbin doyumladığı muhabbet ve iştiyak hali, midenin beslendiği kurban etiyle tamamlanmış bir denge söz konusu.
Yine görüleceği üzere bu yeryüzünün ilahi şöleninde insanı temsilen başrol Peygamberimiz Hz. Muhammed (asm) ile tamamlanmış ve taçlandırılmıştır. Bu süreçte insanın maddi temsil numunesi olarak beyin tarlasının kafa toprağında yeşeren saçından, tavaf sonrası kesilerek haccın ve hayatın saç ayakları çağrışımı ile Hac bütünlüğü tamamlanmış oluyor. İnsan DNA'sının şifrelerini saklayan bir tel saç bile insan temsilinin bir sembolü olarak Efendimizin (asm) sünnetinde anlamlanmıştır.
Buraya kadar etrafında anlam inşa ettiğimiz zihni tasavvurumuzun idrak debisi ile O'na aktığımız kulluk topoğrafyasında seçilen arazide icra edilen ibadet mahalli ve vicdanın temerküz ettiği fıtrat kuşatması, kul ile Rabbinin mahrem hassasiyetinde, ihtiram ciddiyetinde ve sırlar özelinde duanın şereflendiği arz yeri ve makamı Harem-i Şerif'tir.
İşte bu bitmeyen her anın hayatımızın her deminde kalbin güçlü titreşimlerinin nefesi Hac'dır.
Mekanların kudsisi, dağların dayanılan emniyeti, suyun buluş ve şifa özlemi, taşın inşadaki sabitliği ve rijitliği ile sorumluluğu ve hayvanın insan midesinde hayat ihtiyacını görme özelliği ve bir tel saçta saklı DNA'sı ile temsilin inceliğinde köklerinden kopup bu atmosfere düşen insan farkındalığı, toplamında bir Hac sistemi ile yeryüzü sahnesinde iman atlasını dokuyor.
Hacı, Arafat'ta tanışıyor ve birleşiyor, Müzdelife'de bilinçleniyor. Mina'da kötülüklerin anası şeytanla savaşıyor, Kabe'de cihaddan gelen ruhun teslim ve teskin tavafında tevhitle perçinleniyor. Kulluğun sırlar şahikası o müstesna menasikler zincirinde haccın hikmet halkalarını tamamlıyor.
İlahi yapının temsil tavafında İhramla hareminde dönüyor.
Sonrasında Rabbine aitlikle her şeyini kurban etmiş bir kullukla kendisine serilen rahmani sofraya kurbanı olan hayvan ikramı ile ödüllendiriliyor. Hayat kareleri, ibadet dokuları ve ruhani inşirah, hikmet katmanlarında yükseliyor.
Böylece günlük hayatta camiye, buluşmaya, tanışmaya, arayış ve ihtiyaca, su ve taşa/zemine, donanım ve mücadeleye, döngü ve dönüşe, ikram ve aidiyete lütufkar amaçlar yükleniyor.
Bu süreçlerde tefekkürle kıymetlenen zihnimiz haccın kulluk bilincinin yansımasıdır.
Hülasa her an, zaman ve yer birer Hac. Bunun yıllık toplu tatbikatı ise Hac mevsiminde pekişen ve idraki tazeleyen ibret ve şuur takviyesidir. Hem Hacca gidene hem de hep Hac'da kalana. Geriye bir şey bırakmayan dünya yolcusuna.
Devir biter, devran döner, devreden gider, devralan yaşar ve sonunda Hac hakikati dünyanın ölümü ile ölümsüzleşir. Hakikatin haşir meydanında dirilen insan yeniden Haccın hikmetleriyle yaşatılan varlığını cennet yurdunda doyasıya yaşamaya devam eder.
Aslında soru çok sade: Siz Hac'da mısınız?
Buyurun hikmetleri yaşamaya ve yaşatmaya.
Arafat'ta tearüfle biliş, Müzdelife'de tefekkürle şuur, Mina'da Şeytanla cihat, tavafla intisap ile tevhit sancağında Sa'y yürüyüşü ve hayattan ferağatla kurban.
Haccın hikmet yürüyüşünde Arafat'la marifet burcuna dikilen tearüf, Müzdelife'de şuurlanma ile "tevhid-i efkar" ve Mina'da şeytan taşlama ile siyaset-i aliye-i İslamiye hakikati Haccın hakiki mana ve hikmetini hayatımıza ilham eden ubudiyet ve kemalat zirvesidir.
Bu yürüyüşe hicret yolunda ve Medine ev sahipliğinde devam edilir. Ensar ruhunda teavün, şehir ve toplum hayatında teşrik-i mesai, yeni ihtiyaçların değişken taleplerini karşılamak üzere Maslahat-ı vasıa-i içtimaiye.
Kısa yoldan ifadeyle geniş sosyal faydaların ikmali.
Hac hikmetinin kavramsal bu altı bileşeni (Tearüf, tevhid-i efkâr, siyaset-i aliye-i İslamiye, teavün, teşrik-i mesai ve maslahat-ı vasıa-i içtimaiye) Risale-i Nur'da esaslı izah edilmektedir.
Buyurun Hac'dayız. Hikmetler her daim bizimle.
Hacca, fariza ve fiziki olarak gidemeyenlere müjde. Hac bilinci hikmet adımları ile altı basamakta bizi kulluk tahtında ebedi mahşere davet ediyor, taşıyor.