İmam özgür olunca...

İsmail BERK

Bir genç gördüm cami revaklarında. Etrafı seyrediyordu. Tarihi eserin temaşayı zevklendiren mutluluğuna dalmıştı. Yukarıya bakıyordu, kubbelerin koruyucu  şemsiyesi onu sarmıştı, gök kubbeden haber verircesine.

Şadırvan bir başka güzellikti. Kollarını sıvayıp abdeste oturup, birlikte abdest aldığı arkadaşı ile yüz yüze geldiğinde,tebessümün en asil duygusuyla sireti suret olmuştu. Şadırvanın muslukları bir başkaydı. Ecdat yadigarıydı. Teknolojinin eli değmemiş, marifetin usta ellerinden sanata dökülmüş emanetlerdi. Akıttıkları su, içirdikleri su idi.

Cami avlusu, bir huzurun küçük ülkesi gibiydi. Etrafa bakan, kendi içinde bir bütün ve ruhani iklimin bütün esintilerine açıktı. Bankta oturup dost sohbeti yapan birkaç yaşlı vardı az ilerde.Ezanı bekliyorlardı. Diğer yanda,  ellerindeki defter ve kitaplardan okuldan çıktıkları  belli olan iki genç, uzayan saçlarının ve dinç bedenlerinin tatlılığında sevimli imamın iltifatlarını konuşuyorlardı.

İmam, onlara,bilhassa camiye gelen gençlere,her namaz çıkışı özel zaman ayırır,onların hal ve hatırını sorar kısa ve sakin bir üslupla çaya davet ederdi. Müsait olmadıklarında ayak üstü derslerini,ailelerini ve harçlıklarını münasip bir lisanla sorar,gözlem yapardı,ona  göre birkaç kelam ederdi.

O yüzden gençlerin halinden anlardı. Onlar da imam efendiyi çok severlerdi. Caminin bitişiğindeki çay bahçesine zaman zaman öğrenci grubunun hatırı için gider onlarla açık havada sohbet ederdi. Küçük odasında ikram ettiği çayları daha geniş mekanda bilgi sofrasıyla donatırdı.

Öğrenciler, hocadan sürekli kitap isterlerdi. Hoca, sorulan kitaplar veya konularda elinde eser olmasa da araştırır, bulur ve getirtirdi. Onlar da okuyup geri verdikçe, zamanla bir cami kitaplığı,çoğaldıkça da cami kütüphanesi olmuştu.

Lakin mevzuatın yüzü camide kütüphaneden yana olmayınca,imam efendi,ek bir mekan için dernekten yardım istemiş ve caminin mimari dokusuna ve dış görüntüsü ile çevre düzenine uygun bir tesis kurmuştu. Kütüphane oldukça ferahtı. Mütevazı bir çay düzeni de vardı hemen yanında.
Öğrenciler, araştırma isteyen okul derslerini burada yapamayınca, mecburen  erken ayrılıp bölgedeki internet kafelere gidiyorlardı. Bunu fark eden imam, onların böylesine bölünüp, istemedikleri ama zamanla alıştıkları mekanlar yerine burada o ihtiyaçlarını görmesini de çok arzuluyordu. Öğrencilerin  google taramaları ve kendi bilgisayar ödevleri için iki tane de internet bağlantısı kurmuştu.

Öğrencilerin beklemediği bu sürpriz, gençleri çok rahatlatmıştı. Özellikle okul çıkışı  namaz vakitlerini  daha garantiye almışlardı. Sohbet içinde ders, dersin içinde internet,internet içinde okuma ve yeni arkadaşları ile birlikte tefekkür konuşmaları. İç içe rahatlatan bir manzaraydı.
Cami derneği gençlerle çok mutluydu. Hatta haftada bir bu gençlere,evden yemek getirip ikram ederlerdi.Çay içilen kısım,aynı zamanda  öğrencilere annelerinin yemeklerini ve damak zevkini  hatırlatan muhabbet sofralarına açılmıştı.

*** 

Cami imamı çok sevinçli yeni bir gün arifesindeydi son günlerde. Performansı artmıştı, daha çok okuyor, yazıyor ve kendi kendine provalar yapar gibi camide gezinip hitap ediyordu. Bunu caminin penceresinden fark eden gençler, biraz şaşırmış, biraz da merakla ileriki günlerde hocaya sormuşlardı bu değişimi.

