İkinci Şua’yı anlamak-39

Afife ARTIK

Vücud dairesinin en büyük hakikati tevhiddir[i].

Hakiki tevhid yalnızca tasavvurdan ibaret değildir. Yani; “her şey Allah’a aittir ve herşeyi çekip çeviren de Allah’tır” deyip geçmek değildir. Hakiki tevhid ilim denilen tasdiktir ki bu tasdik bürhanın neticesidir. (Merakı olanlar mantık ilminde tasavvur ve tasdik mevzuunu inceleyebilirler.)

Ferd isminin altı işaretinde bu hakiki tevhid mufassalan izah edilmişti. İşte bu hakiki tevhid öyle bir risalet ister ki bu hakiki tevhidi bütün mertebeleri ile ders versin, ilan etsin ve isbat etsin.

Bu hakiki tevhid ne derece kat’i ise, ki katiyyeti altı işaretlerde delilleri ile isbat edildi, bu tevhidi ilan ve isbat eden ve mükemmel şekilde ders veren zâtın (aleyhissalatü vesselam) risaleti de o derece katidir.

Efendimiz Aleyhissalatü vesselam’ın manevi şahsiyetinin ehemmiyeti, ulviyeti ve bu kâinatın bir güneşi olduğuna şehadet eden çok delillerden üç delile bu yedinci işarette yer verilmiş. Şimdi geçen yazımızda vadettiğimiz gibi bu üç delili anlamaya gayret edeceğiz.

Birinci delil

Bu delilde iki madde nazara veriliyor. (Kitaptan orijinal metnin takip edildiği ve bu izahtan evvel kitaptan ilgili yerin okunduğu düşüncesi ile yazıyorum. Otuzuncu Lem’anın Dördüncü Nüktesinin Yedinci İşareti)

Hakiki tevhidi ders veren, ilan eden ve isbat eden Efendimiz aleyhissalatü vesselamın şahsiyet-i maneviyesinin ulviyeti, ehemmiyeti ve bu kainatın bir güneşi olduğuna dair bu delildeki iki madde budur:

1-Umum ümmetin umum asırlarda işlediği umum hasenatın bir misli es-sebebü ke'l-fâil sırrınca Efendimiz aleyhissalatü vesselamın hasenât defterine geçmektedir.

2-Makbuliyeti kat’i olan salavat duasını umum ümmet her gün etmelerinin iktizası olan makam ve mertebesi.

Umum ümmetin umum ibadetlerine sebeb olan Efendimiz aleyhissalatü vesselam’dır. Ferdiyeti ile bütün kainatı cüzleriyle beraber kabza-i tasarrufunda tutan Zât-ı akdesi bize tanıttıran ve Rabbül âlemin olan Zat’a (celle celalüh) nasıl ibadet edeceğimizi bize öğreten Efendimiz aleyhissalatü vesselam’dır. Kendisi bütün ibadetleri ilk yapan olmasına rağmen en mükemmel şekilde yapmıştır. 

Sebeb olan yapan gibidir (es-sebebü ke’l-fâil) sırrınca bütün ümmetin ibadetleri Efendimizin hasenât defterine geçmektedir. Umum ümmet dediğimizde bunun içinde sahabey-i kiram hazerâtı, tabiin ve tebe-i tabiin, Ebu Abdurrahmani'l-Yemânî ve Abdülkâdir Geylâni, Şah-ı Nakşibend, imam-ı Rabbani gibi zâtlar da vardır (Allah hepsinden razı olsun). Kendimiz gibi ve bu asrın yakîn eksikliğine giriftar olmuş insanları gibilerin ibadetlerini düşündüğümüzde belki umum ümmetin umum asırlardaki ibadetinin ne derece ulvî ve parlak olduğunu ve nasıl âli bir mertebe iktiza ettiğini anlamayabiliriz lâkin bu mübarek zâtların halis ve hem kemiyet hem keyfiyeten ziyade ibadetlerini düşündüğümüzde bir derece bu mana bize açılır inşallah.

Efendimiz aleyhissalatü vesselam umum ümmetin umum asırlardaki hasenelerinin kendi amel defterine geçmesi ile öyle bir mertebeye vâsıl olmuştur ve oluyor ve de kıyamete dek olacaktır ki değil aklımız hayalimizin gözü bile zor yetişir.

Efendimiz aleyhissalatü vesselam’ın kendisine edilen makbul dua olan salavatlar ile kemalât mertebelerinde ne derece yükseldiği ve nihayet Makam-ı Mahmud’a dek çıktığı mevzuna inşallah bir dahaki seferimizde çalışalım.

[i] Hakiki tevhid, tahkiki iman konuları hususen 22. Söz, 20. Mektub, 7. Şua, 2.Şua, Mesnevi-i Nuriye’de Katre Risalesinde işlenmiştir. Şimdi konumuz bu olmadığından bu konuda derin izaha girişmedik.

Yorum Yap
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.