'İnsi’ şeytanların sinsi tuzakları'

günün ecelini doldurması sonucu uzlete çekilen güneşle birlikte zulmete gark olan kâinatta, nisyandan gelen insanlık olarak güne meftun varlıklarla inzivaya çekilmek...

Tüm hamd ve senalar günü ve onu takip eden gecenin; nuru ve onun yokluğundan fırsat bulup varlık sahasına çıkan zulmetin, hayatın ve ölümün dizginlerini elinde tutan Allah’a olsun.

Günün nihayetine elhamdulillah dedikten sonra yeni başlayan geceye selam verip gecenin o olgun yüzüne tebessüm ederek bismillah la kalemi elime alıyorum
Suyun upuzun vadilerde ilerleyişinden daha monoton olan hayatımızın, denizde ki bir damla su nispetindeki hayati yevmiyemizin, vadiler arasındaki su gibi ilerleyişine dair olan seyrimi kâğıda dökmeye başladım:
Her zamanki gibi kabrin yumuşak yataklarda terennüm eden,  ölüm ile hayatın dünyadaki yansıması olan uykudan, dainin felaha çağırışının bilmem kaçıncı tekerrürü olan nidasından yine bir haber geçen yaşamda bir güne daha uyanmak...
Her zaman olduğu gibi yine telaş yine koşuşturmadır uyanışla başlayan şey. Hayatın içini dolduramamanın telaşı, yapabilecekken yapmamanın tedirginliğidir…
Ve şeytana kafayı takıp günah çukurları arasında bir sağa bir sola sendeleyip yüz birinci kez şeytana mağlup olmak; pes etmeden günah çukurlarında çırpınıp durmaya rağmen yüz ikinci kez tövbe kapısına müracaat edebilmek…
Ve günün ecelini doldurması sonucu uzlete çekilen güneşle birlikte zulmete gark olan kâinatta, nisyandan gelen insanlık olarak güne meftun varlıklarla inzivaya çekilmek...
İnzivada nurul yakin’in yolunu tıkamaya çalışan ‘ayetin tabiri ile’ ‘insi’ şeytanların sinsi tuzakları insanlığı can evinden vurur. Her eve koyulan fitne aygıtlarıyla aileler ifsat edilmeye koyulur…
Ve sonuç buğday ekenin arpa değil de buğday elde etmesi gibi; müfsit bir kafa, parçalanmış, dumura uğratılmış bir bilinç ve yitirilmiş insanlık olur.
Ama hayattaki bu monotonluk durmalı, ifsat zincirleri kırılmalı-koparılmalı… Eşrefu-l mahlûkat olmanın ve hilafetin ağır sorumluluğu omuzlarda hissedilmeli… Ümmetlerin en hayırlısı olmanın gerektirdiklerinin farkında olunmalı…
Tüm bunlar için nurul yakin’in kalplere tekrar doğması ve nebevi ahlakın diriltici nefesinin topluma ruh vermesi gerek.
Bu duygu ağları içinde mesainin sona erdiğini söyleyip isyan eden göz kapaklarımın galebe çalmasıyla Ameda Muhammed’e nuru Muhammed’in uğradığı bir baharın şafağında uyanabilmek ümidiyle kalemi bırakarak kabre açılan kapı olan yumuşak yatağa uzanıp sonsuz boşluğa bırakıyorum kendimi... Gecenin en karanlık vaktinin şafağa en yakın vakit olduğuna tüm kalbimle inanarak…

Medeni Direkçi

sozvekalem.com

Eğitim Haberleri