İnsan öldürmenin hükmü

Mehmet ARSLAN

Bütün varlıkları ve insanı da yaratan Allah’tır. Kainata halife kıldığı bu kerim ve çok kıymetli insanın ihtiyacının karşılanması için bütün mevcudatı seferber eden de Allah’tır. Ayet ve Hadislerde bu açıkça ifade edilmektedir:                                  
“Biz insanı en mükemmel sûrette yarattık." (Tin sûresi, 95/4);
“Gerçekten Biz Âdem evlatlarını şerefli kıldık." (İsra sûresi, 17/70);           
“Görmüyor musunuz ki Allah göklerde ve yerde olan şeyleri sizin hizmetinize vermiş. Görünen görünmeyen bunca nimete sizi garketmiş?" (Lokman Sûresi, 31/20)1

Yaratılmış olmak cihetiyle her şey bir Rabbin elinden çıkmış ve bir cihetle kardeştirler. İslam dininin emriyle her müslüman zaten kardeştir. İnsan, imtihan gereği en yüksek makama çıkabildiği gibi, esfeli safilin olan aşağıların aşağısına da düşebilir. Yaptı iş, amel ve kazancına göre ya mükafat veya ceza ile karşılığını görecektir.                                                             
Hiçbir şahıs kim olursa olsun başkasının hayatına son veremez. Yaptığı bir yanlış, işlediği bir cinayet varsa, onu yaratan şeriatta cezasını belirtmiştir. Yani devletin caydırıcı olacak cezası ile cezalandırılmalıdır. Devlet yapısı, idarecilerin zafiyeti sebebiyle, çoğu zaman cinayet işleyenler cezalandırılmıyor. Şanlıurfa’da bir yıldan fazla bir zaman önce beş kardeşi hunharca öldürenler hala dışarda geziyorlar. Bunun için devletin kendine düşeni hakkiyle yapması, adaletin tam işlemesi halinde bu vakalar azalabilir.         
Devletin görevi, her türlü ahlaksızlığı önlemek, ve cezai müeyyideyi uygulamaktır. Bu yapılmadığı takdirde fert, hiç hakkı olmadığı halde ihkak-ı hak olarak kendisi kan davası veya başka ad altında ceza vermeye çalışıyor. Bu da anarşi ve kargaşayı beraberinde getiriyor. 

Esas caydırıcı unsur ise ahirete iman hakikatinin benliklere işletilmesidir. Herşeyin kayıt altına alındığını, yapılan her cinayetin cezasının çok çetin olacağını bilen kimse, canilik yapmaya cesaret edemez.                                           
Bununla ilgili bazı ayetler şöyledir:
“Kim bir mü'mini kasden öldürürse onun cezası, içinde ebedî kalmak üzere gireceği cehennemdir. Allah ona gazab etmiş, onu lânetlemiş ve onun için büyük bir azap hazırlamıştır." (Nisa Sûresi, 4/93)
“Kim katil olmayan ve yeryüzünde fesat çıkarmayan bir kişiyi öldürürse sanki bütün insanları öldürmüş gibi olur. (Maide sûresi, 5/32)”   

Adam öldürmenin büyük bir cinayet olduğu ilgili bazı hadisler şöyledir:
“Kim yarım kelime ile dahi olsa bir mü'minin öldürülmesine yardım ederse kıyamet günü, alnında "Allah'ın rahmetinden mahrumdur." yazılmış şekilde Allah'ın huzuruna çıkar." (İbn Mace, Diyat 1)
"Allah katında dünyanın yok olması, bir mü'minin haksız yere öldürülmesinden daha hafiftir." (Tirmizî, Diyat 7; Nesaî, Tahrîm 2)
"Gökte ve yerde bulunanlar, bir mü'minin öldürülmesinde ortak olsalar Allah onların hepsini yüzüstü cehenneme atar." (Tirmizi, Diyat 8)
Allah Resûlü (s.a.s.) bir gün, "İki Müslüman kılıçları ile karşı karşıya geldiklerinde, öldüren de öldürülen de Cehennem'dedir." buyurdu. "Ya Resûlallah! Öldüreni anladık; ama öldürülen kişi neden Cehennem'e gidecek?" diye sorulunca; "Çünkü o da arkadaşını öldürmeye kararlıydı." dedi." (Müslim, Fiten 14; İbn Mace, Fiten 11)                                                                        
Haksız yere insan öldürmenin cezasının ne kadar ağır olduğu yukarıda belirtilen ayet-i kerimelerde ifade edilmektedir. Bunlar, ebedî cehennem azabı, Allah'ın gazabı, Allah'ın laneti, büyük azap, ayetin zahir manasına göre kâtil de tıpkı kâfirler gibi ebediyen cehennemde kalacaktır.                                              

İslam alimlerinin genel kanaati: "Allah şirkin dışında her günahı affeder" (Nisa sûresi, 4/48) ayeti ve Furkan sûresinin 70. ayetine göre katil tövbe ederse kabul edileceğinin bildirilmesi gibi delillere dayanarak, Allah katile azab ederse de bunun ebediyen olmayacağı şeklindedir. Ancak İmam Müslim, İbn Abbas'ın (r.a.) şöyle dediğini rivayet etmektedir: "Bu ayet (haksız yere adam öldüren ebediyyen cehennemde kalacaktır ayeti), bu konuda inen son ayettir ve nesh edilmemiştir. Dolayısıyla Müslüman olduktan sonra bir mü'mini öldüren kişi, ebediyen cehennemde kalacak ve tövbe etse bile tövbesi kabul olmayacaktır.” 

Bu manada başka bir ayet-i kerimede ise şöyle buyrulmaktadır:                         
“Kim katil olmayan ve yeryüzünde fesat çıkarmayan bir kişiyi öldürürse sanki bütün insanları öldürmüş gibi olur. Kim de bir adamın hayatını kurtarırsa sanki bütün insanların hayatını kurtarmış olur." (Maide sûresi, 5/32)                     
İmam Taberî, bu ayet ile ilgili izahı şöyledir: "Ey insanoğlu! Bütün insanları öldürmeye denk bir günah işleyip de seni bundan kurtaracak bir amelin olduğunu sanıyorsan, Allah'a yemin ederim ki nefsin ve şeytan seni aldatıyor, demektir."
Bu ayet-i kerimeler, çok açık bir şekilde insanın başkasına zarar vermemesi, yeryüzünde fitne fesat çıkarmaması, insanların güven ve huzurunu sarsacak davranışlardan kaçınması gerektiğini ifade etmektedir.

İlk yorum yazan siz olun
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.