Hoca, çok huzurlu bir kalbilikle ve sevecen bir edayla cevap vermişti:
"Artık hutbelerimi kendim hazırlıyorum. Merkezden gelen resmi formattaki hutbeler yerine kendi cami cemaatime, çevreme ve önceliklerime göre plan yapıyorum. Hutbem için kaynak topluyorum, literatür taraması yapıyorum, metin çıktığında defalarca hitap şeklimi ve ruh halimi iyileştirerek okuyorum. Anlayacağınız ben de sizin gibi öğrenci oldum. Ben de sınavsız üniversiteli oldum. Ders çalışıyorum, araştırıyorum, yazıyorum ve hutbeleri, sizlere en iyi hitap edecek şekliyle okuyorum."

Gençler pek keyiflenmişlerdi, yılardır tanıdıkları ve saygı duydukları imamın bu keşfedemedikleri ve bazen kapalı gördükleri halinin şimdi bir iç özgürlük ateşi almasına çok sevinmişlerdi.
Zaten son dinledikleri hutbenin farkını biliyorlardı. Ama sebebini şimdi anlamışlardı.

Cami cemaati de o hafta daha etkili, coşkulu ve tebessümle tevazuu bileştiren imamın hutbesini çok iyi bulmuşlardı. Onlar da imamlara gelen bu özgürlük haberinden mutluydular.

***

İmam, Diyanetin "Özgür İmam" projesinden çok memnundu. Şimdilerde yeni bir özgürlük alanına el atıyordu. İlk öğretime giden çocukları, mahalleden camiye gelen ağabeyleri vasıtasıyla çağırıyordu. Onlara çikolata hazırlamıştı. Caminin bir köşesinde onlarla,genişliğin ve ferahlığın boyutlarında anlayacakları şekilde sohbet ediyordu.

Gençlerden birini yardımcı olarak bu çocuklar için değerlendiriyordu. Çünkü gençler, bir alt kuşağın dilinden daha iyi anlıyordu. Çocukların okul derslerini sordu. Bir kısmının takviyeye ihtiyacı vardı. Bir kısmı Kur’an elifbasına baba anneleri ile başlamış, fakat zaman zaman sinirli halleri  çocukların terk etmesine sebep olmuştu. Diyanetin genelgesi de çocukların gelmesine engel teşkil etmişti bir dönem.

Şimdi imam artık camiyi çocuklarla dolduracak kadar özgürdü. Diyanet "Özgür İmam" projesi ile onları rahatlatmıştı.” Yeter ki camiyle aileleri,çocukları,gençleri ve yetişkinleri tanıştırın.” mesajı,imamların enerjisini fevkalade aktif hale getirmişti.

Birde gençlerin kütüphanede,   çocukların ders takviyeleri için ailelerin uygun gördüğü zamanlarda ilgilenmeleri,sonrasında camide hocanın çocuklara Sahabelerin çocukluklarını anlatması vardı ki, doyumsuz bir şevk kaynağı olmuştu imam için.

***

Şimdilerde camimizde imam, mahalledeki  çocuk, genç, yetişkin bay ve bayan gönüllüler arıyor. Onlara kalbini açmış,”Buyurun” diyor. “Beraber olalım, camiyi mahalle yapalım,mahalle de cami olsun.”

Dindar kadınlardan bir hayli gönüllü çıktı. Hanımlara ayrılan bölümde günlük sohbetlerini yapıyorlar. Hadis, Kur’an, İslam tarihi, fıkıh ve Risale okuyorlar. Ayrıca haftanın bir günü, ikram için evlerde sohbete devam ediyorlar.

***

Bu günlerde bir hareketlilik daha göze çarpıyor camimizde. Namaz vakitlerinden sonra,bilhassa öğle ve ikindi namazından sonra, cemaat yaşlıları ile sıcak bir diyalog halkası kuruldu. Orta yaşta, oldukça sakin ve sevecen, yaşlılık psikolojisi üzerine ihtisası olan bir beyefendi İhtiyarlar Risalesini okuyor. Onları rahatlatıyor. Dersin sonunda, yaşlıların dua yüklü teşekkürleri ve torunlarıyla olan sevimli iletişimlerini anlatmaları ise bir başka muhabbet kaynağı oluyor.

***

Uyandığımda bu güzel rüyamı hemen yazdım. Belki sizin camide bunlar yapılıyordur, sadece bizde yok diye de hayıflandım.

Yorum Yap
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
Yorumlar (7)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.